Yücel Koç

Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması gibi… Bu da bir hayaldi.

Memlekette sövülecek şey mi yok? Çoook!

Irak ve Suriye için çıkarılan tezkereye “hayır” deyip, Kandil’den övgü alan CHP lideri, milliyetçi kimliğiyle öne çıkan Yozgat’ta, 180 derece döndü ve “Kandil’i yerle bir edeceğini” söyledi.

Başta FETÖ’cüler, bilumum örgütçüler ve bunların üzerinden siyaset yürüten muhalif zavallılar, önceki gece sosyal medyada Cumhurbaşkanı'mızın öldüğü tezviratını yaymış.

Fahiş fiyatlarla bizzat ilgileneceğini söyleyen Cumhurbaşkanı’mıza, ABD dönüşü “Tespit ettiğiniz problem başlıkları neler? Bunlara karşı nasıl bir yol haritası izlenecek?” sorusunu yöneltmiştim.

Ülkemizde son iki yüzyıldır devrimleri İngiliz aklı yapar.

Bir virüs nelere yol açtı. Çöken sağlık sistemleri, tabut yetmeyen ölüm vakaları, maske savaşları, karantinalar, yağmalanan marketler, aşı kavgaları derken…

Kandil’in siyasi bürosu HDP’nin karşısına ilk Hacire Ana dikilmişti Diyarbakır’da.

Bugünlerde koalisyon hükûmetiyle uğraşan Almanya, bizim gibi insansız hava aracı üretmek istedi.

Düne kadar “Her yer inşaat, bina” diyorlardı… İktisatta kuraldır, az olanın fiyatı artar. Son bir-iki yıldır inşaat azaldı, kira ve konut fiyatları arttı.

Levent Kırca’nın 90’lardaki hükûmetleri anlatan parodisiydi; Çaycının intiharı. Komedi gereği biraz abartılı hicvedilse de trajikomik gerçeğin ta kendisiydi. Hatırlamayana anlatayım;

Henüz adayken bile, Erdoğan nefretini gizlemeyen ve “Artık doğrudan darbe yapmayacağız. Muhalefetteki dostlarımızı destekleyeceğiz” diyen Joe Biden’ın ABD Başkanlığında, Türkiye ile ilişkilerin önemli ölçüde etkileneceği belliydi.

Düşünün; Şayet AK Parti seçim kazanabilmek için HDP ile ittifak yapsaydı…

Hık, mık diye diye bugünlere geldiler, sonunda ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar.

Fondaş medya, epeydir ortak manşetlerle Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş’ı hedef almakta. Ayasofya’da ilk hutbeye kılıçla çıktığından beri zaten çıldırmış durumdalar.

Geçtiğimiz pazar yeni dönemin müjdelerini yazmıştım.

Mademki “olmaz” denilenler oluyor… Size çok uç bir şey söyleyeceğim.

Merkez Bankası kasasının boşaldığını, Kısa Çalışma Ödeneği için bile para kalmadığını iddia edenlerin yalanlarını hatırlıyor muyuz? “Öldük, bittik, mahvolduk” diyorlardı!

Virüs, aşı... Elbette tartışılacak, elbette sorgulanacak. Ancak bu tartışmanın ilmî çerçevede yapılması gerektiği muhakkak. Yani ‘bilenler’ tartışmalı, biz izlemeliyiz. Ya bizde durum ne?

Yeni dünya düzeninde devletlerin otoritesinin zayıflayacağı, hatta tek devletli sisteme geçişin hedefleneceği çokça öne sürülen bir tez.