"Refah" hadisesi...

A -
A +
Temmuz ayına Denizcilik ve Kabotaj Bayramı ile başladık ardından mübarek ramazan geldi. Eskiye merakım araştırmacı kişiliğim neticesinde ailenin kütüphanesinde eşim Deniz Matbaası tarafından basılmış 1941 yılına ait 362 sayılı Deniz Mecmuasının fevkalade nüshasını bulmuş ve bir göz atmamı istemişti. Özel nüsha tamamen "Refah" hadisesine ayrılmıştı bu pek bilinmeyen tarihî hadise neydi? nasıl olmuştu,  sizlerle paylaşmalıydım.
Mecmuanın giriş yazısı dönemin T.C. Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın el yazısıyla yazılmış; "Memleket müdafaası için kıymetli harp vasıtalarının ana vatana getirmek vazifesi alan Refah vapurunda şehit düşen kahraman denizaltı ve havacı evlatlarımın manevi huzurunda tazimle eğilir, deniz ve hava mensuplarıma en kalbi taziyetlerimi sunarım."  Hususi, 29.6.1941/Ankara/İmza.
Memleketin toprak bütünlüğünü, milletin hürriyet ve istiklalini muhafaza ve müdafaa için mevcut harp silah ve vasıtalarımızın değerini artırmak amacıyla İngiltere'ye muhtelif siparişlere bulunulmuştu. Dünyanın bu buhranlı ve ateşli döneminde kıymeti ve önemi bir kat daha artan bu siparişleri teslim alarak vatana getirme için kıymetli ve mümtaz deniz personeli arasından 150 kişi ayrılmıştı, bunlardan 19 subay, 63 gedikli erbaş ve 68'ini ise erler oluşturuyordu. Bu genç denizcilerimizin yanında ise havacılık kursu almak üzere; bir hava subayı ve 20 havacılık talebesi İngiltere'ye tahsil için gidecekti. Böylece memleketin bu kıymetli 171 mevcut evladı kendilerinin sevki için tahsis edilmiş "Refah" gemisiyle 23 Haziran saat 17.30'da Mersin limanından Mısır'a hareket ettiler. Hükümet sürmekte olan Dünya Savaşında siyasetini tarafsız olarak sürdürmekte olduğunu Refah gemisinin gerek güverte gerekse bordalarında reflektörlerle aydınlatmış ve şanlı Türk Bayrağıyla yola revan olmuştu. Buna rağmen hareketinden 5 saat sonra saat 22.30'da kahpece yapılan bir taarruzla savunmasız bir gemiyi torpilleyerek hem gemi hem de içindekilerin hayatı tehlikeye atıldı. 28 kişiyi bulan gemi personeliyle birlikte toplam 200 kıymetli vatan evladından sadece 32 kişi kurtulmuş ama metekabi ekseriyet vatan ve vazife uğruna şehit olmuştu. Rahmetle bir kez daha anıyoruz... Barış içerisinde ve savaşın dışında  bulunan bir ülkenin tarafsızlığını bildiren tüm denizcilik işaretleriyle seyahat eden bir geminin  seyir esnasında namertçe tuzağa düşürülmesi ne yazık ki vahim bir durumdur. Dosta düşmana tarihi boyunca daima mert ve dürüst hareket etmeği düstur edinmiş olan Türk milleti hasımlarıyla her zaman her yerde  mertçe mücadele etmek ister. Gizli güçler ve haksızca çekilen silahlara tarihinde iğbirarla ve hüzünle bakar...
"Sakın, hakkım var deme;/Hak yok, vazife vardır./Hak milletin, şan onun,/Gövde senin, can onun./Sen öl ki o yaşasın,/Dökülecek kan onun."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.