Yanlış öfke kontrolü şiddeti doğuruyor

Bir görüş de “Hep vardı da iletişim araçları gelişip çeşitlenince daha çok duyar olduk” diyor. Hangisi doğru kesin bilinmez ama şiddetin önüne geçilmesi gerektiği kesin. Bunun için toplum bilimciler, psikologlar, ve daha birçok uzman el birliği yaparak çalışıyor. Öfke kontrolü, arabuluculuk, kimlik analizi ve daha birçok yöntem var bunun için ama doğru zamanda doğru yerde teşhis konulmadığında problem, içinden çıkılmaz hâle geliyor ve öfke daha büyük şiddet olarak karşımıza çıkabiliyor.
Nefesten kimlik analizi, boşanma öncesi arabuluculuk, empatiye davet gibi yöntemlerle çalışan uzmanlar, öfke kontrolü eğitiminin yarardan çok zarar verdiğini anlatıyor. Stratejist Taner Akkuş “Birçok kuruluşta öfke kontrolü eğitimleri veriliyor. Bu yolla tedavi yapıldığı zannedilirken, aslında gizli sinir hastalıklarını örtüyoruz. Öfke bastırılmak, kontrol altına alınmak istenirken, birikerek patlamaya hazır volkan hâlini alır ve yanardağ gibi durdurulamaz bir hâle gelir, şiddeti ve hatta cinayetleri doğurabilir.” diyor. Peki ne yapacağız?
Bu sorunun cevabı için de Psikolog Selma Ay’ın tavsiyeleri var:
Öfke ve sinir birbirinden farklı duygular ve ikisinin neticesi de farklı.
Sinirli insan kendisine de başkasına da kötü davranır. Öfke ise garez, kin, nefret gibi yeni duyguları getirir.
Öfkeli kişiler hekim nezaretinde iyileştirilmeli, bastırılmaya çalışmamalı.