Kalkınma ve üniversite

Düzenleyen:
Kalkınma  ve üniversite

EĞİTİM Haberleri

Bugünkü misafir kalemimiz Prof. Dr. Hasan Tosun'un yazısı...

Ekonomide kalkınma “tüketim ve davranış kalıplarındaki değişmeleri ihtiva edecek şekilde toplumsal ve kurumsal yapıda dönüşüme yol açan büyüme” olarak tanımlanmaktadır. Bu işlemin, halkın değer yargıları ve dünya görüşünde de değişikliğe neden olduğu bilinmektedir. Özetle uluslararası literatürde kalkınma “ekonomik gelişme” anlamında kullanılmaktadır. Aslında ülkelerin kalkınma programlarını icra etmelerindeki temel hedef, vatandaşlarının refah düzeyinin artırılmasıdır. Kalkınma ile sağlanan refah düzeyinin geniş bir kesimi kapsaması ve tabana yayılması esastır. Bu şekilde mutlu insan sayısını artırmak mümkün olabilmektedir.
Bugüne kadar ülkemizde çok sayıda kalkınma programı uygulanmıştır. Gelişmiş ülkelerde bu programların etkisinin, üniversite ile ortak yapılan uygulamalarda çok daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Bir başka ifade ile üniversiteler, kalkınma programının önemini anlamakta, teknik ve akademik yönden değerlendirmeye almakta ve uzun dönemli olarak kuşaklara tanıtımını yapmaktadır.
Refah düzeyi yüksek mutlu bireyler için yalnızca fiziki ortamın geliştirilmesi yeterli değildir. Bunun için eğitim ve öğretimin çok önemli bir etkiye sahip olduğu bilinmelidir. Bu nedenle üniversitelerimizde sistematik, anlamlı ve kaliteli bir eğitim ve öğretimin verilmesi hususunda ısrarcı olmak gereklidir.
Dürüst, samimi, içten ve yükselen değerlere bağlı uygulanan bir öğretim süreci; sevgi dolu, bilgili ve mutlu bireyler yetiştirir ve sosyal sermayesi bol olan bu bireyler, kalkınma programlarının sağlıklı uygulamasını yapar veya yapılmasına zemin hazırlar. Bugün dünyanın en büyük bölgesel kalkınma projelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu Projesinde, çok önemli oranda katma değer oluşmasına rağmen, etki tabana yayılamamıştır. Üretim artışından sağlanan gelir aile bireylerinin biri veya birkaçı tarafından eğlence merkezlerinde birkaç gün içinde harcanabilmekte, ailenin diğer bireyleri ise hâlâ ırgatlığa devam etmektedir. Bu durumun oluşmasında en önemli etki üniversitenin aydınlatma görevini yerine getirmemesidir. Bu projeler halka mal edilememektedir. Bugün üniversitelerimizde bu konuyla ilgili bir ders dahi açılmamıştır. Halbuki 1930’lu yıllarda ABD’de bir bölgesel kalkınma projesi olarak uygulanan Tennessee Vadisi Projesi (Tennessee Valley Project) bugün önemli üniversitelerde ders olarak okutulmaktadır. Maalesef, ülkemizdeki üniversitelerimizde durum böyle değildir. Bunu düzeltmemiz gerekiyor. Önemli meselelerimizden biri budur.
Ülkemizdeki yaşanan bu olumsuz durum; yükseköğretim sistemimizde yapacağımız köklü değişiklikler ile ortadan kaldırılabilir. Bunun stratejik çözümlerinden biri, performansa dayalı kısmi bütçeleme sistemine geçilmesidir.  Çok genel ifade ile üniversitenin kamu kaynaklarından alacağı ödenek üç ana dilimde eşit ağırlıklı olarak verilebilir. Birinci dilim, Merkezî Yönetim bütçesinden öğrenci başına ödenek olarak tahsis edilebilir. İkinci dilim, üniversitenin performansına göre kamu kaynaklarından aktarılabilir. Üçüncü dilim de projeler karşılığında yerel otoritelerden sağlanabilir. Üniversitelerimizin önemli bir bölümü, toplumdan kopuktur ve kendi dünyasında yalnızca öğrencilerine meslek kazandırmakla meşguldür.
Bu ülkede on yıldan fazla başbakanlık ve bir dönem cumhurbaşkanlığı yapmış, bazı önemli büyük kalkınma projelerine imza atmış ve her konuşmasında bunlardan kendine övgü kaynağı çıkarmış bir siyasetçi olarak, rahmetli Süleyman Demirel; gerçeği sonradan görerek 1990’lı yıllarda kurulan üniversiteler için “Cumhuriyetin kendinden sonraki en büyük projesidir” ifadesini kullanmıştır.(*) Bu ifade doğrudur. Ancak bugün öğretim yapısı bozuk, öğretim kalitesi düşük ve üretken olmayan bu üniversiteler bizim özlemimizi karşılamamaktadır. Son dönemde her ilde açılan üniversitelerde ise durum çok farklı değildir. En kötüsü de bu ülkede üniversitelerin sıradan bir kamu kuruluşu gibi algılanmasıdır.
Gelişmekte olan bir ülke için üniversite, kalkınmanın aydınlık yüzüdür. Çünkü kalkınma hamlesinin her kademesinde aktif veya pasif olarak yer alacak tüm insanlar, Üniversite’nin rahle-i tedrisinden geçmektedir. Üniversitenin içinde olduğu kalkınma hamleleri; aynı zamanda bilim, sanat ve yaşamı tetiklemekte, aydınlanma sağlamakta ve kültürel birikimlerin oluşmasına vesile olmaktadır. Japonya, Güney Kore gibi Uzak Doğu ülkeleri ile Hindistan’da bunun çok güzel örnekleri vardır. Önümüzdeki yazımda Üniversite kavramı üzerinde duracak ve üniversitelerin gelişim sürecini sizlere aktarmaya çalışacağım.
Seven, düşünen ve üreten insan için devam...
.....
(*) Hulusi Turgut, 2003, “Üniversite ve Demirel”

Düzenleyen:  - EĞİTİM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...