Prof. Dr. Hasan Tosun: Saplantılarınızı bırakın!

Düzenleyen:
Prof. Dr. Hasan Tosun: Saplantılarınızı bırakın!

EĞİTİM Haberleri

Günümüzde dünya küçüldü. Bilim ve öğretim merkezleri çoğalıyor. Ülkemizde de böyle. Üniversite; Anadolu’nun uzak yerindedir, ancak çok daha başarılı bir bilimsel çalışma profiline sahiptir.

2017-2018 öğretim yılı için üniversiteli olma amacıyla uzun ve yoğun bir çalışma periyodu geçiren öğrencilerimizin heyecanı, geçtiğimiz Salı günü Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarının açıklanması ile bir nebze hafifledi.  Ancak şimdi yeni bir heyecan başlıyor. Üniversite adayı yavrularımız, daha önce açıklanmış bulunan “2017-ÖSYM Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları” kitapçığında yer alan programlardan tercih yapacaklar. Bu tercihleri ile belki de bundan sonraki yaşamlarını şekillendirecek ve bir ömür boyu meşgul olacakları bir meslek seçimini gerçekleştirecekler.  
Tercihlerin yapılması ile ilgili yazılı ve görsel basında açıklamalar yapılmaya başlandı.  Ben de bu deneyimi iki kez yaşamış bir ebeveyn ve diğer bazı hususlarla birlikte yükseköğretimin kaliteli ve üniversitelerimizin uygun öğretim yapısına sahip olması yönünde gayret gösteren üniversite içinden biri olarak, daha teknik önerilerde bulunacağım. Özellikle ebeveynlere,  çocuklarının tercihlerinin isabetli olabilmesi için çok iş düştüğünü belirtmem gerekiyor.
SIRALAMA SINAVI
LYS; esas itibariyle bir başarı ölçme sınavı değil, bir sıralama sınavıdır. Kılavuzda yalnızca bir önceki sınava göre başarı dilimleri (tercih edilebilirlik) ile ilgili bilgi verilmektedir. Oysaki doğru tercih yapabilmek için üniversitelerin öğretim gelirleri,  öğretim kalitesi, öğretim yapısı, yayın verimi, proje üretimi, yenilikçilik-girişimcilik anlayışı ve öğrenci memnuniyeti gibi alanlarda bilgilerine ihtiyaç vardır.  Eğer kılavuzlarda olmadığı şekilde Üniversitelerimizin farklı alanlardaki sıralamasını biliyorsanız, hak ettiğiniz bandı doğru bir şekilde belirler ve bu bant içinde yeteneklerinize uygun bir tercih yapma ihtiyacı içinde bulunursunuz.  
GÜNÜMÜZDE DÜNYA KÜÇÜLDÜ
Bu tercihleri yaparken temel bazı saplantılardan uzak durmak lazım. Günümüzde dünya küçüldü. Bilim ve öğretim merkezleri çoğalıyor. Ülkemizde de böyle. Üniversite; Anadolu’nun uzak yerindedir, ancak çok daha başarılı bir bilimsel çalışma profiline sahiptir (Fırat, Gaziantep ve Kafkas Üniversiteleri gibi). Üniversite çok yakın zamanda kurulmuştur, ancak çoğu eski Üniversiteden çok daha başarılıdır (Bartın, Düzce ve Yalova Üniversiteleri gibi).  
Gelişmiş ülkelerde farklı alanlardaki üniversite performansları açıklanıyor. Adaylar, bu gerçekleri bilerek üniversitesini seçiyor. Elimizde bu alanlarla ilgili çok bilgi yok. Özellikle önemli bir bedel karşılığı hizmet alınan vakıf üniversiteleri ile ilgili tercihlerde yukarıda bahsi geçen bilgiler, çok daha önem arz ediyor. Bu konuda kısa bir değerlendirme yapmaya çalışacağım.  
ARAŞTIRIP DEĞERLENDİRİN
Ülkemizde devlet üniversitesi, gelirlerinin önemli bir bölümünü Merkezi Yönetim Bütçesinden sağlamaktadır. Öğrenci başına üniversite gelirleri, bir anlam ifade etmektedir. Yüksek değerler, üniversiteye çok daha fazla hizmetin verildiğinin göstergesidir. 2010-2014 yılları arasında yapılan bir araştırmada, bu alanda İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (Gebze Teknik Üniversitesi), Hacettepe Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi önde gözükmektedir(1).  Kırklareli, Giresun ve Mehmet Akif Üniversiteleri ise en düşük değerlere sahiptir. Bu alanda vakıf üniversiteleri ile ilgili bir envanter mevcut değildir.
