Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü: Teknoloji üretiyoruz

Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü: Teknoloji üretiyoruz

EĞİTİM Haberleri

'Kendi teknolojimizi üretmeden, teknoloji satın alarak hiçbir yere varamayız. Hatta teknoloji alarak dışarıya bağımlı hale geliriz.'

YTÜ Türkiye'nin en hızlı gelişen teknoparkı unvanına sahiptir. 'Kuluçka Merkezi'ni açtık. Kuluçka Merkezi'nde nbsp;tıp, savunma, ulaşım, mekatronik, bilgisayar, elektronik gibi farklı alanlarda ileri nbsp;teknoloji ürünleri geliştiriyoruz. nbsp;Yıldız Teknik Üniversitesi: 1911 yılında kurulan Kondüktör Mekteb-i Âlisi'nden günümüze; teknik okul, akademi, üniversite ve teknik üniversite olmak üzere birçok aşamadan geçerek gelen bir asırlık çınar olarak ülkemize birçok devlet adamı, bakan, milletvekili, akademisyen, sanatçı, ekonomist, mühendis ve iş adamı yetiştirmiştir. Özellikle cumhuriyet dönemi sonrası ülkemizin yeniden yapılanma sürecinde Yıldız mezunları Türkiye'nin dört bir yanında önemli görevler üstlenmişler ve ülkemizin kalkınma sürecine büyük katkı yapmışlardır. Türkiye'nin en köklü üniversitelerinden biri YTÜ Beşiktaş yerleşkesi yanında Davutpaşa ve Maslak kampüsleri de göz kamaştıran yapısıyla öğrencilere önemli imkânlar sunmaktadır. YTÜ'nün genç, dinamik, yenilikçi ve çalışkan rektörü Prof.Dr.İsmail Yüksek'le Beşiktaş yerleşkesinde gerçekleştirdiğimiz röportajla siz aziz okurları baş başa bırakırken söyleşiye katkıda bulunan rektör danışmanları Yrd.Doç.Dr.Hakan Karataş'a ve Ümit Sanlav'a teşekkür ediyorum.
- Üniversiteniz Türkiye'nin köklü ve ilk kurumlarından biridir. Üniversiteniz Türkiye için ne ifade ediyor ve hedefiniz nedir?
Üniversitemiz uzun yıllardır Türk ekonomisine uygulama yönü çok kuvvetli mühendisler yetiştirerek katkı yapmıştır. Günümüzde ise özellikle üniversite-sanayi işbirliğinde başarısı ve öncü rolü, öğretim üyesi kalitesi ve çağdaş lisans ve lisansüstü eğitim programlarıyla yüksek öğrenim sistemimiz içinde önemli bir yer kaplamaktadır. Üniversitemiz en büyük teknoparkı, en aktif teknoloji transfer ofisi, en büyük sürekli eğitim merkezi, en aktif öğrenci kulüpleri, en hareketli Erasmus programları ile ön plana çıkmaktadır. Hedefimiz on yıl içinde dünyada 100 üniversite arasına ve Türkiye'de ise ilk üç üniversite arasına girmektir. İş başına geldiğimizde Türkiye'de 21.sıradaydık. Şimdi 15. sıraya geldik. Bu yıl 11, gelecek yıl 7 ve üçüncü yıl ise 3. sırasıya gelmek hedefimizdir.
- Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?
Bugüne kadar siyasete girme yolunda bir teklif gelmedi. İşimizin başındayız. Rektörlüğümün ikinci dönemi ve birbuçuk yılım kaldı. Siyasete girme teklifi gelirse ciddi bir şekilde değerlendirir ve en güzel şekilde yapmaya çalışırım.
- Rektörlerin siyasi iktidarla çok fazla içli dışlı olması eleştiriliyor, ne dersiniz?
Bir kere kadrolarımızdan tutun da bütçemizi ve her şeyimizi veren devlet yani mevcut hükümet. Rektörler nbsp;kamu görevlisidir. Hükümetle iyi ve uyumlu geçinmek mecburiyetindeyiz. Kavga etmek ve onlarla çatışmak gibi bir lüksümüz yok. Önceki rektörlerin yaptığı doğru değildi. Onlar siyasi iktidarı dizayn etmek ve onları kontrol altına almak gibi bir görevi kendilerini vazife edinmişlerdi. Bu yanlıştı. Herkes kendi işimi yapmalı. Biz çatışarak elli yılımızı kaybettik. Kavga edecek vaktimiz yok. Barış ve huzur içinde ülkemizi yönetmek için mücadele etmeliyiz.
- Rektörlerin dört yıllığına seçimle iş başına gelmesini doğru buluyor musunuz?
