Kardeşlerime tavsiyeler...

Bugüne kadar, altmışa yakın yerde sohbet etme, konferans verme imkânım oldu. Özellikle, çok sevdiğim ve kalitesine inandığım genç kardeşlerimle uzun uzun görüşme fırsatı buldum. Prensip olarak, "İnanan için yeise düşmek yoktur" düsturuna gönülden inanan biriyim. Hiçbir zaman karamsar olmam. Mücadeleyi terketmem. İnancımı kaybetmem. Şükür duygumu yitirmem. Cenab-ı Hakk'ın dışında hiçbir güce dayanmayı düşünmem. Kişilere dayanmaya gerek duymam. Şüphesiz, iyimser olmamın temelinde inançlı olmam esas olmakla birlikte; Türkiye'nin her tarafında bu iyi yetişmiş, genç potansiyele şahit olmamın da büyük etkisi vardır. Üzüldüğüm nokta, Türk halkının (genç kardeşlerim de dahil olmak üzere) çok çabuk karamsarlığa kapılması ve kurtuluş reçetesini hep başkalarında aramasıdır. (Asırlardır, hep yukarıdan aşağıya reçeteler istenmektedir. Daima bir kurtarıcı beklenmektedir.) Ekip çalışmasının, ferdi gayretlerin, halkın gücünün ihmal edilmesidir. Herkes, görevini en iyi yapmayı, kendisini en güzel biçimde yetiştirmeyi, kendine güvenmeyi, Devlet kaynaklarına dayanmamayı (kapağı kamuya atmamayı), üretken olmayı, aldığını hak etmeyi, hak etmediğini talep etmemeyi, uzun vadeli ve geniş ufuklu olmayı düşünse, problemler minimuma inecektir. Başkalarını tenkid etmeden önce, kendimizi (acımasız ve dürüst biçimde) hesaba çekmemiz şarttır. Ülkeye ne katkıda bulunuyor, neler istiyoruz? Toplumda sıkıntı, dejenerasyon, hastalıklar varsa, genel bir zafiyetin olduğu da açıktır. Zira, toplumu teşkil eden fertler, her açıdan ideale yakın olsaydı, toplum da bu durumlara düşmezdi. Bu tablo içinde (ukalalık ve kendini beğenmişlik olarak kabul etmemeleri istirhamı ile) genç kardeşlerime, bir ağabey (ya da amca) sıfatıyla bir iki hususu hatırlatmak istiyorum: 1- Daima uzun vadeli düşünün. Kısa vadeli hedeflere küçük çıkar hesaplarına tenezzül ve tevessül etmeyin. Dürüst, sözüne ve dostluğuna güvenilir insanlar, bazen kısa dönemde zarara uğradı gibi görünse de, uzun vadede daima kazançlı çıkmaktadırlar. 2- Şükretmeyi ihmal etmeyin. Aşağı bakıp şükretmek, kesinlikle yukarıya bakıp haset etmemek, en önemli huzur ve mutluluk (ve de bereket) formülüdür. 3- Hiç yalan söylemeyin. Kimsenin arkasından konuşmayın. Doğruları kişilerin yüzüne karşı dile getirin. Hiçbir zaman yağcılık ve dalkavukluğa tenezzül etmeyin. 4- Kimseden hediye kabul etmeyin. (Küçük veya büyük hediye, neticede bir nahoş faturayı, talebi beraberinde getirir.) Görev icabı, bazı resmî hediyeleri almak zorunda kalırsanız, demirbaşa kaydettirin, evinize götürmeyin. 5- Hiçbir kazanç sizi, çok sevindirmesin ve şımartmasın. Hiçbir kayıp da çok üzmesin. İnançlı olmak; "Mevlâm neylerse iyi eyler" düsturuna gönülden inanmak; "niyet hayır, akıbet hayır" formülünü benimsemek; herşeyin geçici olduğunu idrak etmek; hayatı sizin için çok kolay, zevkli ve huzurlu hale getirecektir. 6- Zaman en büyük değerdir. Boşa geçen her dakika, ebediyen kaybedilmiş demektir. Bu bakımdan, zamanı israf etmemek, her dakikayı en verimli şekilde değerlendirmek esastır. Gençlikte zamanı israf edeni, yaşlılıkta da zaman israf edecektir. 7- 21. asır "Bilgi-bilim ve hoşgörü asrı" olacaktır. Bu yarışta, en çok okuyan, araştıran, bilgi sahibi olan başarı kazanabilecektir. Mutlaka zengin bir kütüphaneniz ve arşiviniz olmalıdır. 8- Edep (eline, diline, beline sahip olmak) kuralını aklınızdan hiç çıkartmayın. (Zira, rüşvet, içki, kadın ve tehdit, en büyük araçlardır.) Olduğunuz gibi görünün, göründüğünüz gibi olun. 9- Evlenirken titiz davranın. Yuvayı yapanın dişi kuş olduğunu; başarı ve başarısızlıkta en büyük payın hanımlarda olduğunu; unutmayın. 10- "Cenab-ı Hak, sevdiği yöneticilerin yanına, açık sözlü danışmanlar nasip eder, sevmediklerine de dalkavukları musallat eder." "Kimseden nefret etmeyin, gün gelir dost olursunuz. Kimseye çok bağlanmayın, gün gelir aranız bozulabilir." Çevrenizi seçerken, karar alırken, hayatınızı tanzim ederken; bu güzel Hadis-i Şerifler ve dualar, daima size yol göstersin. Cenab-ı Hak, tüm evlâtlarımızı sağlıklı, inançlı ve başarılı kılsın. Akıbetlerini hayırlı etsin.