Çaycının intiharı

A -
A +

Levent Kırca’nın 90’lardaki hükûmetleri anlatan parodisiydi; Çaycının intiharı.

Komedi gereği biraz abartılı hicvedilse de trajikomik gerçeğin ta kendisiydi.

Hatırlamayana anlatayım;

             ***

Bir çaycı, inşaatın çatısında intihar etmek istemektedir.

Komiser Ahmet yanına gider, derdini sorar.

“Artık hükûmetler değişmesin. Battım” der.

Sonra anlatır başından geçenleri…

Devlet dairesinde çaycılık yapmaktadır.

Hikâye başlar…

Müdire Ayşe Hanım'ın istediği orta şekerli kahveyi hazırlayıp odasına gider.

Aa! Bakar koltukta bir adam oturuyor.

  • Ayşe hanım nerede efendim?

  • Ben Hasan Bey'im. Ayşe Hanım şimdi Kars’a doğru yola çıkmış olmalı. Yerine ben atandım.

  • Niye ki?

  • 53. Hükûmet işbaşına gelince, bütün kadrolar değişti. Buraya ben atandım.

  • Orta şekerli kahve içer misiniz?

  • Bana sütlü kahve getir.

Çaycı ocağa döner. Ayşe Hanım hesabı ödemeden gitmiş, olan çaycıya olmuştur. “Gidip bulabildiğimden tahsilat yapayım, yeni müdürün de sütlü kahvesini vereyim” der.

Önce memur Leyla ve Nalan Hanımların odasına dalar.

O da ne!

Onların da yerlerinde yeller esiyor, masaya oturan yeni memurlar “Buyur, bir evrak mı imzalanacaktı?” diye sormaktadır.

“Bari müdürü kaçırmayayım” deyip odasına seyirtir ama ne fayda!

Hasan Bey çoktan uçmuş, hatta arada bir hükûmet daha değişmiş, 55. Hükûmetin atadığı yeni müdür koltukta oturmaktadır.

“Sen bana bir ada çayı getir” der yeni müdür.

  • Siz daha burada mısınız?

  • Akşam mesai bitimine kadar buradayım.

Parasını peşin almadan ocağa döner. Çırağın sözleri başından aşağı kaynar sular döker;

  • Yeni hükûmet vatana-millete hayırlı olsun usta.

  • 55’inci mi?

  • Hayır, 56’ncı.

  • Ne zaman değişti ulan?

  • Az önce.

  • Yandık desene. Yeni gelen kadroya ayran dağıtmıştık.

Hemen koşar içeriye.

Masalardaki yüzler yine değişmiştir maalesef.

  • 56. mısınız?

  • Evet. Uzak yoldan geldik. Bize birer bardak su getir.

  • Ötekiler nerede?

  • Sivas’a sürgün.

Suları getirir. Neyse ki bu defa aynı memurlar yerinde oturmaktadır.

Parasını alıp çıkmamaya kararlıdır bu defa.

Masanın önündeki koltuğa oturup, suyu bitirmelerini bekler.

O arada ayakkabısının bağcığının çözüldüğünü fark eder.

Eğilip bağlar…

Kafayı kaldırır ki, memurlar yok.

Sonra odaya başkaları girer apar topar.

Onların da üstlerini çıkarmaları ile giyinip gitmeleri bir olur.

Ve nihayetinde 59’uncu hükûmete kadar gelir hikâye.

Çırağı “Abi çay götürelim mi?” diye sorar.

“Yok, bu işi kapattım gitti” der ve başından geçenleri anlattığı mevzu biter.

O bunları anlatırken komiser Ahmet de çoktan gitmiş, hikâyenin başından sonuna üç komiser değişmiştir.

İntihardan vazgeçen çaycı, “Gömlek değişir gibi hükûmetin değiştiği ülkede yapılacak en iyi şey nakliyecilik. Bundan sonra bu işi yapacağım” der ve parodi sona erer...

             ***

Şimdi hikâyeyi bırakıp, gerçeğe dönelim.

59. Hükûmet, Türkiye’nin istikrarı yakaladığı dönemin başlangıcıydı.

Levent Kırca’nın hicvettiği önceki hükûmetlerin aksine, AK Parti çok çetin imtihanları milletin desteğiyle atlattı.

En nihayetinde Türkiye bir daha o yıllara dönmesin diye MHP ile birlikte parlamenter sistemi de tarihin çöplüğüne gömdü.

Bunu da Başkanlık sistemine yüzde 50+1 sınırı getirerek, kendi işini zorlaştırma pahasına yaptı.

Şimdi birileri çıkmış, yeniden Levent Kırca’nın parodisine dönelim diyor.

Kemal Amca ve Meral Abla'da hikâye bol…

Gençler bilmez nasıl olsa, ikisi de “Eskiden Türkiye şöyle güzeldi, böyle bilmem neydi” güzellemeleriyle kafa bulandırıyor!

Olmaz da…

Velev ki başardılar…

Bu defaki çaycının değil, Türkiye’nin intiharı olur!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.