Romana başlarken...

A -
A +

Ne zamandır tasarlıyordum böyle bir romanı; hatta konusuyla ilgili bazı malzemeleri bir çekmecede biriktiriyordum. Her zaman öyle yaparım. Ne bulursam kullanılmak üzre bilgisayar tabirince "çöp sepeti"me korum. Hatta bazen romandaki kahramanlarıma benzer insanların resimlerini bile keser çekmeceye atarım. Bunlar yazacağım romanla iyice kaynaşmamı sağlıyor. Resimler, günlük olaylar, ilginç kişiler ve daha birçok gerekli gereksiz materyal. Fakat elbette asıl malzeme zihnimde; asıl ayıklamaları orda yapacağım. İşte üniversitede benim adım üzerine çalışan genç arkadaşlar için önemli ipuçları.. Umarım bu yazımı görür ve saklarlar... Aslında romanın yazılmış, 15 sayfalık bir bölümü de var elimde. Apansız gelen bir yoğunlaşmayla geçen yıl karalamıştım. Araya bir yığın engel girdi ve romanla bağlarım koptu; toparlayamadım kendimi. Bilgisayar dosyalarından birinde duran ve devamımı bekleyen o sayfaları bir kez daha okudum. Öyle kolaylıkla beğenmem ama, hiç fena değil. Ne ki bu bölüm başlangıç için biraz durağan. İleriki sayfalarda yer alabilir. Onun için yeni bir başlangıç gerekiyor. Çarpıcı ve çekincesiz... Yalnız bir başka Çokum var gibi... Daha eliştiri yüklü bir tavır, biraz daha mizah katkılı, yer yer ironik... Okuyucularım bilirler; "Karanlığa Direnen Yıldız" ve bu yıl yayımlanan "Deli Zamanlar"da ele aldığım dönem 60'lı yıllardı. Tabii benim gözlemlerimle... Yeni roman ise pek yakın zamanların anlatımı... Giderek yaşanmışlığa daha fazla önem veriyor, kahramanlarımı tanıdığım, bildiğim insanlardan seçiyorum. Hayat o kadar kısa ki bütün bu yaşanmış şeyleri değerlendirmek gerek... Yani bu romanda da yine çevremden seçtiğim insanlar söz konusu... Tabii konuyu enine boyuna açıklamamı istiyorsunuz... Genellikle mülakat sorularındandır: "Yazmakta olduğunuz son romandan bahseder misiniz? Bu romanda da kendi hayatınızdan kesitler olacak mı?", "Bahsettiğiniz kişiler gerçek mi, değil mi?" Ben böylesi sorulara hiçbir zaman açıklıkla cevap veremem doğrusu. Çünkü o zaman bütün bütün olmasa da kısmen yazma iştiyakımı, iştihamı kaybederim. Bir de adını merak ediyorsunuzdur. Nedense kitaplarıma ad bulmada hayli zorlanırım. Bunun için küçük bir defter kullanır, aklıma gelen isimleri kaydederim. Sonra üzerinde durduklarımı bir iki yakınıma gösteririm ya da küçük kağıtlara yazar kura çekerim. Fakat sözünü ettiğim o onbeş sayfalık kısma bir dosya adı vermiştim. Bir Aldanışın Hikayesi... Tabii bu ad ilerde değişecek... Ama şimdilik böyle devam edeceğim. Aslında roman ve hikaye beni yaşamaya iten şeyler... Yazmadığım zaman huzursuzum, sıkıntılıyım; yazarken daima ruh ve beden olarak daha sağlıklı olduğumu düşünüyorum. En büyük olay, insanın ta kendisi. Ve en önemlisi başlamak... Ben de baharın coşkusuyla sayfayı açıyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.