Eski binalar alarm veriyor

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Eski binalar alarm veriyor

Emlak Haberleri  / HABER MERKEZİ

Doğal afetler en çok eski ve kaçak yapıları hedef alıyor. Sel-su baskınlarında zemin ve kot-1, kot-2 daireler büyük risk taşıyor. Pencere ve kapılardan giren sular hayati tehlike oluşturuyor. Aynı şekilde deprem ve fırtınaların da ilk zarar verdiği, çarpık kentleşmeden doğan yapılar oluyor.

NECMİ ÇİÇEKÇİ'NİN HABERİ - Türkiye’deki kaçak ve çarpık kentleşme insan hayatını riske atıyor. Bu sebeple yaşanan tabii afetlerde binlerce can kaybı yaşıyoruz. Başta deprem olmak üzere, sel su baskınları ve fırtına gibi tabiat olayları en fazla bu yapıları vuruyor. 1970’li yıllarda temeli atılan gecekondular ve imar planı dışında inşa edilen binalar bu problemin temelini oluşturuyor. Mahalle tipi eski binalarda yer alan “zemin ve kot altı” daireler, sel ve su baskınlarında birçok vatandaşımıza mezar oluyor. Normal şartlarda müştemilat, depo veya sığınak olarak yapılan bu dairelerde hâlen binlerce vatandaşımız yaşıyor. Aynı şekilde imar planı dışında yapılan; dere kenarındaki evler de büyük risk taşıyor. Kaçak binaların en fazla etkilendiği konulardan biri de fırtınalar… Zemin etütleri ve denetimleri yapılmayan bu bina ve evler yüksek şiddetli fırtınalardan olumsuz etkileniyor. Aynı şekilde depremler de kaçak yapılaşmanın en şiddetli vurduğu konut tiplerini oluşturuyor. Öte yandan altyapısı uygun olmayan ve kontrolleri düzenli şekilde yapılmayan evlerde doğalgaz patlamaları da yaşanıyor. Yeni binalar ise bu tür riskleri en aza indiriyor. Yapılaşma şartlarına göre inşa edilen ve sürekli denetimleri yapılan yeni binalar hem maddi hem de manevi güvence sağlıyor.

DERE KENARINDAKİ YAPILAR KONTROL EDİLMELİ

Başta Karadeniz olmak üzere Türkiye’nin birçok noktasında; dere kenarları ve yamaçlara inşa edilen kaçak yapılar da tabii afetlerin hedefi arasında. Dere taşması durumunda sel suları ilk bu evleri içine alıyor. Yalnızca evler değil işletmeler de bu riski taşıyor. Son olarak Kırklareli’de yaşanan sel felaketinde bir bungalov tesis sular altında kaldı ve üç kişinin hayatı son buldu. İşletmelerin ise kaçak olduğu ortaya çıktı. Bu, yalnızca bir örnek… Bunun gibi yüzlerce işletme ve kaçak yapı tabii afetlerde yerle bir oluyor. Hükûmet bu konuda elini sıkı tutuyor. Son yıllarda risk taşıyan onlarca işletmenin kapısına kilit vuruldu.   

Eski binalar alarm veriyor

DEPREME ÇARE YOK BİNAYA VAR!

Deprem kuşağında yer alan ülkemiz, son yıllarda büyük felaketler yaşadı. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan çifte depremler binlerce kişinin canına mal oldu. Yıkılan binaların geneline bakıldığında kaçak yapıların fazla olduğu dikkat çekti. Yıkılan yüksek katlı binaların ise sahte raporlarla denetimden kaçtığı ortaya çıktı. Kısacası deprem değil binalar öldürdü. 6 Şubat’ta yaşanan felaket, muhtemel İstanbul depremini de akla getirdi. Bu çerçevede hükûmet ‘kentsel dönüşüm’ çalışmalarına hız verdi. Acil eylem planı çerçevesinde yıkılma riski taşıyan binalar tespit edilerek dönüştürülmesi sağlandı. Bugün İstanbul’da dönüştürülmesi planlanan 1,5 milyon konut bulunuyor. Bu konutların 600 bini ise acil dönüşüm kapsamında yer alıyor. Muhtemel bir İstanbul depreminde acı faturanın çok büyük olacağı biliniyor. Çünkü ülkemizde en fazla çarpık ve düzensiz kentleşme İstanbul’da bulunuyor.

