Hangi kuşak hangi harf -2-

A -
A +
“Yetimin hakkı”, “mazlumun ahı”, “ayıp”, “günah” gibi duygular, tamamen demode ve artık hiçbir müeyyidesi olmayan, yaptırımdan uzak birer nostaljik sözcük olarak, ekranlarda komedyenlerin alaylı konuşmalarına garnitür olmaktan öte gitmiyor.
Büyüğe saygı, küçüğe sevgi öğretileri sadece bayramlık demeçlerin içinde birer klişe söz olarak kullanılıyor.
İletişim çağının baş döndüren hızında görüşmeler konuşmalar, robotlar gibi birkaç tınıyla gerçekleşirken ne yazmaya ne okumaya ihtiyaç duyulduğu için, dil denilen ve insanın diğer canlılardan en büyük farkı olan kelimeler, sözlük sayfalarında çürümeye terk ediliyor.
Geriye ne mi kalıyor?
Hakkın hukukun edep ve saygının, ayıp ve günahın unutulduğu bir ortamda kim daha fazla kavgacı olursa ekmeği o kapıyor. Kim karşısındakini küçültürse kendisi o kadar büyük gözüküyor. Kim daha çok süslenirse, dikkatin o kadar odak noktası oluyor. Dolayısıyla artık kimse “ilm”e ihtiyaç duymuyor. Çünkü bilgi “ilm” etmiyor. “İtibar” yerine moda deyimle “saygınlık” parayla özdeşleştiği için ithal otosuyla trafiğe çıkan bir kaçakçı, yanı başındaki toplu taşıma aracında torunu yaşındaki gençlerin kaykılarak sakız çiğnediği ve lütfedip yer vermeyi akıl etmediği için amfisinden çıkıp evine ayakta gitmek zorunda kalan profesörden ve rotasından uzaklaşmış medeniyetten intikam alıyor.
Artık kimse saygıyı tercih etmiyor. Çünkü saygı saygısızların saygısızlıkları sayesinde kişiyi saygısızlara karşı mağdur eden manevi bir engel oluyor.
Artık kimse sözünde durmuyor. Çünkü söz verenlerin sözünde durmadığı bir ortamda insanı körebe oyununda, sürekli ebe olan zavallı konumda bırakıyor.
Örnekleri çoğaltmak mümkün... Kısaca söylemek gerekirse artık günümüz insanı, kitaplarda vazedilen örnek insan olmak yerine, ayakta kalabilmenin yeni kurallarını uygulamanın peşinde.
Global kültür artık insana bu iki tercihten birini sunuyor. Ya “ideal insan” olarak toplumun alt katmanlarında ucube yaratıkların müstehzi, alaycı bakışlarının maskarası olur, sürünürsünüz; ya da yeni dünya düzeninin vahşi ormanında yaşamanın kurallarını öğrenip uygular ayakta kalırsınız. Siz bilirsiniz, diyor.
           Fahrettin Çağlayan
 
 
 
ŞİİR
 
         Sevgi Destanı
 
Yeryüzünde hep barış olsaydı
Sevgi ile dünya cennet olurdu.
Tüm gönüller merhametle dolsaydı
Sevgi ile dünya cennet olurdu.
 
İnsan ki insanın düşse derdine,
Koyun bile hasret kurdun merdine.
Dostu gerçek olan bakmaz ardına,
Sevgi ile dünya cennet olurdu.
 
Hakk'ı bilen haksızlığı kuşanmaz
Hakk'a giden doğru yolda üşenmez
Zulüm dolu bir dünyada yaşanmaz
Sevgi ile dünya cennet olurdu.
 
Allah'tan korkarsa kıyar mı insan?
Kuldan utanırsa soyar mı insan?
Haram lokma ile doyar mı insan?
Sevgi ile dünya cennet olurdu.
 
Bilirim ki sevgi Hakk'ın kapısı
Bilirim ki sevgi cennet yapısı
Bilirim ki sevgi aşkın tapusu
Sevgi ile dünya cennet olurdu.
 
Kadir Fidan-Dağların Şairi
 
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
POLİS TEŞKİLATI: Polis teşkilatının kuruluşu 10 Nisan 1845'tedir ve İstanbul'da "POLİS" adıyla bir teşkilat kurulmuş, yeni kurulan polis teşkilatının görevleri yine aynı tarihte yayınlanan Polis Nizamnamesinde belirtilmiş ve bu durum yabancı elçiliklere de bir yazıyla duyurulmuştur.
Bugün Polis Teşkilatının kuruluş yıl dönümüdür. Belirli dönemlerde çıkarılan nizamnamelerden 1923 yılındaki Polis Nizamnamesinde, 1913 tarihli nizamnamenin birçok hükümleri aynen korunmuş, bunun yanı sıra, polisin yetki ve görevleriyle, hakları yeniden düzenlenmişti. Bu nizamname Emniyet Teşkilâtı Kânunu ile 4 Temmuz 1934 tarih ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kânunu yürürlüğe girinceye kadar uygulandı.
4 Haziran 1937’de kabul edilen 3201 sayılı emniyet Teşkilâtı Kânunu ile teşkilâtın kuruluşu, görevleri ve mensuplarının özlük işleri bir düzene bağlandı. Günümüzde Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığına bağlı, kendi özel kânunuyla yönetilen bir teşkilât hüviyetini kazanmış oldu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.