Bir kere seçim yapılıyor ve 6 aday belirleniyor. Daha sonra YÖK bunu 3'e indiriyor. Üçün içinden birini cumhurbaşkanı atıyor. O zaman tam seçim olmuyor. Bir de hocalar arasında seçimle gelen husumetler oluşuyor. Bana göre rektörleri atayan bir mütevvelli olmalı. Rektörler objektif kriterlere göre yaptığı her yıllık performansına göre devam etmeli veya el çektirilmelidir. Üniversiteleri dört yıllığına bir kişiye bağımlı hale getirmek doğru değildir. Çok uzun süre çalışmak iş körlüğü de meydana getirebiliyor. Yılla sınırlandırılmamalı ancak her yıl görev süresi performansına göre karar verilmelidir.
İdari personel sıkıntısı var
- Sizce üniversitelerin temel acil sorunları ve çözüm yolları nelerdir?
Üniversitelerin en büyük problem idari bürokrasinin yoğunluğu ve özerkliğin tam olarak sağlanmamış olmasıdır. İdari işlerin karmaşıklığı ve idari personel kalitesinin yüksek seviyede olmaması üniversiteleri geleceği planlamak yerine günlük işlerin çözümü ile uğraştıran büyük bir problemdir. İdari personelin kalitesini arttırma ile ilgili projeler üretilmeli ya da özellikle üniversitedeki kritik pozisyonlara (bilgi işlem, yapı işleri vb.) profesyonellerin istihdam edilmesine imkan sağlanmalıdır. Ayrıca, insan kaynağı planlama, performans değerlendirme, ulusal ve uluslararası işbirliği geliştirme ve özellikle kendi hedeflerini ve stratejilerini belirlerken merkezde oluşturulmuş norm ve kurallara göre değil üniversitenin kendi bilimsel tercih ve inisiyatifine göre karar verebilme konularında üniversitelere özerklik verilmelidir. nbsp;Her üniversitenin kendi sınırlarını belirleyebilme nbsp;hakkı olmalıdır.
- Türkiye'nin "Hedef 2023" olarak çizilen yeni Türkiye'nin yeni rektörleri nasıl olmalıdır. Bu bağlamda teknoloji ile bağımsızlık arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz?
Türkiye'nin son 15 yılda geldiği nokta, gelecek açısından ümit vericidir. Yol haritası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından çizilen nbsp;"Hedef 2023" adı altında heyecan verici bir vizyon projemiz var. Bu projenin önemli hedefleri arasında; teknolojik anlamda yabancı ülkelere karşı bağımsızlığımızı ilan etmek de yer alıyor. Teknolojiyi satın alarak dışarıya bağımlı olduğumuz sürece, kendi teknolojimizi üretmediğimiz sürece, hiçbir yere varamayız. Türkiye'nin kendi teknolojisini üretmek yolunda 300 bin yetişmiş ar-ge personeline ihtiyacı var. Oysa mevcut ar-ge mühendis sayımız 70 bin. YTÜ olarak, bu amaçla ar-ge Mühendisi yetiştirmek konusunda çalışmalar yapıyor; bu hedefle Türkiye'nin en hızlı gelişen teknoparkı unvanlı Yıldız Teknoparkı'nda ar-ge ve patent çalışmaları yapıyoruz. Üniversitemiz Teknoparkı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi'nde; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından "en hızlı gelişen teknopark" ödülüne layık görüldü. nbsp;Üniversitemiz son yıllarda üniversite-sanayi işbirliğinde ülkemizin en fazla yol alan ve proje geliştiren üniversitesidir. 200'den fazla şirkette 4000'e yakın ar-ge mühendisinin görev yaptığı Yıldız Teknopark'ta çok sayıda ar-ge projesi ve patent üretilmektedir.
- Yükseköğretim kurumlarında görmek istediğiniz öğrenci profili sizce nasıl olmalıdır?
Araştıran, sorgulayan, bilimsel düşünme becerisine sahip, yaşamboyu eğitim felsefesine inanan, girişimci ve sosyal sorumluluk bilinci gelişmiş öğrenciler yetiştirmeye çalışıyoruz. Üniversitelerin sadece meslek kazanıldığı yerler olmadığını, hayata anlam verilen yerler olduğunu vurgulamaya çalışıyoruz. Bu nedenle, onların bu nitelikleri kazanabilmesi için öğrencilerimizi teşvik edecek ve cesaretlendirecek doğru kararlar almaya çalışıyoruz.