Eski binalar alarm veriyor

SELLERİN İLK HEDEFİ ZEMİN ALTI DAİRELER

İklim değişikliği sebebiyle ülkemizdeki sel ve su baskınlarının arttığı görülüyor. Geçmişte Karadeniz kesimlerinde duymaya alışık olduğumuz sel ve su baskınlarını artık büyükşehirlerde de yaşıyoruz. Zamanında kaçak yapılan zemin ve kot-1 veya kot-2 daireler sel su baskınlarına en fazla zarar gören yapıları oluşturuyor. Yol ile aynı seviyede bulunan bu daireler pencere ve kapılardan su baskınlarına maruz kalıyor. Oysaki bu daireler yeni imar planlarında müştemilat, depo veya sığınak olarak inşa ediliyor. Zamanında daha fazla kazanmak için vatandaşlara satılan bu evler sel ve su baskınlarında hayati tehlike oluşturuyor. İstanbul’un birçok ilçesinde bu tip evleri görmek mümkün. Bu evler aynı zamanda iş yeri olarak da kullanılıyor. Bu yapılardaki imar planlarının yeniden incelenmesi ve kaçak olarak satılan dairelerin bir çözüme kavuşturulması gerekiyor.

Eski binalar alarm veriyor

FIRTINALAR ÇÜRÜK EVLERİ YIKABİLİYOR

 Deprem ve sel baskınlarının dışında fırtınalar da kaçak ve eski yapıları tehdit ediyor. Ülkemizin birçok noktasından fırtına haberleri geliyor. Özellikle mevsim geçişlerinde oluşan bu tabii afetler genelde evlerin çatılarını vuruyor. Bazı küçük yapıların ise yıkılmasına da yol açıyor. Zamanında hiçbir tedbir alınmadan ve el yordamıyla inşa edilen binalar, fırtınalarda en fazla zarar gören konut tipleri oluyor. Ayrıca imar planı dışında yapılan kaçak katlar da fırtınalarda zarar görüyor. Aynı şekilde işletmeler de şiddetli fırtınalardan nasibini alıyor.

DOĞALGAZ SİSTEMLERİNİN YENİLENMESİ GEREKİYOR

Geçen hafta Ankara ve İstanbul’da yaşanan doğalgaz patlamaları bir problemi daha gözler önüne serdi. 1992 yılından itibaren İstanbul ve Ankara’ya doğalgaz sistemi gelmeye başladı. O dönem teknolojisiyle yapılan boru döşeme ve sistem entegrasyonları yeterince sağlıklı değildi. Vatandaşlar kendi evlerinde bazı bakımlar yapsa da belediyeler doğalgaz sistemlerinin yenilenmesi konusunda ağır davrandı. Son yıllarda belediyelerin altyapı düzenlemelerinde yaşanan aksaklıklar ve denetimsizlik büyük sonuçlar doğurdu. Son olarak Ankara ve İstanbul’da iki dairenin doğalgaz hattında patlama yaşandı. Ancak yeni projelerde doğalgaz sistemleri en doğru şekilde dizayn edildi. Aynı zamanda site veya bina yönetimleri de düzenli denetimleri zamanında yaptı ve yapıyor…

BELEDİYELER ÜSTÜNE DÜŞEN GÖREVİ YAPMALI

Tabii afetler sebebiyle yıkılan veya hasar alan binaların sayısında artış yaşanıyor. Eski tip binalar yeterince güvenli değil. Bakanlıklar risk taşıyan konutları tespit ediyor. Ancak bu felaketler karşısında belediyelere de büyük iş düşüyor. Özellikle İstanbul’da yaşanan sel su baskınlarında bunu net bir şekilde gördük. Altyapı ve gider sıkıntıları sebebiyle şehrin sokakları suya teslim oldu. Islah edilmeyen dereler afet zararlarını daha da artırdı. Bu yüzden İstanbul’daki deprem hassasiyetinin sel ve su baskınları için de gösterilmesi gerekiyor.

Eski binalar alarm veriyor

KENTSEL DÖNÜŞÜM İLE GÜVENLİ HAYAT

Kentsel dönüşüm verilerini paylaşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 2012 yılında Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çıkarıldığında, Türkiye’nin her bir tarafında kentsel dönüşümün hızlandığını aktardı.

DÖNÜŞÜM SÜRÜYOR

Özhaseki “Türkiye genelinde 2 milyon 200 bin konutu dönüştürdüğümüz gibi, şu anda 400 bin civarında konutun dönüşümü devam ediyor. İstanbul’da da 800 bin konutumuzu dönüştürdük. Şu anda 179 bin konutun dönüşümü devam ediyor. İstanbul için planımız hazır. Bu dönüşüm için yol haritamız var. Bir taraftan dönüşüm çalışmalarımıza hızla devam ederek sayıyı artırmak istiyoruz” diye konuştu.

İSTANBUL GÜÇLENECEK

İkinci olarak “Yarısı Bizden” kampanyası ile en az 200 bin konutu daha dönüştüreceklerini vurgulayan Özhaseki, üçüncü olarak da rezerv alanlarda 350 bin konut yaparak İstanbul’u gelebilecek bir depreme karşı hazırlamak istediklerini söyledi. Kentsel dönüşümün üç paydaşı olduğunun altını çizen Özhaseki, bunların bakanlık, belediye ve vatandaşlar olduğunu ifade etti.

Düzenleyen:  - Emlak
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...