Sabrın semeresi

Pek inanmasak da Soykırımcı İsrail dize geldi.

 

Gazze ile ateşkes imzalayarak…

 

Tereddütleri de ortada bırakarak…

 

Katil Netanyahu nasıl razı oldu?

 

Anlaşmanın hangi maddelerini çiğneyecek?

 

Attığı imzanın arkasında duracak mı?

 

Merak ediyoruz işin doğrusu.

 

2 yıl içinde 6 kez sürgün edilen…

 

Vatanında sıla hasreti çeken…

 

Filistinliler için hayat yeniden başlıyor.

 

ABD Başkanı Trump ne kadar övünse de…

 

Ateşkesin sağlanmasında Türkiye başrolde.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gayreti, çabası ve tarihî girişimleriyle…

 

Barışa giden yol açıldı… Bugünlere ulaşıldı.

 

İzlediğimiz cihanşümul diplomasi sayesinde.

 

ABD Başkanı Trump kabul etse de etmesi de…

 

Gerçek budur, gün ışığı gibi ortadadır.

 

Dünyaya barış getirdiğini söyleyen Trump…

 

Beklediği Nobel ödülünü alamadı ama…

 

Üzülmesine hiç gerek yok.

 

Zira Venezuelalı muhalif lider Maria kazandı.

 

Verdiği destek boşa gitmemiş oldu.

 

Bu da teselli için iyi bir neden?!.

 

 

DÜNYAYA AÇILAN PENCERE

 

 

 

 

 

Kuzey Avrupa’da, İskandinavya yarımadasında…

 

Baltık Denizi kıyısında;

 

Adacıklar üzerine kurulu, kanallarla dolu,

 

Meşruti Monarşi ile yönetilen,

 

Refah seviyesi standartların üzerinde,

 

Aynı zamanda da hayat maliyeti yüksek, 

 

450 bin kilometrekarelik yüz ölçümüne sahip.

 

11 milyona yaklaşan nüfusu olan ve…

 

Avrupa Birliğinin yüz ölçümü bakımından 3. büyük ülkesi.

 

 

 

 

 

 

Bizimle mukayese edilemeyecek seviyede.

 

Konut kirası, gıda, ulaşım, giyim,

 

Sağlık hizmetleri gibi hizmetler çok pahalı…

 

Eğitim, sosyal güvenlik gibi alanlarda güçlü,

 

Kişi başına millî geliri 55 bin dolar olan bir ülke…

 

Söz konusu tespitleri yaptığımız ülkenin adı İsveç.

 

“Connect to Türkiye” tanıtımı için gittik, bu ülkeye.

 

 

 

 

 

 

THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın davetiyle.

 

Başkent Stockholm’de yapılan tanıtımda…

 

Muhteşem bir organizasyona tanıklık ettik.

 

“Connect to Türkiye”nin amacı ne derseniz…

 

Hemen anlatalım sizlere kısaca:

 

Tarihî, kültürel değerlerimizi ön plana çıkarmak,

 

Eşsiz güzelliklerimizi dünyaya sergilemek,

 

Kültür, medeniyet, sağlık turizmine katkı sağlamak.

 

Ahmet Bolat Bey, âdeta medeniyet elçisi…

 

 

 

 

 

 

Mitolojiye, arkeolojiye hâkim, insanlık tarihini biliyor.

 

THY’nin marka değerinin daha da büyümesi için,

 

Daha fazla yolcu çekebilmek için,

 

Ulaşım ağını genişletebilmek için,

 

Sefer sayılarını artırabilmek için,

 

Velhasıl daha fazla döviz kazanmamız için…

 

Gece gündüz demeden koşturmasıyla…

 

Zor ve meşakkatli bir görevde olmasıyla…

 

Dikkatleri üzerine çeken başarılı bir isim.

 

Allah yardımcısı olsun.

 

Ahmet Bey’in ‘bu anlamda’ bir projesi daha var.

 

Lise öğrencilerine tarih bilincini aşılamak.

 

MEB ve TÜBİTAK’la iş birliği yaparak…

 

Onların projelerini hayata geçirmek istiyor.

 

 

 

 

 

 

     ***

 

Ülkeye yönelik diğer izlenimlerimize gelince:

 

Başkent Stockholm İsmini;

 

“ağaç kütüğü” veya “kazık” anlamına gelen Stock,

 

Ada anlamına gelen "Holm"un birleşmesinden almış.

 

Mälaren Gölü ile Baltık Denizi’nin birleştiği noktada.

 

1 milyon insanın yaşadığı en büyük şehir.

 

Metrolarla, otobüslerle, bisikletlerle...

 

Ulaşımı çok kolay bir başkent…

 

Bisikletliler için özel yollar yapılmış.

 

Hem de trafik işaret ve lambalarıyla…

 

Tanıtımın yapıldığı yer Stockholm belediye binası…

 

Kungholmen adasında, 1911-1923 arasında,

 

Yaklaşık 8 milyon kırmızı tuğla ile inşa edilmiş.

 

Binlerce ikonla süslenmiş, meşalesiyle,

 

Işıklandırılmasıyla görkemli bir havası var.

 

Nobel ödülüne katılanlar burada ağırlanıyor.

 

Töreninin yapıldığı bina ise çok yakınında bulunan ülkeye gelenlerin hemen ziyaret ettiği bir mekân.

 

Gamla Stan (Eskişehir) denilen bölge…

 

Başkentin ilk yerleşim alanlarından biri.

 

Binaların duvarlardaki taşlara hayran kaldık.

 

Viking dönemine ait runik adı verilen bu taşlar...

 

İnşa sırasında temellere konulmuş.

 

Yıkılmalarını önlemek için…

 

 

 

 

 

 

Binaların sokağa bakan köşesinde;

 

Demir top namluları da fark ettik.

 

Ö dönemin şehir savunmasından kalan.

 

Araçların tarihî yapılara zarar vermemesi için.

 

Çarpmalara karşı alınan bir tedbirmiş.

 

1628 yılında kral 2. Gustav’ın yaptırdığı savaş gemisi…

 

Sefer için açıldıktan 1 mil sonra batmış.

 

333 yıl sonra bulunan 52 metre uzunluğundaki gemi.

 

Bütün ihtişamı ile müzede sergileniyor.

 

Hem de hiç yıpranmamış bir hâlde.

 

Aktarılacak çok bilgi var ama…

 

Maalesef yerimiz bu kadar…

 

Bu gezinin organizasyonunu başarı ile yapan…

 

THY Basın Müşaviri Yahya Üstün ve ekibi de…

 

Çok yoruldu, onların da emeğine sağlık.

 

 

 

Akif Bülbül'ün önceki yazıları...