Bir an olsun düşünmedik -1-

A -
A +
Bugün ülkemizde çarklar hâlâ dönüyorsa, devlet ayakta dimdik duruyorsa, çocuklar anasız, babasız kalmıyorsa, bunda hiç şüphe yok ki sağlık çalışanlarının büyük bir payı var.
Savaş filmlerini seyrederken, hücum borusunun sesiyle, siperlerden fırlayıp mermilere en önde koşanlara hep hayret ederdim.
İnsanüstü bir irade, bir davaya adanmışlık olmalı diye geçirirdim içimden.
Tarih kitaplarında, iman dolu göğsüyle, kahramanca savaşan atalarımızın, hikâyelerini okur, böyle bir şehadet, herkese nasip olmaz diye düşünürdüm.
Ta ki, bu Covid-19 pandemisi, ülkemizi de Edirne’den, Ardahan’a kuşatıncaya kadar...
Bu devletin ekmeğini yedik, suyunu içtik. Her köşesinde hizmet ettik. Ama bir an geldi ki bu, artık hizmet değil, vatan borcu oldu.
Bir an olsun düşünmedik.
Bir an olsun tereddüt etmedik.
Bir an olsun “yeter artık” demedik.
Bir an olsun “bana ne” demedik.
Bir an olsun “ya ben de yakalanırsam, çoluk çocuğuma bulaştırırsam” diye hayıflanmadık.
Bir an olsun durmayı, geri çekilmeyi, mevziyi düşmana terk etmeyi düşünmedik.
Bir an olsun sormadık “ya bize bir şey olursa geride kalanlar ne olacak?” diye.
Bir an olsun gözlerimizi kaçırmadık düşmanın gözlerinden.
Bir an olsun fırsat vermedik bizi ezip geçmesine.
Bir an olsun elini bırakmadık hastamızın, silah arkadaşımızın.
Bir an olsun fırsat vermedik moralimizi bozmasına.
Bir an olsun aklımızdan çıkarmadık, bu vatanın sınırlarını, bizim beklediğimizi.
Bir an olsun unutmadık bu aziz milletin dualarının bizimle olduğunu.
Bir an olsun yalnız hissetmedik kendimizi.
Bir an olsun milletimiz yalnız hissetmesin, korkmasın istedik.
Bir an olsun nefes almadan, soluksuz çalıştık yeri geldi.
Bir an olsun acıkmadık, susamadık bu vatan borcunu öderken.
Bir an olsun aklımızdan çıkarmadık bayrağın bizim ellerimizde olduğunu.
Bir an olsun düşürmedik o bayrağı yere….
                 Ümit İpeksoy
 
 
 
ŞİİR
 
 
            Uzaklardan
 
Darende’de açan nergis gül gibi,
Kayısı çiçeğiyle karanfil gibi,
Somuncu Baba’dan misk ü amber gibi,
Kokular alırım ta uzaklardan…
 
Köpük köpük Gürpınar Şelalesi
Tarih kokar o Zengibar Kalesi,
Gönül dostu Es-seyyiddir Hulusi
Himmetler alırım ta uzaklardan…
 
Tohma Çayı ve Darende Vadisi,
Kudret hamamıdır Şifahanesi,
Ulucami, Dânâ Bey minaresi
İlhamlar alırım ta uzaklardan…
 
 
Hamid-i Aksarayî, Musulî Hazretleri,
Abdurrahman Efendi, Tacüddin-i Veli,
Somuncu Baba ve bütün o büyüklerden
Feyizler alırım ta uzaklardan…
 
                          M. Kuşçu
 
 
UNUTULMAZ LEZZETLER
 
BURSA KESTANESİ: Bursa’nın meşhur yemekleri arasında İskender kebabı, enginar dolması vardır ama kestane şekeri de çok meşhurdur. İspanya Barcelona Gıda Fuarında, Bursa kestane şekeri dünya birincisi seçilmiştir...
Kestane şekeri yapımı şöyle anlatılır: “Kestanenin dış kabukları bıçakla kesilerek atılır, ince iç kabuğu da sıcak suyun içerisinde yumuşatılarak soyulur. Kabuklarından ayrılan bu kestaneler 4'lü veya 5'li olarak ince tülbentlere sarılarak tülbent düğümlenerek tencereye yerleştirilir, başka bir tencerede şeker ve su karışımı (1 kilo şekere yarım kilo su) orta sıcaklıkta ateşte kaynatılarak revak elde edilir. Hazırlanan revak kestanelerin üzerine dökülerek hafif ateşte iki saat kadar kaynatılır, kaynama sırasında revağın kıvamı sürekli kontrol edilir, kaynamanın bitiminde kestane şekeri bir gün soğumaya bırakılır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.