Türkiye’nin, fiilen işgal ve bölünme tehdidiyle yüzleştiği 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti…
Ne var ki, ekranlarda yapılan sığ tartışmalardan FETÖ’nün hâlen hakkıyla anlatılamadığını görmek üzücü.
Oysa bu karanlık örgütün tarihini, içyüzünü anlatan çok sayıda makale yayınlandı geçmişte.
Mesela Gerçek Hayat dergisi, cenazesinde bile İslamiyet’ten ne kadar uzak olduğu ortaya çıkan FETÖ elebaşının, örgütleşmeden çok önce nasıl palazlandırıldığını anlatan bir araştırmaya imza atmıştı.
2021 yılında yayınlanan makalede satır başlarıyla şöyle deniliyordu;
“Fetullahçı Terör Örgütü, yalnızca teröristbaşı Fetullah Gülen değil, çok sayıda farklı isimle kurulup ihanet faaliyetleri gerçekleştirdi.
Baş terörist Fetullah Gülen kimdir?
Anne tarafından Edirneli Sabetayist bir aileye, babası tarafından ise Ermeni bir aileye mensuptur.
1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper.
Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir.
Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir.
***
CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Divan Otel’de yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır. Edirne’ye tayini çıkarılır. Çünkü burası Erzurum’a gelmezden evvelki yerleştikleri bir yerdir. Ondan önce İspanya’dan göç etmişlerdir. Akrabası Hüseyin Top, Edirne Müftülüğünde çalışmaktadır.
Çocuk yaşta olmasına rağmen Edirne’nin en büyük camilerinden biri olan ‘Üç Şerefeli Cami’ye tayin edilir. Bu süreçte ilginç isimlerle tanışır. Bunlardan biri yolları hiç ayrılmayacak olan Aydın Bolak, biri Yaşar Tunagür, diğeri ise Suat Yıldırım’dır.
***
Tunagür, bunu (teröristbaşı Gülen’i) bir mektupla Ankara’ya askere gönderir. Mektup Özel Harp Dairesi Kurmay Başkanı Reşat Taylan’a hitaben yazılmıştır.
Burada bir müddet kaldıktan sonra, ileride Genelkurmay başkanlığı yapacak olan Orgeneral Cemal Tural’ın yanına, İskenderun’a yollanır.
O dönemim şartlarında asker içinde ve sivillere vaazlar verdirilir. Askerliğini bitirip İzmir’e, ardından Erzurum’a gider. Komünizmle Mücadele Derneği’nin Erzurum Şubesi’ni kurar.
CHP’nin Halk Evleri Divan Başkanlığını yapar. Edirne’ye dönünce, terfi ettirilir. Tayini İzmir’e çıkarılır. Burada Mesih ve Mehdiliği’ni ilan eder. Sabetay Sevi’nin evinin yanına karargâhını kurar. Masonluğa intisap eder. Devşirerek örgütüne dâhil ettiği kişileri devlete sızdırır. Tüm darbeleri destekler. Darbelerden güçlenerek çıkar. Devletin her alanına nüfuz etmeye çalışır.
***
NATO Gladyosu adına sarsıcı cinayetlere imza atar. Tümünü adlî ve güvenlik makamlarındaki adamları sayesinde kapattırır. Vatikan’a, Papa’ya intisap eder. CIA, MOSSAD ve diğer istihbarat teşkilatlarının yanı sıra Cizvit, Moon, Opus Dei, Sayntoloji gibi örgütlerle güçlü bağlar kurdurulur. Dünyaya açılır ve 1999’da Amerika’ya firar eder.
***
Peki, FETÖ elebaşının hayatındaki önemli isimlerden Yaşar Tunagür kimdir?
Edirne ve İzmir müftülüğü yapar…
Lise mezunu olmasına rağmen, Süleyman Demirel Başbakan olduğunda Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına getirilir.
Diyanet’i hallaç pamuğu gibi atar, Gülen’i İzmir’e tayin ederek Kestanepazarı’nda terör örgütünün teşkilatlanması başlatılır. Devrinin 'en karanlık adamı' adını alan Tunagür, MİT Müsteşarı General Fuat Doğu’nun en yakın adamlarındandır. Masonik Manevi Cihazlanmacılar ile yakın teması vardır. Tunagür, Cumhurbaşkanı Turgut Özal katledilmeden önce Gülen’e 'Turgut kâfir oldu' der. Gülen ise bunu 4-5 kez tekrarlar. Latif Erdoğan bu durumu şu şekilde anlatıyor: Bu karanlık dünyanın jargonunda 'kâfir oldu' demek, ‘ölümü hak etti’ demekti. Fetullah adamlarına gereken emri tebliğ etti ve bunların eliyle Turgut Özal katledildi.
***
Bir başka isim, Ahmet Aydın Bolak.