AR-GE'ye özel önem verilmeli
- Türkiye'deki üniversitelerin bilim, teknik ve üretimi katkı bakımından dünya üniversiteleri ile rekabet edebilecek düzeye gelmeleri için neler yapılmalıdır?
Ülkemizde bilimsel çalışmalar ve projeler devlet desteğiyle sürdürülmektedir. Dünyada ise bu durum özel sektörün katkısıyla devam etmektedir. Dünyada üniversiteler tarafından yürütülen yüksek bütçeli projelerin tamamına özel sektör destek vermekte ve ürün kalitesini arttırma konusunda bütün sorunlarını üniversite işbirliğiyle çözmektedir. Ülkemizde özel sektörün ar-ge yapma ve teknoloji üretme konusunda çekinceleri bulunmaktadır. Ülke ekonomisinin yüzde 95'i kobiler tarafından oluşturulmakta ancak kobiler ar-ge ve teknoloji üretme konusunda ciddi çalışmalar yapmamaktadır. Özel sektör teknoloji üretme hedefiyle ar-ge yatırımı yapma konusunda istekli davranmadıkça Türkiye'de bilim üretme konusu hep tartışılır olacaktır.
- Üniversitenin mezunlarıyla iletişim halinde bir takım projeler yapıyor musunuz, mezun olduktan sonra irtibat devam ediyor mu?
Mezunları ile daha güçlü bir iletişimi sağlamak amacıyla Mezunlar Derneğimize destek olması için bünyemizde Mezunlar Koordinatörlüğü kurduk. Bu iki paralel oluşum aracılığıyla mezunlarımızla bağlarımızı güçlendirmek ve gönül ve fikir birliği içerisinde olmak istiyoruz. Mezunlarımız kamu ve özel sektörde çok önemli pozisyonlarda sorumluluk taşıyorlar. Mezunlarımızın öğrencilerimize mentörlük yapması konusunda çok önemli bir proje yürütüyoruz. Son sınıf öğrencilerimizle mezunlarımızı eşleştirerek öğrencilerimizin iş hayatına uyum sürecini kısaltmak, mezunlarımızın ise üniversitelerine sahiplenmesini sağlıyoruz.
- Bir üniversiteyi belirli bir yerden başlatıp bir yere getirmek nasıl bir şey?
Bu başarı tamamıyla ekip ve gönül işidir. Kısacası doğru kişilerin doğru projede yer alması da diyebiliriz. Geriye dönüp baktığımızda çok yol aldığımızı ve iyi şeyler yaptığımızı görüyoruz, ancak ileriye baktığımızda ise yapacak çok şeyimizin olduğunu görüyoruz. Bu durum bizim gevşememize asla izin vermiyor. Rektörlüğü gençlere ve ülkeye hizmet olarak görüyoruz ve dönemimiz boyunca elimizden geleni yapmaya çalışacağız.

Prof.Dr.İsmail Yüksek

1963 yılında Trabzon'un Çaykara ilçesinde doğdu. 1984 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. 1987'de aynı üniversitede yüksek lisans ve 1995'de doktora eğitimini başarıyla tamamladı. Akademisyenliğe Yıldız Teknik Üniversitesi'nde; başlayan Yüksek, 1986'de araştırma görevlisi, 1995'de öğretim görevlisi, 1996'da yardımcı doçent, 1999'da doçent ve 2005'de profesör oldu. İtalya Hükümetinin verdiği Burs ile 1994–1995 yılları arasında Milano Politeknik Üniversitesi'nde taşıt titreşimleri konusunda araştırma projesinde çalıştı. 1999–2000 yıllar arasında ise Japon Sanayi Bakanlığı Bursu ile Japonya'da 'Mechanical Engineering Laboratory'de doktora üstü çalışma yaptı. KOSGEB Danışmanlığı, İstanbul Sanayi Odası Danışmanlığı, TÜBİTAK nbsp;(MAKİTEG) Alan Komitesi Üyesi ve Türk Mühendisler Birliği Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 2011 yılında TÜBİTAK' da Bilim Kurulu Üyesi olarak görevlendirildi. 2008 yılından beri YTÜ Rektörü olarak görev yapmaktadır.

