Süper olsun...

A -
A +
2013-2014 sezonu geçen hafta başladı. Taraftardan yöneticisine futbolcusuna herkes fair-play ruhunun gerçek anlamda öne çıkacağı bir sezon istiyor, yoksa durum vahim. 19 Mayısta Galatasaray'ın şampiyonluğuyla bıraktığımız sezon 88 günün ardından başladı. 14 ilden 18 takım 55.'ci sezonu güçlendirdikleri kadrolarıyla belirledikleri hedeflerine ulaşmaya çalışacak. 29 Aralık 2013'te devre arasına girilecek. 27 gün aradan sonra 26 Ocak 2014'te başlayıp 18 Mayıs 2014'te tamamlanacak. Bu sezon yenilikleri de beraberinde getirdi. En önemli değişiklik yabancı oyuncu sınırlaması. Diğerleri; çizgi hakem uygulaması bu sezon maçlarda 6 hakem var bu da ülkemizde bir ilk. TFF e-bilet uygulamasına geçti maça gitmek için taraftar internetten kimlik numarasıyla biletini alabilecek şiddet olaylarına karşı caydırıcı bir başlangıç. Alkol kontrolü, siyasi slogan yasağı da var. Bu tür davranışlarda bulunanlara yasal işlem yapılacak. Ve son olarak yine derbi maçlarda rakip takım taraftarına deplasman yasağı devam ediyor... Her şeye rağmen spor sevgi, barış ve kardeşliktir unutulmasın.
Elma'yı sevenlere müjde
Bir iletişimci olarak tepeden tırnağa elmacıyız kesin.:)"Jobs" Steve Jobs'la ilgili çekilmiş ilk biyografik film yönetmeni Joshua Michael Stern, filmin başrolde ise Ashton Kutcher var. Hayatını 2011'de kaybeden Apple'ın kurucusu ve ünlü Ceo'su Steve Jobs'ın biyografik kitapları birbiri ardına raflarda yerini alırken ilk biyografik filmin haberi geldi. Film, Jobs'ın 2001'de müzik çalar iPod'un çıkışı öncesi Apple'da yaptığı konuşmayla başlıyor. Hemen ardından üniversiteyi bırakmış ama dersleri dışarıdan takip eden, çıplak ayakla gezme meraklısı genç. Derken zamanla içindeki hırslı girişimci ortaya çıkmaya başlıyor; sevgilisini, etrafındaki arkadaşlarını yıka döke egoizmle iş dünyasında yükseliyor. Ardından takipçilerin iyi bildiği üzere Apple'ın yönetimini kaybetmesi, geri kazanması gibi olaylar da filmde yer buluyor. Kutcher'ın oyunculuğu filmin göze batan yönlerinin başında geliyor. Jobs'ın ünlü pozlarını taklit etmek, film boyunca tutarlılığı da olmayan kambur bir yürüyüşle etrafta gezmek derken, Kutcher'ın ciddiye alınmayacak bir Jobs portresi çizdiğini söyleyebiliriz. Onun yerine biyografilerde canlandırdığı kişiyi benimseyip yaşayan bir karakter oyuncusu seçilseydi de sonuç değişmez; "Jobs"tan tatmin edici bir biyografi çıkamazdı. Daldan dala atlayan, Jobs'ın karakterindeki değişimleri göstermeye zahmet etmeyen senaryo aceleye gelmiş gibi Film, Jobs'ın kullanışlı bir ürün sunmayı dünyayı değiştirmekle bir tutmasını kapitalist dehasının tek nedeni olarak sunuyor. Bu da dünyanın en ünlü Ceo'sunu anlamak için pek tatminkar bir cevap değil açıkçası. Filmin tek ilginç yönü ise Jobs'ın hamile kız arkadaşını kapı dışarı ettiği, onunla yola çıkan insanları sepetlediği gibi iyi bir insan olmadığını gösteren sahneleri... Malum genellikle biyografi filmleri anlatılan insanı bir derece koruma refleksi gösterir ama "Jobs"ta buna hiç çaba gösterilmemiş. Apple ürünlerinde olduğu gibi belki yakın bir sürede yeni versiyonu çıkar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.