Meclis-i Mebusan üyesi Mehmet Vehbi Bolak’ın oğlu. FETÖ elebaşı ile Diyanet’te göreve başlamasından kısa bir süre sonra tanışır ve ölümüne dek bu irtibat kopmaz. 1961-1965 yılları arasında tıpkı babası gibi CHP’den Balıkesir milletvekili olur. Onu 27 Mayıs’ın ardından CHP’den milletvekili yapan kişi mason İsmet İnönü’dür.
***
Ve FETÖ elebaşının hayatındaki esas kişi; Kasım Gülek.
ABD’den gelen bir mektupla Mustafa Kemal Atatürk’ün milletvekili yapılması talimatını verdiği Kasım Gülek, CHP’nin genel sekterliğini yapmıştır. İttihat ve Terakki’nin Çukurova Bölge Sorumlusu Mustafa Rıfat’ın (Nebioğlu) oğlu olan Kasım Gülek, Robert Kolejinde okuyanlardan. Ardından Rockefeller bursu ile Colombia ve Cambridge’de devam eder eğitimine. Pentagon ve CIA’in o meşhur Aylin’inin kız kardeşi Nilüfer Devrimel ile evlenir. Gülek, Türk ziraatını bitiren adam olarak geçer kayıtlara.”
***
CHP’li Kasım Gülek’in, 1960’larda tanıştığı FETÖ elebaşının CIA ile ilişkisini sağlayan kişi olduğu artık sır değil.
Başbakan Menderes ve iki bakanımızın idamla şehit edildiği o kanlı darbeden bu tarafa uluslararası lobiler, istihbarat servisleri, masonlarla iç içe olan teröristbaşını hayatı boyunca koruyan ve destekleyen CHP’li Gülek’in, 1996 yılında Ankara Kocatepe’deki cenaze namazını kıldıran da yine FETÖ elebaşı Gülen’di.
Bu yakın ilişkinin sebebine gelince…
***
Osmanlı’nın çöküşüyle yaşanan zorluklara rağmen, dininden ve millî değerlerinden vazgeçmeyen halkın, Menderes iktidarında tekrar yeşeren ‘bağımsızlık’ arzusu Siyonizm için tehlikeydi.
Müslümanlık, onların izin verdiği çerçevede yaşanmalıydı.
Tek parti döneminin baskısı çözüm olmamış, bu defa farklı bir yol benimsenmişti. Bunun adı da; 'Ilımlı İslam’dı.
Milleti manevi esaret altına alabilmek için içeriden kuşatma görevi ise Kasım Gülek’in referansıyla Üçgen Mason Locası’na ve Moon Tarikatı'na kabul edilen Gülen’e verilmişti.
12 Mart 1971 Muhtırası'nın ardından dönemin sıkıyönetim komutanlığınca hazırlanan istihbarat raporunda, Gülen’i CIA ve MOSSAD’ın palazlandırıldığı anlatılıyor, Moon Tarikatı'nın dinler arası diyalog ve hoşgörü adı altında Siyonizm'e nasıl hizmet ettiği şu sözlerle aktarılıyordu;
“Moon Tarikatı'nın ortağı CIA'in kurduğu Kore'deki CIA temsilcisi ise Albay Bo Hi Pak'tır. Bo Hi Pak da Moon Tarikatı'nın en güçlü üyesidir. Onun vasıtasıyla Güney Kore Amerikan vesayetine girmiştir. Dinler arası diyalog ve hoşgörü adı altında Siyonizm'in amaçlarına hizmet etmektedir. Bu tarikat NED, CSİS ve CIA gibi istihbarat örgütleriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. OPUSDEİ gizli bir Yahudi örgütüdür. Moon Tarikatı, Fetullah Gülen Tarikatı bunların üçünü de CIA kurdurmuş ve maddi olarak güçlenmelerine vesile olmuştur. Bunların üçünün de programları aynı, taktik aynı, yapılanma ve kullandıkları kelimeler bakımından bile aynıdır. Çünkü üçünü de CIA kurdurmuş amaçları doğrultusunda alabildiğince kullanmaktadır."
***
İşte, 1960’tan başlayarak, darbelerle büyütüle büyütüle getirilen ve tıpkı PKK gibi, 1980 darbesinden sonra devlete karşı kuşatmaya girişen FETÖ terör örgütünün ve elebaşının geçmişi…
Nitekim 15 Temmuz ihanetini yöneten 5 general 1982 girişliydi…
O tarihte bırakın AK Parti’yi, henüz ANAP bile ortada yoktu.
Fakat bu tarih de bizi aldatmasın, çünkü her iki terör örgütünün de ‘misyon olarak’ kökleri mazide 200 yıla dayanır…
Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli bu kadar köklü bir problemi topraklarımızdan atma mücadelesi verirken, bugün ekranlarda PKK ve FETÖ meselesini günlük siyasi polemiklerle tartışmanın faydası var mı?
Yücel Koç'un önceki yazıları...
Çok güzel derleme olmuş,
İşte kısa ve anlamlı anlatımından örgütün her yönüyle ne olduğu açik seçik ortaya çıkarılmış. Tebrikler size.
Teşekkürler yücel bey Çok bilgilendim Feto budur. Allah bizi korumuş bunların şerrin den