İklim değişikliği üzerine...

A -
A +
Bence doğal afetlere yönelik bakış açımız yanlıştır. Doğa, yabani bir at gibi, tahakküm kurmaya çalışan binicisini atmaya çalışıyor üzerinden. Olan sadece budur. Bu mücadele kaçınılmazdır çünkü postmondernitenin uzun yıllar kullandığı gelişmişlik/teknoloji başarısızlığını ilan edecek. Geriye dönüyoruz. Kabuk değiştiriyoruz.
Doğanın bir aktör olarak toplumsal olaylara müdahil olduğu nedense aklımızın ucundan geçmez. Tarihi insanların kendi iradeleriyle yaptığına dair kabullenilmiş bir anlayışa sahibiz. Her şeyin aklın süzgecinden geçirilerek tasarlandığını sanıyoruz. İnsan aklının ve gücünün yetmediği yerde araştırıcıların akıllı tasarımı giriyor devreye. Oysa doğa irrasyonel olarak göz ardı ettiğimiz müdahalelerle toplumsal olayları tetikliyor, hızlandırıp yavaşlatabiliyor, yönünü değiştirebiliyor. Fransız volkan bilimciler 1789 Fransız Devrimi’nin üstelik çok uzaklardaki bir doğa olayından etkilendiğini, doğanın bir aktör olarak bu büyük toplumsal olayı tetiklediğinden söz ediyor.
İklim değişir, Fransız Devrimi olur gibi basit bir sonuca varmak istemiyorum ama toplumsal olayların biçimlenmesinde rol oynayan önemli aktörlerden biridir doğa. Doğanın bir aktör olarak Fransız Devrimi’ne büyük katkısı olduğunu söylüyor volkan bilimciler. Kaos kuramının meşhur kelebek etkisiyle örneklediğine benzer bir olay gerçekleşiyor devrimin çok öncesinde. Bu kez yine dünyanın öteki ucunda bir kelebek kanat çırpıyor, bayağı gümbürtülü bir kanat çırpışı, yanardağlar patlıyor. 1783 yılında Japonya’nın merkezindeki Asama Dağı ve İzlanda’nın güneyindeki Laki Dağı faaliyete geçiyor ve bu iki volkan, binlerce kilometrelik uzaklığa ve altı yıllık bir araya rağmen 1789’daki Fransız Devrimini tetikliyor. Volkanik patlamalar atmosfere çok büyük miktarda kükürtlü kül karışmasına ve böylece kısmen de olsa güneş ışınlarının Dünya’ya ulaşmasını engelleyerek iklimin geçici olarak soğumasına yol açıyor. Bu ekonomik daralma söylemleri ile güçlü hâle geliyor. Doğa, ondan çaldıklarımızın peşinde!..
         ErdiHan/Sosyolog
 
 
 
ŞİİR
 
       Ömür dediğin...
 
Yaşamanın kıymetini bilelim,
Gider geri gelmez ömür dediğin.
Ölüp gidenlerden ibret alalım,
Hiç kimseye kalmaz ömür dediğin.
 
Kim ne kadar yaşayacak bilinmez.
Vakti gelen gider geri dönülmez.
Alınlara yazılan yazı silinmez,
Uzayıp kısalmaz ömür dediğin.
 
Her hayatın bir sonu var ne dersin?
Azrail’le pazarlık mı edersin?
Zamanın gelince göçer gidersen,
Avuçta tutulmaz ömür dediğin.
 
Senin olsun paran servetin malın,
Başın açık olur ayağın yalın.
Lal olur konuşmaz ağzında dilin,
Ağa, paşa bilmez ömür dediğin.
 
Süleyman misali yaşa istersen,
“Malım mülküm beni kurtarır” dersen,
Bir gün fazlasına milyonlar versen,
Alınıp satılmaz ömür dediğin.
 
Tabiatın kanunu bu neylersin,
Mithat İnci doğrusunu söylersin,
Zaman gelir kabristanı boylarsın,
Bir gün uzatılmaz ömür dediğin…
 
             Bayburtlu Mithat İnci
 
 
 
GÜZEL YURDUMUZ
 
 
BİNGÖL: Doğu Anadolu bölgesinin Yukarı Fırat bölümünde, yeşillikler ve yaylalar diyarı harikulade güzellikleri bulunan bir ilimizdir.
Bingöl'ün tarihi çok eskilere dayanır. Bingöl yakınlarında Ahpik köyü ile Karlıova'nın Küpik köyünde bulunan mağaralar çok eski devirlere aittir. Tarihte ilk defa Anadolu Birliğini kuran Hititler, Bingöl'ün dağlık arazisine ulaşamamışlardır.
1071 Malazgirt Zaferinden sonra, Alparslan'ın emirlerinden Mengüç Bey, Erzincan'ı alarak, beyliğini kurunca, Kiğı ve Bingöl yaylalarını Mengüç Beyliğine kattı. Birkaç defa değişik yönetimlere ev sahipliği yapsa da en son Çaldıran Savaşı sonrası Osmanlıda kalmıştır. Kurtuluş Savaşı öncesi istila görmeyen illerimizden biridir...
Bingöl'de sert kara iklimi hüküm sürer. Kışlar uzun sürer. Kar yağışı bol ve kar kalınlığı 3-4 metreyi bulur. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Yaylacılık yöntemiyle koyun ve kıl keçisi beslenir. Yaylalarda kurulan mandıralarda tereyağı ve peynir yapılır. Akarsu vadilerinde tarım yapılır. Az miktarda buğday, arpa, patates, soğan, baklagiller, elma ve ceviz yetiştirilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.