Kırkpınar gerçek efsanedir

A -
A +

Kırkpınar efsanesinde geçen mekan, şahıs ve olaylar tarihi ve coğrafi gerçeklerle birebir uyuşmaktadır. Bütün bunlar Kırkpınar'ın gerçek bir efsane olduğunu göstermektedir KIRK PINAR DOĞMUŞTU 1354 yılında Gelibolu'dan Avrupa topraklarına geçen Şehzade Murat ve can yoldaşları iki şehidi canlarını teslim ettikleri yere, Simovina Köyü yakınındaki çayıra defnederler. Günler sonra buraya uğradıklarında bir de bakarlar ki, kırk tane pınar doğmuş. Bunu, arkadaşlarının Kırklar derecesine kavuştuğunun işareti sayarlar. Buraya "Kırklar Pınarı" derler. Söylene söylene "Kırkpınar" olur. 1361 yılında Edirne fethedilir. Şehit olan iki alperenin hatırasına güreşler yapmağa başlar ve bu şekilde Kırkpınar doğar. EFSANEDE GEÇENLER VAR Efsanenin geçtiği coğrafyaya ve efsanede ismi geçenlere bir bakalım. Buraları 2002 yılında gidip gördüm. Salcı Baba'nın kabri bugün, Çardak'ta salların yapıldığı söylenen yerdedir. Deli Kızıl Sultan'ın kum saçarak meydana getirdiği yol, bugün de, Çardak'tan Çanakkale Boğazı'nın içine doğru uzanmaktadır. Osmanlılar zamanından beri her yıl, bu kumlarda 26 Ağustos'ta Kum Günü yapılmakta, bu kum şifalı kabul edilmekte ve yağlı güreşler organize edilmektedir. Yunanistan'a yaptığımız seyahatte Deli Kızıl Sultan'ın dergah ve türbesinin ayakta olduğunu gördüm. Ve Bolayır'da Şehzade Süleyman'ın kabri vardır. Efsanede ismi geçen Kırkpınar çayırı bugün, Yunanistan topraklarında, Simovina Köyü yakınındadır. 1913 yılına kadar güreşler burada yapılırdı. 1901 tarihli Edirne Salnamesi'nde, Selim'in Mezarı'ndan ve Kırkpınar Çeşmesi'nden bahsedilmektedir. ALPERENLER YADİGÂRIDIR Kırkpınar efsanesi, tarihi ve coğrafi gerçeklerle doğrulanmaktadır. Kırkpınar'ın doğmasına vesile olan Sarı Saltuk, Şehzade Süleyman ve kırk arkadaşı alperendi. Alperenler kimdir? Alp, kuvvet, cesaret, fedakârlık, dayanıklılıkta ve her türlü silahları kullanmakta eşsiz, geçilmez, yiğit kişi demektir. Eren ise Allah-ü Teala'ya yakın, nefsi isteklerinden vazgeçmiş, başkalarının huzuru ve ebedi saadeti için yaşayan, her hareketiyle alemlerin efendisi Hazreti Peygamberimize benzemeğe çalışan, evliya, hakiki insan demektir. AĞALIK NİMETLERE ŞÜKÜRDÜR Ağa, güreşçilerin ve misafirlerin ev sahibidir, Kırkpınar'ın gerçek reisidir. Ancak bugün ağanın görevi yalnızca semboliktir. Ağa, mal, makam, şeref, bilgi, güç gibi nimetlerin paylaşılmasını, paylaşılarak çoğaltılmasını temsil eder. Yağlı güreşte asıl olan ustalık, bilgi, kuvvet, cesaret ve metanettir. Kilo ve yaş sınırlaması yoktur. Bileği ve yüreği güçlü, 50 kiloluk 60 yaşındaki ihtiyar hak etmişse başta güreşebilir. Geleneksel yağlı güreşte, zaman sınırlaması yoktur. Bugün, güreşleri, planlanan zamanda bitirebilmek için zaman sınırlaması getirilmiştir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.