Aydınlardan Damlalar

A -
A +

Hatiplik ayrı bir yetenek işi, ayrı bir sanat... Cami kürsüsünden cemaate hitabın da gerekli bilgiye sahip olma yanında böyle farklı incelikler isteyen bir sanat olduğunu düşünürüm. Mehmet Akif'in yıllar önce Milli Mücadele yıllarında cami kürsüsünden halka hitabının ilhamıyla olsa gerek günümüzde Çinili adıyla bilinen camiye aydınların davet edildiğini, vaaz veren din adamı imajına kendi dalında uzmanlığını ustalığını kabul ettirmiş isimlerin eklendiğini daha önce bu köşeden duyurmuştum. Bu çalışmaların, bu cesur ve orijinal fikrin uygulayacısı imam hatip ve yazar Ahmet Yüter'dir... Oto Sanayi Sitesi Çinili Camii'ndeki aydın konuşmaları daha önce "Aydınlar Geçidi" adıyla kitap haline getirilmişti. Şimdi elimde ikincisi, "Aydınlardan Damlalar" (Türdav Yayınları) bulunuyor. Ahmet Yüter Hoca "Cumaların çehresinin değiştiğini, vaaz kürsüsünün akademik bir platforma dönüştüğünü" belirtiyor. Kitapta sanatçısından sporcusuna 33 konuktan 33 konuşma yer alıyor. Bu yıl kaybettiğimiz ve acısı içimizde hiç küllenmeyen hocamız Ahmet Kabaklı da bir cuma, bu camide halka hitabetmiş; konu edebiyattır, fakat inançla da bağlar kuran iki ismi, Mehmet Akif'i ve Yahya Kemal'i anlatmış, Kabaklı Hoca, Mehmet Akif'in "Fatih Kürsüsünden", "Süleymaniye Kürsüsünden", başlıklı şiirlerini, Yahya Kemal'inse "Süleymaniye'de Bayram Sabahı"nı ele almış. Tabii önce Kur'an-ı Kerim'den bahsederek, kelâmın en üstününün Kur'an olduğunu, Peygamberimizin bir Hadisini hatırlatarak, hiç kimsenin tek bir ayetin benzerini meydana getiremeyeceğini ifade ediyor. "Çünkü O Rabbin kitabıdır." diyor. Sonra Süleyman Çelebi'nin Mevlid şaheserinden bahsediyor. Kabaklı Hocamız, Mehmet Akif Ersoy'dan seçtiklerine geçmeden önce şunları söylüyor: "Mesela bu memlekette ne yazık ki hürriyet hep gürültülerle patırtılarla gelmiştir. Ne yazık ki sözde aydınlarımızın hürriyete bağlandıkları görülmedi. Umumiyetle kendi menfaatleri için, demokrasiyi kendi çıkarları için kullandılar. Asla halkımız için kullanmadılar. İşte bunu ilk defa Mehmed Akif'in dile getirdiği görülüyor. İlk defa Türkiye'ye hürriyet gelmiş, demokrasi gelmiş ve bu demokrasinin nasıl suiistimal edildiğini Raşid Efendi ağzıyla Mehmet Akif dile getirmektedir. Bir de İstanbul'a geldim ki bütün çarşı, pazar Na'radan çalkanıyor. Öyle ya... "Hürriyet var." Galeyan geldi mi, mantık savuşurmuş... Doğru: Vardı aklından o gün her kimi gördümse zoru." Kabaklı, yorumlarını o zamanki insanımızdan bugünün insanına bağlar kurarak yaparken, Akif'in sosyal hicivlerini kendi sosyal tenkitlerine katar. Onun diğer değerlendirmeleri için "Aydınlardan Damlalar" kitabına başvurmanız gerekecek. Ayrıca öteki değerli isimlerin konuşmaları için de... Ahmet Yüter Hoca'ya başlattığı ve sürdürdüğü bu gelenekten dolayı aferinler... Bakalım bundan sonraki hizmeti ne olacak?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.