Yükseköğretim kurumlarında kalite, genelde öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı ile değerlendirilmektedir. Ayrıca öğretim üyesi başına düşen araştırma alanı, öğrenci başına düşen eğitim alanı ve sosyal faaliyet alanı da önemli parametreler olarak yer almaktadır. Bu alanda yukarıda bahsedilen üniversitelere ilave olarak İstanbul Teknik, Orta Doğu Teknik ve Ankara Üniversiteleri,  ön sıralarda bulunmaktadır. Vakıf üniversiteleri arasında ise Bilkent, Koç ve Sabancı Üniversiteleri ön sıradaki yükseköğretim kurumlarını oluşturmaktadır. Adaylar, üniversitelerin internet sitelerinden elde edeceği güncel bilgiler ile bölüm bazında bu değerlere ulaşabilir ve tercih sıralamasında daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilir.
AYIRT EDİCİ FAKTÖR
Burada bahsi geçen “Öğretim Yapısı” kavramı, üniversitelerin hangi öğretim seviyesi veya seviyelerinde (önlisans, lisans ve lisansüstü) yoğunlaştıklarını gösteren bir parametredir. Bu amaçla önlisans öğrenci sayısı-lisans öğrenci sayısı oranı ve lisans öğrenci sayısı-lisansüstü öğrenci sayısı oranı gibi sayısal tanımlamalar getirilmiştir. Yukarıda değinilen yayında bu alanla ilgili olarak üniversitelerin performansı değerlendirilmektedir. Bir üniversitede çok sayıda lisansüstü (yüksek lisans ve doktora) programlarının olması ve bu programlarda yüksek sayıda öğrenci bulunması, o üniversitede köklü bir öğretimin yapıldığının göstergesidir. Bu tür değerlendirmeler,  adaylar tarafından tercih edilebilecek farklı üniversitelerdeki bölümler için iyi bir ayırt edici faktör olabilir. 
UZMANINDAN DESTEK
Üniversitelerimizin bilimsel yayın ve proje üretimi ile ilgili, YÖK ve TÜBİTAK sitelerinde bilgiler mevcuttur. TÜBİTAK, son beş yıl içinde yenilikçilik-girişimcilik endeksi esasında ilk 50 içinde olan üniversiteleri yayımlamaktadır. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, kendi sitesinde üniversite-sanayi işbirliği alanında desteklediği üniversiteleri proje esasında açıklamaktadır.  Türk Patent Enstitüsü, üniversitelerin patent ve faydalı model sayılarının yıllara göre değişimini sunmaktadır. Tercih yaparken bunlardan yararlanılması gerektiğini söylemek isterim. Ancak bu alanda yapılacak incelemeler için ebeveynin adaylara yardımcı olması gereklidir ya da aday bir uzman kişiden destek alabilmelidir. 
Yaşam ve bilim merkezi şeklinde planlanmış kampüs üniversiteleri, öğrenimin daha verimli ve sosyal hayatın daha canlı olduğu yerlerdir. Özellikle büyük şehirlerde şehir içine sıkışıp kalmış üniversiteler, bu konularda temel bazı dezavantaja sahiptir. 
SEVGİNİN AŞILANDIĞI YER
Üniversite büyüklük demektir. Rasyonel aklın doğru kullanılmasının öğretildiği yerdir. Maddenin manasının anlatıldığı ve canlı yaşam sevgisinin aşılandığı yerdir. Öğrenciye bir farklılık oluşturabileceği hissinin kazandırıldığı yerdir. Ve gerektiğinde dünyayı kucaklayabilecek bir anlayışın aktarıldığı yerdir.  
Özetle üniversite entelektüel bir kimlikle topluma dokunma maharetinin kazandırıldığı özgün bir kurumdur. Bu tür ortamları bulması dileğiyle, tüm yavrularımızın tercihlerinin sağlıklı, isabetli ve hayırlı olmasını temenni eder, onlara üniversite yaşamlarında başarılar dilerim.
Seven, düşünen ve üreten insan için devam…
(1)Hasan Tosun, Devlet Üniversiteleri: 
Performans Değerlendirme, Finansman
Modeli ve Yeniden Yapılanma, 2015, Ankara.

Düzenleyen:  - EĞİTİM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...