Hain darbe girişimin 9. yıl dönümünde; yurt içinde ve yurt dışında etkinlikler düzenlendi.
Ben de iki programa katılma imkânı buldum. İlki Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki “En Uzun Gece” belgeseliydi…
500’den oluşan dev bir kadro ile sergilenen temsilde:
FETÖ’nün gerçek yüzü -bir kez daha- gözler önüne serildi. Destansı özellik taşıyan En Uzun Gece, âdeta 15 Temmuz’u bizlere yeniden yaşattı.
Temsilin ağırlık noktası Turgut Aslan idi.
İstihbarat Daire Başkanı Aslan’ın ailesi ile nasıl vedalaştığını, hainlerle nasıl mücadele ettiğini, başından vurulma anında geçen diyalogları izlerken davetliler heyecanlandı, duygulandı. Program boyunca alkışlarla gözyaşları birbirine karıştı.
Şehit yakınları ve Gaziler de davetliydi. Onlar da o gece verdikleri mücadeleyi, ekrana yansıyan görüntülerle tekrar hissettiler.
Temsilin en can alıcı noktalarından biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı çağrıyla vatandaşları sokağa davet etmesiydi...
Darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir’in de şehit edilme görüntüsü; hem ekrana yansıtıldı hem temsilen canlandırıldı. Bu anı izleyen anne ve babasının yürek yangını alevlendi.
En Uzun Gece’nin danışmanlığını üstlenen isim Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin’di. Proje Direktörlüğünü ise Fecir Alptekin yapmış. Fecir hanım Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı aynı zamanda.
Genel Koordinatör Prof. Dr. İbrahim Sarıtaş da Gürkan Tanyaş ile birlikte metni kaleme almış.
Güzel Sanatlar Genel Müdürü, Genel Sanat Yönetmeni Ömer Faruk Belviranlı’nın seslendirdiği ilahi ruhumuzu titretti.
Müzikler Ali Otyam, Selim Atakan ve Aytuğ Ülgen’e aitti. Sahnede o geceyi canlandıran oyuncuları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Opera ve Balesi, Devlet Sahne Sanatları Topluluğu, Devlet Çoksesli Korosu’nu, üstün performanslarından dolayı kutluyorum.
Bu arada dikkatimi çeken iki hususu da aktarmak isterim.
Abdurrahim Karakoç, Bahtiyar Vahapzade, Nurullah Genç, Sezai Karakoç, Attila İlhan, Mehmet Akif Ersoy’dan alınan şiirlerin terennüm edildiği,
Her sahnesinde şanlı al bayrağımızın dalgalandığı En Uzun Gece’de, neden "Bayrak Şairi"mize yer verilmedi?
Hâlbuki Arif Nihat Asya’dan bir şiir alınabilirdi. Ben bunu önemli bir eksiklik olarak görüyorum.
İkinci konu da temsilin sonunda çekilen aile fotoğrafı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Emine Hanım’ın da olduğu, emeği geçenlerin bir araya geldiği fotoğraf çekimine, DSST Yönetmeni Soner Satı davet edilmedi. 145 dansçının bel kemiğini oluşturduğu En Uzun Gece’nin bir başka eksikliği de buydu…
İkinci programa gelince…
Cumhurbaşkanı İletişim Başkanlığı’nın düzenlediği, "15 Temmuz: Hafıza, Adalet Ve Gelecek Paneli" Dışişleri Bakanı Yardımcı iken İletişim Başkanlığına atanan Prof. Dr. Burhaneddin Duran Hoca’nın ilk etkinliğiydi. Panelin açılışını Burhaneddin Hoca ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz yaptı.
Cevdet Beyin konuşması tarihî nitelikte bir analizdi.
Panelin amacını çok güzel anlattı:
Hafızanın, o gece neler yaşandığını, adalet kavramının FETÖ ve ve arkasındaki karanlık güçlerden nasıl hesap sorulması gerektiğini, geleceğin ise bu acı tecrübeden çıkarılacak derslerle nasıl daha sağlıklı, sağlam bir zeminde inşa edileceğini ifade ettiğini örneklerle dile getirdi.
Cevdet Beyin vurguladığı bir konu da Darbe girişimine karşı uluslararası duyarsızlıktı:
“Bir başka ülkede halk sokağa çıkıp bu direnişi gösterse, herhâlde tüm dünyada, demokrasi kitaplarında örnek olarak anlatılırdı. Ama 15 Temmuz gecesi maalesef 'demokratik' dediğimiz dünya, Türkiye'deki bu eşsiz direnişi görmezlikten gelmiştir. Uzun süre böyle bir tavırla yaklaşmıştır..."
Terörsüz Türkiye meselesi de gündemindeydi Cevdet Beyin:
"Türkiye 'bu bağlarından, bu yüklerinden kurtulmasın' diye düşünen çeşitli çevrelerin provokasyon, dezenformasyonlarına karşı çok dikkatli olmamız lazım.”
İletişim Başkanı Burhanettin Hoca da;
15 Temmuz’un Türkiye tarihine altın harflerle kazınan kutlu bir demokrasi ve istiklal zaferi olduğunu kaydetti. Çocuklara demokrasi bilincini aşılamanın en büyük miras olduğuna işaret eden Burhanettin Hoca, 8 yaşındaki kızına hain darbe girişimini anlattığını da söyledi.
Darbe girişiminin engellenmesinin, Türkiye'yi; Uluslararası sistemde daha etkin, bir konuma getirdiğini belirtti...
Terörsüz Türkiye Komisyonu CHP’yi ikiye böldü. “Öneri bizim” diyen grup üye vermeyi düşünüyor. Yolsuzluklarla ilgili soruşturmaları kastedenler de…
“Bu şartlarda üye vermeyelim. Bize figüran ol diyorlarsa olmayalım” diyorlar.
Komisyonu bir tarafa bırakacak olursak, CHP’dekilerin çoğunluğu figüran gibi…
Her yerde, her konuda başrolde iki isim var:
Biri Genel Başkan Özgür Özel, diğeri de tutuklu Ekrem İmamoğlu…
Çok güzel(!) performans sergiliyorlar…
Miting sahnelerinde ve açıklamalarında, rollerinin karşılığını fazlasıyla veriyorlar... Aslında figüranlık da iyi bir şey… Onlar olmazsa filmlerin, oyunların tadı olmuyor?!. Bunu da not düşelim...
SSB’de önemli bir toplantıya katıldık.
Sohbetin ana konusu İDEF Fuarı’ydı.
Savunma sanayi alanında detaylı bilgiler aldık... Başkan Prof. Dr. Haluk Görgün’ün haricinde; Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı, ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, TEİ, MKE yöneticileri tek tek anlattı, sergileyecekleri ürünleri. Hatta sürprizleri de olacakmış ama detay vermediler.
Türkiye’nin savunma sanayindeki geldiği noktayı, kelimelerle izah etmek mümkün değil. Aldığımız mesafe yazmakla bitmez.
Düne kadar ambargolarla boğuşan Türkiye, bugün NATO, Avrupa dâhil, her ülkeye ihraç yapıyor.
İnşallah fuarda da milyar dolarlık anlaşmalara imza atacağız; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği, gelecekle ilgili öngörüleri sayesinde.
Nereden nerelere geldik…
Dostlarımız da düşmanlarımız da bunun farkında.
Akif Bülbül'ün önceki yazıları...