YTÜ'nün kimlik kartı

Bir asra atılan imza

10 Fakülte, 2 Enstitü, 3 Yüksekokul.
Öğrenci sayısı: 35 bin
Akademik Kadro: 1483
İdari Kadro: 720
Toplam Kadro: 2203
Kampüs sayısı: Üç (Beşiktaş, Maslak ve Davutpaşa)
50 bölüm. 100 lisansüstü programlar.
Vizyon: Eğitim, araştırma ve kültür ortamı ile tercih edilen bir dünya üniversitesi olmak.
Misyon: Evrensel değerlerle donanmış, kendisini sürekli yenileyen, yaşam boyu öğrenmeyi hedef edinmiş, analiz ve sentez yapabilen, üretici, girişimci, sorgulayıcı, etik değerleri özümsemiş, takım çalışmasına yatkın bireyler yetiştiren; ulusal ve uluslararası işbirliği ve dayanışma anlayışıyla toplumun kalkınmasına ve yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik eğitim, bilimsel araştırma, teknoloji geliştirme ve sanat çalışmalarına öncülük eden bir üniversite oluşumu gerçekleştirmektir.
İlkeleri: Eğitimde kalite ve araştırmacılığı teşvik, etik ve ahlaki değerlere bağlılık. Toplumsal değerlere saygı ve toplumun gelişmesine destek. Adil ve tutarlı bir yönetim.
Sloganı: Yıldızlarla Bir Asra Atılan İmza. Yıldızlaştık Yüzyılı Aştık. Gelenekselden Çağdaşa Bir Asır.


Sultan II.Abdülhamit Han Enstitüsü

-Siz Sultan II.Abdülhamit Han'ın kendi yaptığı masasında oturuyorsunuz. Böylesine tarihi mekânda rektör ve yönetici olmak nasıl bir duygu?
Masasında oturmuyorum. (Gülüşmeler) çünkü çalışıyorum ve başka masada oturuyorum. nbsp;Ecdadımızdan yadigâr kalan ve istifademize sunulan II. Abdülhamit'in sarayını ve bahçesini kullanıyoruz. Sultan Abdülhamit'in sağlık ve sosyal alanlardaki çalışmalarının yanı sıra bilim ve teknik konulara olan hassasiyetini biliyoruz. Geçmiş yıllara ait bir belgede yer alan, "Eğer bu sarayı üniversite yaparsanız geleceğe büyük hizmet etmiş olursunuz" cümlesi Sultan Abdülhamit'in eğitime verdiği önemi ifade etmektedir. II. Abdülhamit Araştırma Merkezi ve Müzesi kurma çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Hatta bununla da yetinilmemeli "Sultan II. Abdülhamit Enstitüsü" kurulmalıdır. Yıldız'da bulunan ve tamamen harabeye dönün 10 adet tarihi mekânın tamiratını ve tadilatını tamamladık. Enstitü kurma çalışmalarımız var. Sultan II. Abdülhamit 33 sene askeri dehası ile ülkeyi başarılı bir şekilde yönetti ve döneminde çok önemli eserler yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlık düşüncesinin, o dönemdeki fikirler ve çalışmalar doğrultusunda geliştiğini görüyoruz.
Her sabah üniversiteden içeri girdiğim an bir işim olduğu için şükrederek güne başlarım. Rektör olduğum için değil, bir işim olduğu için şükrederim. Ve tabii ki yıllar once öğrenci olarak tanıştığın bir üniversitede rektör olmak gerçekten anlatılması çok zor ancak zor olduğu kadar da güzel bir duygu. Öğrencilerin sorumluluğunu omuzlarında taşımak, onların hayallerine ortak olmak ve geleceklerine katkıda bulunmak gerçekten onur verici bir görevdir.


Girişimci ruhu destekliyoruz

- Üniversitenizin yakın ve uzak hedef olarak Türk bilimindeki vizyonunu ve yerini nerede görmek istiyorsunuz bu alanda ki çalışmalarınız nelerdir?
Üniversitemizin yaptığı çalışmalarla ülkemizin bilim politikalarına yön vermesini ve temel oluşturmasını arzu ediyoruz. Ülkemizin ve dünyanın eğitim, sağlık, ulaşım, çevre gibi mevcut hayati sorunlarına çözüm üretecek projelerde yer almak istiyoruz. Ayrıca, üretim odaklı ar-ge yaparak dünya markası olacak teknolojiler üreterek sadece fikirlerimizle değil teknolojik ürünlerimizle de dünya ekonomisinde yer almayı ve ülkemize ekonomik değerler oluşturmayı hedefliyoruz. İlk olarak, teknoparkımızın şubelerini Dubai, Amerika gibi pazarlara taşıyarak kendi kabuğuna çekilen değil girişimci bir ruhla dünyaya açılan bir kimliğe bürünmek istiyoruz.



UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...