Ermeydanında er olmak...

A -
A +

Avrupa'yı vatan kılan, şenlendiren alperenleri temsil eden pehlivanlar, erler, ermeydanına 'Allah Allah' sesleriyle çıktılar. Yendiler, yenildiler... Selimiye Camii ve Kırkpınar, niçin Edirne'de? Bu sualin cevabı verildiğinde Kırkpınar'ın, gücün, insanın yaratılış hakikatinin, Osmanlı'nın hayata bakışının ne olduğu meydana çıkar. Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, "Şu yeryüzü ermeydanı/Gönül sevmez her meydanı/Yürek size yorgan döşek/Koç yiğide ver meydanı" diyerek 'niçin Edirne'nin cevabını vermiş. Ecdadımız, yeryüzünü ermeydanı kılmak, yani ilahi hakikate ulaşılmasına mani olan engelleri kaldırmak için gayret etmiştir. Yoksa maksatları insanları zor ile müslüman yapmak, kuru cihangirlik değildi. Onların hedefi, yeryüzünü , isteyenin hakikate kavuşabildiği, herkesin adalet ve barış içinde yaşadığı yer kılmak, ermeydanı yapmaktı. Oğuz Kağan da bu geçeği "Güneş yurdun bayrağı olsun/İlimizin çadırı gök olsun" şeklinde ifade etmiştir. Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun girişinin sağ ve solunda "Essultan zıllullahi filerdı/ ye'vî ileyhi küllü mazlumin (Allahü tealanın adaletinin yeryüzünde yerine getiricisi ve bütün mazlumların sığınağı sultan)" yazmaktadır. Dikkat edin, Osmanlı memleketinde demiyor, 'yeryüzünde Allahü tealanın adaletinin yerine getiricisi' diye dost ve düşmana ilan ediliyor. Asıl vurucu olan ise diğer satır. Burada da "Dil, din ve ırk ayrımı yapmadan bütün mazlumların, kimsesizlerin yardımcısı" deniyor. İşte ecdat, yeryüzünün ermeydanı olmasını, Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı çayırla, ermeydanıyla, yeryüzünü ermeydanı yapmaya çalışan alperenleri de güreşçilerle misalleştirmişti. 1264'de Edirne'yi fetiheden Sarı Saltuk, Peygamber Efendimizi rüyasında görür. Peygamber Efendimiz, rüyada Sarı Saltuk'a, "Edirne'yi fethet. Bu diyar, darünnasırdır (yardım diyarıdır), burasını küffar elinde komayın" der. Sarı Saltuk bunu üzerine Edirne'yi feth edir. Selimiye Camisi de yine Peygam Efendimizin Sultan İkinci Selim'in rüyasına girmesiyle Edirne'de inşa edilmiştir. Şair Arif Nihat Asya bu gerçeği "Mahya olmak için Sultan Selime/Göklerden Yıldızlar ordusu gelir" diye ifade ediyor. Kubbeyi çevreleyen kırk pencere, kelime-i tevhidin 24 harfine, günün 24 saatine ve 24 Oğuz boyuna işaret eden Selimiye Camisi'nin minberinin 24 basamağı, müezzin mahfili altındaki çark- felekin 24 kolu ve kubbeyi tutan sekiz sütunun 24 parçaya bölünmesi, cami içindeki 99 çeşit lale motifi ve ters lale anlayana çok şey söyler. Bilene, arif olana Edirne, Selimiye Camii ve Kırkpınar, yeryüzün ermeydanı kılmanın, adalet ve barışla şenlendirmenin sembolleridir. Bütün mesele, ermeydanında 'ER' olabilmekte... Paraya, şöhrete yenilmemekte...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.