Aile mutlu olmadıktan sonra

A -
A +

Cebinde bu kadar yüksek marka telefon olan, her istediğine anında kavuşan bir çocuk babasından başka kimseye değer vermez, kimseyi dinlemez. Babası gibi olmayanlar onu rahatsız eder. Bir süre sonra babası da isteklerine yetemez hâle gelir. İstediği olmamaya başladığında öfkelenmeye ve babaya olan saygısını da yitirmeye başlar.

 

Böyle bir çocuk akranlarıyla oynamada sorun yaşar. Onlara kendi aldıklarından, kendinde olanlardan söz edince, çocuklar ya onun gibi olmak üzere kendi aileleriyle görüşürler. Ya da onu dışlarlar. Ya da ona zorbalık yapmaya kalkışırlar.

 

Böyle çocuk annesi tarafından da kontrol altına alınamaz. Çocuğu terbiye etmek ayrı bir şey ona dediklerini yaptırmak ayrı bir şeydir. Çocuğa prensip söylerken annesine de prensip söyleyen sen olunca evde bir patron patrondan emir alan iki çalışan konumu çıkar. Bu ise evde baba ile eşit derecede otorite olması gereken anneyi çocuğun gözünde bitirir. Baba evde olmayınca ona otorite olamayan anne çocukla sorun yaşar. Baba eve geldiğinde mutsuz çocuk, mutsuz anne ile karşılaşmaktan kendini alamaz.

 

Bir baba evde eşi ve çocuğu var iken kendi başına oyun oynayamaz. Oyun oynarken baba olmaktan çıkıp bağımlılar kategorisinde olur. Ha kahveye gidip kâğıt oynamıştır ha evde bilgisayar oyunu oynamıştır. İstediği kadar stratejik bilmem ne olursa olsun. Evde aileyi mutlu edemedikten sonra beş para etmeyen bir süreçtir.

 

Bu oyuna takılan kimse kim olursa olsun asla iradesine sahip olamaz ve masabaşı, yiye yiye obez olması kaçınılmazdır. Obez olan kimse hareket kısıtlılığı yaşar. Bu ise onu babalık rolünde bir sıfır geriden başlamaya öter. Başarısız baba olur.

 

Ayrıca yüzüne karşı denilmese de istenmeyen eş olur. İş yerinde de kimse bir şey demese de sevimsiz bir tip olur. Bu kesinlikle sosyal gerçektir. Hiçbir kılık kıyafet ona göre olmadığı için ister istemez çuval gibi giysilerle dolaşmak zorunda kalır. Bu ise aslında moral bozucu bir durumdur. Çözümü bilgisayar oynaması gibi masabaşı hareketsizlikten kurtulmak ve böylece zoraki yemekten uzak kalabilmektedir. Bu konuya devam edeceğim...

 

     Ayhan Özbek-Öğretmen

 

 

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

     Vakit bu vakittir

 

 

 

Geçen günler geri gelmedi, gelmez,

 

Farkındayım akıp gidiyor zaman,

 

Bir sel gibi beni önüne katarak.

 

Şu anın kıymetini bilen adam

 

Olabilmekte marifet,

 

Şeytan boş silahı değil,

 

Boş anını gözler dikkat et!

 

Pusulamızdır, zamanı verenin yolunda,

 

Zamanımızı harcamak.

 

 

 

Bin atlı akınlara giden bir akıncıyı düşledim,

 

Şimdi olsa nereye olurdu

 

Hiç durmazcasına şanlı akını?

 

Şimdi akınlar hep insanın içinedir,

 

Şu hız ve haz çağında.

 

Kendini fetheyleyince dolaşır kıtaları,

 

Hiç durmazcasına giden şanlı akıncı.

 

 

 

Fedakârlık zordur azizim, şu dünyaperest asırda,

 

Keyif ederek mücahit olunmaz bahçedeki hasırda,

 

Bir mesaj var, bize mazideki sırda,

 

Bir ışık geliyor, açılan büyük çığırda,

 

Çiçekler bir başka kokuyor, ecdat yadigârında.

 

 

 

Yön verir bize ecdadın ulvi nizamı,

 

Zalim düzeninin kaldı artık son bir demi,

 

Bizi birleştiren ümmet yapan mekândır cami

 

Tek bilek olup küfrün kalbine yürüyen mermi,

 

Olabilirsek eğer zafer yakındır.

 

 

 

Muhammed Ali Türegün Gediz-Kütahya

 

 

 

 

DUYGU DAMLASI

 

 

YELPAZE: Hayat bir yelpaze gibidir. Bazen ona kendini açar, bazen bütün benliğinle kapatırsın. Bazen yüreğin heyecan, umutla dolu olur. Gelen yeni günü her şeyi ile kucaklayacak gücü kendinde bulursun. Bazen de tam tersi olur. Yeni gelen günü birçok sorunla beraber gelmiş gibi düşünürsün. Bu tamamen bir bakış açısı. Sen nasıl hissedip öyle bakarsan günde sana öyle açar kendini. Bir yelpaze gibi bütün kanatlarıyla seni serinletmek için uğraşır veya bütün kanatlarını sıkıca kapatır seni mahrum bırakır... Öyle ise bakışını tazele... Yelpazeni ömür rüzgârına doğru aç. Aç ki seni serinletsin. Bu serinlik bazen kuvvetli bazen güçsüz olur, ona takılma. Sadece yelpazeni açmaya bak. Nasibindeki rüzgâr seni bulur.

 

Ama gerçek şu ki, ömür yelpazenin verdiği serinlik kadar kısa... O yüzden serinliğinin kıymetini bil... [Amine Kübra Salar]

 

 

 

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.