Hepimizin kışı farklı geçer

Ülkemizde genel olarak çetin geçen bir kışın ortasındayız. Bazı yerlerde hayatı da olumsuz etkileyen bazı yerlerde insanları dağda belde mahsur bırakan soğuk hava akımının etkili olduğu bugünlerde sağlık açısından çok dikkatli olmamız gerekmektedir.

Kış ayları sadece soğuk olması insanları mahsur bırakması ve donduruculuğu ile değil aynı zamanda bizlere eğlenceli anlar yaşatması ile de gerçeğimizdir. Özellikle kış aylarında hasret kaldığımız bir eğlencedir kar topu oynamak. Kar yağarken cam kenarında çayımızı yudumlamak, akşam karanlığında sadece elektrik direklerine bakarak kar yağışının yeryüzüne lapa lapa yağışını aheste aheste izlemek eminim ki sizlerin de yaparken keyif aldığı bir durumdur. Hatta artık az bilinse de “Elhan-ı şita” isimli kar yağışını anlatan şiir edebiyatın kar ve kışa ilgisinin bir belgesidir diyebiliriz…

Kar yağışına ve kış mevsimine böyle nice değişik açılardan bakabiliriz. Ancak işin bir de görünmeyen yüzünü görmemiz gerek. Bu kışta kıyamette evi olmayan insanlarımızı, sokakta kalmış hayvanlarımızı da düşünmemiz gerekmektedir… Bu kişiler bakıma muhtaç olan insanlarımızdır. Bizlerin keyif alarak eğlendiği bu aylar kimileri için çile ve ıstırap hatta sonucu ölüm olan bir trajediyle bitebiliyor. Sıcak evinde kahvaltısını yaptıktan sonra kar botlarını, eldivenlerini, montunu beresini atkısını giyinip kar topu oynamaya giden bir çocuk ile evi ısınamayan, giyecek botu olmayan, kahvaltısını yapamamış bir çocuk için “kar” başka anlamlar taşır, kışın da başka anlamı vardır…

Peki, bizlerin bu anlamda ne yapması gerekmektedir? Sokakta kalmış insanlarımıza maddi yardımın yanı sıra onların barınabileceği bir yer bulmaları için devletin gerekli kurumlarına başvurabiliriz. Sokak hayvanlarımız için de bir kap yemek ve suyun yanı sıra devletin gerekli koruma alanlarını arayıp bu sevimli canlılarımıza bu zor şartlarda yardımcı olabiliriz. 

Unutmayalım, hepimizin kışı farklı geçer. Yardımseverlik ve iyilik noktasında bir olursak kışlar herkes için iyi ve güzel geçer diye düşünüyorum...

 

 

 

 

 

Sarp yamaçlar, derin vadi,

Yürü de görelim hadi!

Ekmek yolu, geçim derdi,

Varan bilir, kimse bilmez.

 

Sırtlanırsın onca gamı,

Yaş böylece alır demi,

Bakmışsın yol almış gemi,

Kalan bilir, kimse bilmez.

 

Koş oraya, koş buraya,

Yaka gelmez bir araya,

Gecekondudan saraya,

Giren bilir, kimse bilmez.

 

Nüfus geniş, yevmiye dar,

Çalış, çabala, kuş kadar,

El açamam, eller ne der,

Gören bilir, kimse bilmez.

 

Konu, komşu, eşe dosta,

Kim ihtiyar, kimi hasta,

“İyi ki” der insan, usta!

Soran bilir, kimse bilmez.

 

Vatan, anadan evlâdır,

Şehadet, tatlı rüyadır,

Cennet hakiki dünyadır.

Eren bilir, kimse bilmez.

 

 

 

 

 

 

TAHAYYÜL: Arapça isimdir. Hayâle getirme, hayalde canlandırma, canlandırılma, hayâle dalma anlamlarına gelir.

TAHAMMÜL: Arapça isimdir. 1. Yüklenme, bir yükü üstüne alma. 2. Dayanma, katlanma. 3. Kaldırma anlamındadır.

MUHAYYER: Sağlamlığı ve kullanılabilirliği açısından önerilen, beğenilmediğinde geri verilebilecek olan (eşya vb.), müşteriye alınan malını beğenilmezse iade edilebileceğini söylemek.

MUHTASAR: İhtisar edilmiş, kısaltılmış, kısaltma, kısa. Bir çalışmanın özet bilgisi vb. anlamındadır.

MUHÂTAB: 1. Hitap olunan, kendisine söz söylenilen kimse, kendisiyle konuşulan kimse. 2. Gramerde ikinci şahıs demektir.