Dede...

A -
A +

Cenab-ı Hak'kın verdiği nimetleri; lütuflarını; cömertliklerini; saya saya bitiremeyiz. Her gün, 24 saat şükretsek, yine de gereğini ifa etmemiz mümkün değildir. Yeter ki nankör olmayalım. Devamlı yukarı bakarak, hased ederek, mutsuz olmayı tercih etmeyelim. Kendi adıma, bugüne kadar, dolu dolu bir ömür yaşadım. Lâyık olduğum seviyelerin ve imkânların çok üzerinde lütuflara kavuştum. Şükretmenin; ana ve baba hayır duası almanın; insanları sevmenin; paylaşmaktan hoşlanmanın; bereketine bol bol kavuştum. Kin tutmanın, insanlara kızmanın, küsmenin, aç gözlü olmanın, ne kadar anlamsız olduğunu idrak etme şansı buldum. Dünya nimetleri ve makamları için hırslı olmanın; kazanınca sevinmenin, kaybedince üzülmenin, ne denli lüzumsuz olduğunu farkettim. "Niyet hayır, akibet hayır" ve "Mevlâm neylerse, güzel eyler" düsturlarının, ne kadar huzur verici olduğunu yaşadım. Bırakınız insanlar, sizi kandırdıklarını sansın. Gerçek yüzlerini anlamadığınızı, vehmetsinler. Kişilerin kusurlarını yüzüne vurmamanın huzuru, herşeye değer. Ümid edilir ki, Cenab-ı Hak da, "O Büyük İmtihan gününde-Zor Hesapta" bizden lütfunu esirgemez. Yüzümüzün karasını ortaya çıkartmaz. Önemli olan, mutluluğu yakalayabilmektir. İyimser yorumlar yapabilmektir. Elde edilenle yetinebilmektir. Kaldı ki, mutlu olmak için, o kadar çok sebep var ki... Ben, Haziran ayı içinde, bir büyük mutluluk imkânına daha sahip oldum. Torunum, Ayşe Begüm Hanım, dünyayı teşrif ettiler. Bize, dede olmanın zevkini tattırdılar. (Cenab-ı Hak, herkesin evlâdına, torununa -benimkiler dahil- sağlık ve uzun ömür versin. Hayırlı insan olmasını nasip etsin.) Bu mutluluğu, ancak "dede" olanlar, tüm detayı ile anlayabilirler. Sağlıklı, gerçekçi analizleri, yorumları yapabilirler. Kulaktan dolma bilgilerini test edebilirler. Ben, (mekânı Cennet olsun) Rahmetli babama, zaman zaman takılırdım. Bize gösterdiği müsamahanın, sabrın, sevginin ve cömertliğin, çok çok daha fazlasını; torunlarına gösterdiğini dile getirirdim. O da, "İnşallah, sen de dede ol. O zaman anlarsın" derdi. Çok doğruymuş. Şimdi, üç kilo, küsur gramlık bir bebek, hepimizi esir aldı. Onunla yatıp, onunla kalkıyoruz. Karnı doydu mu? Gazı çıktı mı? Altı temiz mi? Su içti mi? Banyosu yapıldı mı? Velhasıl, tüm mesai ve dikkat, 'Hanımefendi'ye yönelik. Biraz ağlasa, herkes birden, alarma geçmekte. Ve küçücük bir bedende, Cenab-ı Hak'kın kudretini görmektesiniz. Anne karnındaki, bir mercimek büyüklüğündeki nesne, nasıl oluyor da, bu kadar mükemmel bir varlık haline dönüşüyor? Anne ve baba kokusunu nasıl tanıyor? Niçin, ana kucağında huzur buluyor? Daha doğar doğmaz, o emme refleksi? Her problemini, ağlayarak anlatma becerisi? Acaba, uyurken, uyanıkken, neler hissediyor? Kaşları niçin çatıldı? Ya da niçin gülümsüyor? Gözleri ile neyi takip ediyor? Anne ve babada meydana gelen ruhi değişim. İnanılmaz evlât sevgisi. Egoizmin tamamen sona erişi. Ölçülemez fedâkarlık artışı. İnsanın inançlı olması; Cenab-ı Hak'kın akıl almaz kudretini idrak etmesi için, sadece bir bebek bile kâfidir. Kaldı ki, nereye bakılsa, ayrı bir kudret görülür (Makro kozmoz. Uçsuz bucaksız bir kâinat. Ve bir insanın içine sığdırılmış, "mikro kozmoz.") Bana bu hediyeyi, torunu, lütfettiği için, Cenab-ı Hak'ka, tekrar tekrar şükrediyorum. (İnşallah, başka torunlara kavuşmak da nasip olur.) Diliyorum ki, ülkemiz de, daha huzurlu/kalkınmış/istikrarlı hale gelsin. Evlâtlarımız ve torunlarımız, sıkıntı çekmesinler. IMF vb. kuruluşlara muhtaç olmasınlar. Gerçek demokrasinin; fikir/ifade/inanç/teşebbüs hürriyetlerinin olduğu bir ortamda; çağdaş ve kaliteli bir eğitim alsınlar. Baskılara muhatap olmasınlar. Fişleyen ve fişlenenlerin olduğu ortamların utancını yaşamasınlar. Resmî ideolojilerin, uydurma tarihlerin, flû kavramların, sıkıntılarını çekmesinler. Biz, kendimizi bildik, bazı politikacıları gördük. Dede olduk, aynı politikacıları görmekteyiz. Herhalde, torunlarımız döneminde, yeni simalar, genç nesiller yönetime hakim olacaklardır. ........ Not: Asım Ülker Ağabeyimiz rahmete kavuştu. Mekânı Cennet olsun. Cenab-ı Hak geride kalanlara (başta Sabri Ülker olmak üzere) sabır ve uzun ömür versin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.