Milletvekili dokunulmazlığı...

A -
A +

Bir kesim medyanın abartması ile, gündeme yine "milletvekilliği dokunulmazlığı" konusu getirilmiştir. Önlerine mikrofon getirilen genel başkanlar da, (bir tür psikolojik baskının da etkisi ile) dokunulmazlığın kaldırılması lehinde sözler söyleyebilmektedirler. Sanki, Ülke'nin başka konusu kalmamıştır? Sanki, Türkiye'de herkese dokunulabilmektedir? Sanki, yargısız infaz uygulamasına; tevessül edilmemekte; insanların haklarına/şahsiyetlerine/aile yapılarına/iş dünyalarına -insafsızca ve sorumsuzca- saldırmamaktadırlar? Yargıya baskı yapmamakta, istedikleri gibi yönlendirmemektedirler? (Hangi ülkenin parlamento kulisinde, medya mensupları, böylesine cirit atmakta, asparagas haberler üretmektedir?) Milli ve manevi ağırlığa sahip dernek, vakıf ve kuruluşlar, Türkiye'nin zencileri durumunda değiller midir? Hergün yeni bir olayın vuku bulduğu Kızılay, Türk Hava Kurumu vb. kuruluşlar yeterince denetlenmekte, tam anlamı ile halka açık hale getirilmekte midir? Normal kolejler ile (nedense hedef olarak alınan) okullar, aynı statüye mi sahiptirler? Normal liseler ile İmam Hatip Liseleri aynı haklara mı sahip kılınmaktadır? Bazı kızlarımız, bazı kız kardeşleri kadar hür davranabilmekte, eğitim haklarına sahip olabilmekte midir? Bürokraside tam bir eşitlik mevcut mudur? Terfi ölçüsü çalışkanlık, dürüstlük, görev liyakatı mıdır? Çalışma gruplarının talimatları ve muhbirlerin iftiraları mı esas alınmaktadır? Velhasıl, Türkiye'de gerçek anlamda demokrasi var mıdır? Hukuk Devletinin varlığından söz edilebilmekte midir? TBMM'nin gerektiği gibi etkili ve yetkili olduğu söylenebilir mi? Yargının politize olmadığı iddia edilebilir mi? Halkımız ve temsilcileri mi etkilidir, güç odakları mı? Bu çarpık, anti-demokratik, çıkarcılara/rüşvetçilere/baskıcılara imkân sağlayan ortamdan çıkışın tek yolu, (gerçek anlamda) parlamenter demokrasidir. Milletvekillerinin çok daha etkili, yetkili ve saygın konuma getirilmesidir. Bunun için, elbette Siyasi Partiler ve Seçim Kanunlarının değişmesi şarttır. Genel Başkan oligarşisinin sona ermesi elzemdir. Dar bölge ve çift türlü seçim uygulaması; geniş tercih sistemi; zaruridir. Milletvekili ve bakan sayısının azaltılması (200 milletvekili ve 10 bakan) gereklidir. Milletvekillerinin bakan olmaması önemlidir. Ancak, bu ortam içinde milletvekili dokunulmazlığı konusunun gündemde yeri olmamalıdır. Milletin vekilleri daha fazla yıpratılmamalı; üzerlerine baskı yapılmasına zemin hazırlanmamalı; yargının emir komuta zinciri altına sokulmamalıdır. (Memurin Muhakemât Kanunu değişikliğinin menfi sonuçları ortadadır. Bürokrasi kilitlenmiştir. Kimse imza atamaz hale sokulmuştur. Herkes profesyonel sanık durumuna getirilmiştir. Yargı herşeyin hakimi haline getirilmiş, "yargı oligarşisinin" yolu açılmıştır. Nitekim, Beyaz Enerji Operasyonları ile ilgili iddianameler bunun en yeni ve detaylı örneğini teşkil etmektedir.) Milletvekillerini devamlı olarak yıpratmanın; en basit bir trafik cezasını bile manşete taşımanın; demokrasiyi tam anlamı ile tahrip etmenin; kimlerin işine yarayacağı iyi analiz edilmelidir. Şüphesiz, yüz kızartıcı suç işleyen; ahlâka mugayir davranan; harama tevessül eden (herkes gibi) milletvekilleri de cezasız kalmamalıdır. Bu gibi konularda taviz verilmemeli, hızlı hareket edilmeli, TBMM çatısı altında uyuşturucu sanıkları barındırılmamalıdır. Önemli olan işin dozunun iyi tayin edilmesidir. Demokrasi düşmanlarına daha fazla fırsat verilmemesi; güç odakların hakimiyetinin iyice perçinlenmesi ortamının teşvik edilmemesidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.