Vehbi Tülek

Hîle ile biriktirilen şeyler, bir felâketle gider ve geride yalnız günahları kalır!..

Ebü'l-Abbâs hazretlerine hastalar getirilirdi. Duâ ettikleri, iyileşip giderlerdi...

​Ahmed Satîha hazretleri, bir kızla evlenmek istedi. Kız kabul etmedi ve hakâretlerde bulundu.

​"Yâ Rabbî! İnsanlara rahmet olarak gönderdiğin sevgili Peygamberin ile sana teveccüh ediyorum..."

​Resûlullah efendimizin kabrini ziyâret eden kimse, dünyâ işlerini kalbinden çıkarır...

​“İlim, insanı Allahın emrettiği şeylere götürür, zühd ise o şeylere erişilmesini kolaylaştırır.”

​Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Allahü teâlâya ve âhiret gününe inanan ya hayır söylesin yâhut sussun!"

​Nimetin kıymetini bilmemek, onun elden çıkmasına sebeptir. Şükür ise, onu devamlı kılar ve arttırır.

İnsan, iyilik sahibine teşekkür vazîfesini yapmadığı zaman, Allahü teâlânın emrini terk etmiş olur.

İlmiyle amel eden âlimlerle oturmak, kalblerin imârı ve bedenlerin gıdasıdır.

​Vâizler, nasihat, tövbe, kanâat, zühd, vera, takvâ ve hikmetle insanları Allahü teâlâya çağırırlar.

Ahmed Nâmıkî Câmî, gençliğinde zevk ü sefâ içinde yaşardı. Yirmi iki yaşında iken tövbe nasip oldu...

"Allahü teâlânın öyle kulları vardır ki, bir taşa nazar etseler, o taş altın olur..."

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “İlim talep ve tahsil etmek, her Müslüman’a farzdır” buyurdu.

​Zamanının büyükleri İbn-i Acîl hazretlerini peygamberler içinde Yahya aleyhisselama benzetmişlerdir.

​"Kişi bilmediği hâlde bu haramdır demekten sakınsın. O zaman Allahü teâlâ ona, yalan söyledin, buyurur."

“Namaz kılarken, Allahü teâlâyı görmek mümkün değil ise de, görür gibi bir hâl hâsıl olmaktadır.”

​"Gönlüne gelen ve seni Allahü teâlâdan uzaklaştıran her şey dünyâ demektir..."

​"Ömür çok değerli sermayedir. Ne yazık ki insanoğlunun çoğu bu sermayeyi boş yere tüketir..."

​Bir gün dilenci kılığında birisi tarafından Ahmed Kuseyrî hazretlerinin evinin kapısı çalınır...