Bilemedik kıymetini...

A -
A +
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün geçen sene başlattığı  futbol için çok önemli bir sosyal sorumluluk projesi vardı.  "Öldürmesin Sevdan Bizi! Şiddet oyunu bitirir."  Benzer  uygulamalardan bugüne kadar toplum olarak hiç ders almamışız ne yazık ki...
Projenin  kitabında birçok değerli spor adamı ve yazarın "fair-play" yorumları var ki, bazılarından "az ve öz" paylaşmadan edemedim.
Rahmetli İslam Çupi; "Sonuç ne olursa olsun maç efendice seyredilir, tezahüratlar centilmence yapılır, kazanan taraf tebrik, kaybeden takım teselli edilir ve dev şehir hiçbir şey olmadan dev bir uykuya dalardı. Bir dahaki Fenerbahçe-Galatasaray maçına ve onun heyecanlarına uyanmak üzere..."
Şenes Erzik; "1905 yılı Ekim ayında nur topu gibi bir çocuk doğdu. İki yıl sonra da 1907 yılında kendisiyle aynı gürbüzlükte bir kardeş geldi. Henüz büyüme çağlarında savaşlarla tanıştılar. Balkan, 1. Dünya ve Kurtuluş Savaşları ardından sosyal ve ekonomik yokluklar içerisinde büyüdüler. Güzel ülkemizin bağımsızlık, özgürlük ve uygarlık mücadelelerinde omuz omuza tek yürekle birlikte katıldılar. Ortak tutkuları güzel oyundu. Savaş yıllarında bile futbol oynadılar. Bahsettiğimiz bu kardeşin Galatasaray ve Fenerbahçe olduğunu herhalde anladınız."
Hıncal Uluç; "Lise yıllarımızda, Fener-Galatasaray maçı oldu mu İstanbul'a gece trenine atlardık. Posta treni... 18 saatte gelir ama ucuz 10 lira falan.. Fenerli Galatasaraylı sınıf arkadaşları. Doğru Mithat Paşa' ya... Öğle yemeği kuyrukta sucuk ekmek, sonra tribüne sıkışma... içimizde yine Fenerlisi, Galatasaraylısı... Arabulucu Beşiktaşlılar... Yan yana omuz omuza ... Bitti mi? Ver elini Taksim istikamet muhallebici, pilav yoğurt..."
Naci Arkan; " 2020 Olimpiyatlarına ülke olarak talip olduğumuz ve bunun beklentisi içine girmiş olmanın sevinci, ne yazık ki sadece rantı ve tribünlerde hakimiyet ve liderlik peşinde olanları hiç ilgilendirmemektedir. Artık evden spor için çıkanlar neredeyse helallik alarak aileleriyle vedalaşıyorsa; sokaklarda yıkma, dökme, saldırganlık egoları tatmin ediliyorsa, o ülkede sporun güzelliğinden kimse bahsedemez. Çünkü içinde kan, sopa, yumruk, taş, küfür olan bir spor, asla spor değildir."
Öcal Uluç; "Şiddet, doping, şike, ayırımcılık ile beraber sporun  bu dörtlüye "Sportif Mahşerin 4 Atlısı" diyebiliriz! Bu mücadelede elbette ki başta devletin ve halkın gözü kulağı sesi olan TRT olmak üzere medyanın programlı ve spor kamuoyunu, taraftarı seyirciyi evrensel spor suçlarına karşı eğitecek bir toplu ve sürekli kampanyanın içine girmesi ve TV'lerde  'kamu spotu' olarak yayınlanan slogan programların bu konuda da başlatılması etkili olacaktır."
Sarıgül ise; "Sporun içinde bir yerel yönetici olarak, çok önemsediğim bu sosyal sorumluluk projesinde herkesi bize güç vermeye, destek vermeye çağırıyorum.  Sağlıklı bir toplum için, kavga eden değil, birbiriyle kenetlenen, dostluk kuran, el ele veren bir toplum için her alanda şiddeti ortadan kaldıralım."  Hadi şimdi birlik beraberlik zamanı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.