Vehbi Tülek

İslâmiyetin aslı, temeli üçtür: İlim, amel, ihlâs. İslâm ilimleri ikiye ayrılır. Din bilgileri, fen bilgileri.

"Kim Bakara suresinin son iki âyetini geceleyin okursa o âyetler o kişi için kâfidir."

İnsanın da, Allahın da düşmanı olan nefsi zayıflatarak azmasını önlemek lâzımdır.

Din kardeşinin aybını görünce, ona hüsn-i zan etmeli, teviline çalışmalıdır.

"Sana darılana git, barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik et!"

Allahü teâlâ, doğru söylediklerini göstermek için, Peygamberleri mucizelerle kuvvetlendirdi.

''Sevdiklerimi [evliyamı] halkın içinde saklarım, herkes tanıyamaz.''

Allahü tealanın sıfât-ı zâtiyyesi (Ülûhiyyet sıfatları) ve sıfât-ı sübûtiyyesi vardır...

"Kur’ân okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Olur ki, merhamet edilirsiniz."

Bâtın ilimlerine kavuşmamış olan din adamları, bilmedikleri ilimlere inanmıyorlar!

Farzlardan ve haramlardan meşhur olanları, lüzumu kadar öğrenmek farzdır.

Selef-i sâlihînin yapıştıkları direk, Hulefâ-i râşidînin etekleridir.

Resûlullah efendimizi hatırlayanın kalbinde O'nun nûru parıldar.

Kendisini küfürden muhâfaza etmesi için, Allahü teâlâya çok duâ etmelidir.

Ahkâm-ı ilâhiyyeyi bildiren ilme fıkıh ilmi denir. Fıkıh âlimlerine fukaha denir.

Peygamber efendimizin yanına bir âmâ geldi. Gözlerinin açılması için duâ istedi...

Necâşî Müslüman oldu ancak Habeşlilerden gizliyordu. Fakat, halk öğrenmişti!..

İbâdette bir bidati yapmak, bir sünneti terk etmekten daha fenâdır!..

Arabistân yarımadasında, şairler, şiirlerinin belâgatları ile birbirlerine övünürlerdi.

“Ya Resulallah senin ve geçmiş Peygamberlerin namaz vakitleri budur."