Gönül dostlarımızın daveti üzerine, sohbetler yapmak üzere, güzel ülkemin değişik bölgelerine gidiyorum. Monolog yerine diyaloğu tercih ediyorum. Sadece konuşmaktansa, karşılıklı sohbetin yararına inanıyorum. Böylece, genel kanaatleri, sıkıntıları ve görüşleri öğrenmek şansını elde ediyorum. Perşembe günü, Tekirdağ Türk Ocağı'nın davetlisi idim. Değerli kardeşlerimin daveti sayesinde; hem Sayın Vali ve Belediye Başkanımızla tekrar görüşme imkânı buldum, hem de sohbete iştirak eden gönül dostlarımızla dertleşmek, fikir alışverişi yapmak şansını elde ettim. Cuma Namazını, Edirne'de, Koca Sinanın harika eseri Selimiye'de kılmak bir büyük zevk. İnanılmaz bir huzur kaynağı. (Sayın Hocamız, namazdan sonra bize bazı bilgileri aktarmak lütfunda bulundular. Selimiye'nin ne büyük bir mimarlık harikası olduğunu anlattılar.) Bodrum, zaten herkesin bildiği bir güzel belde. Yazın canlı, kışın ölgün. Ve başta Ahmet Karataş kardeşimiz olmak üzere kaliteli bir grup, beldeleri ve ülkeleri için neler yapabileceklerinin gayreti içindedirler. Politik ayrılıkları tamamen dışlamış ve çok güzel bir diyalog ortamı sağlamışlar. Cumartesi günü Bodrum'daki sohbetten sonra, Pazar gecesi de, Kent Tv'de (halkın da telefonla katıldığı) bir sohbetimiz oldu. Genel konuları istişare fırsatı bulduk. Bölgeler farklı, politik görüşler değişik de olsa, üzerinde durulan konular ve sıkıntılar aynı. Herkes, belirli noktalarda birleşmektedir; 1- Ekonomik durumdan herkes şikayetçidir. İşin kötüsü moraller, her geçen gün bozulmakta, (bazı medya kesiminin de hatalı yayın politikasının da körüklediği bir) karamsarlık havası yaygınlaşmaktadır. Başta esnaf ve KOBİ'ler olmak üzere, tüm ticaret ve sanayi erbabı bir varolma mücadelesi vermektedir. En ciddi, yılların kuruluşları bile sallanmakta, ya da tasfiye olmaktadır. 2- Koalisyonun başarılı olacağına inanan yoktur. Gerçek enflasyonun (mutfaktaki enflasyonun, zaruri ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışlarının) ilân edilen resmî rakamların çok üzerinde olduğu, inancı hakimdir. (Nitekim, iç borç faizlerinin durumu da bunu teyid etmektedir.) 3- İşsizlik, tüm ülkede, inanılmaz boyutlarda artmaktadır. Çok ciddi sıkıntı vardır. Ne yazık ki, mevcut koalisyonun hataları, sun'i gündemleri, Sayın Cumhurbaşkanı ile çekişmeleri (ki, halkın büyük çoğunluğu Sayın Cumhurbaşkanına güvenmektedir), durumu daha da ağırlaştırmaktadır. Özelleştirmenin gecikmesi; Devletteki israfın, suiistimallerin devam etmesi; faiz yüklerinin inanılmaz boyutlara çıkması ve bankaların acımasız tutumu; herkesi derinden etkilemektedir. 4- Kimse, "bu koalisyonun alternatifi yoktur" fikrine iştirak etmemektedir. Bunu bir dayatma olarak düşünmektedir. Kaldı ki, herkes, Türkiye'nin seçilmişler tarafından değil de, (başta medya, banka, holding güçlerini eline almış, kartel medyası olmak üzere) "güç odakları" tarafından yönetildiğinin farkındadır. Herkes, gerçek demokrasiyi, Batı tipi lâikliği/fikir-ifade-vicdan ve teşebbüs hürriyetlerini arzu etmektedir. Sun'i gündemlerden, baskılardan, flû kavramların istismarından, gına gelmiştir. 5- Özelleştirme konusunda kafalar karışıktır. Yetkililerin tatmin edici açıklamalar yapmasında zaruret vardır. 6- Geniş bir kesim, "Nazım Hikmet" konusunun, mevcut sıkıntıların, yolsuzlukların kamuflajı için kullanılan, bir sun'i gündem olduğu inancındadır. (Şüphesiz, aksi kanaatte olanlar da mevcuttur.) 7- Ne yazık ki, halkımız hâlâ belirli alışkanlık ve fikirleri sürdürmektedir. Her şeyi Devletten beklemektedir. Mevcut ekonomik sıkıntıların, "üretmeden tüketmek" alışkanlığından geldiğini kabul etmek istememektedir. Hizmetin mutlaka bir bedelinin olması gereğine yanaşmamaktadır. Kurtuluşu, "Devlet, KİT-BİT vb." kurumlara sığınmakta görmektedir. 8- Vatandaşlarımızda genel bir yılgınlık, ürkeklik mevcuttur. Dar çevrelerde dile getirilen şikayetleri, Türkiye'yi yönetenlere iletmeyi düşünmemektedir. "Konuşan Türkiye"nin gereğine inanmakta, ancak icraatı hep başkasından beklemektedir. Sadece oy vererek sonuç alabileceğini sanmaktadır. Baskıcı rejimden ürkmüş bir durum arzetmektedir. 9- YÖK'ün davranış ve baskılarını; fişleme olaylarını; tasvip eden yoktur. Herkes, daha aktif dış politika uygulanmasını; her şeyin açık ve şeffaf olmasını; tüm icraatların masaya yatırılmasını; arzu etmektedir. Mevcut partilere ve bilhassa genel başkanlara karşı bir soğukluk duymaktadır. Bir "yeni oluşum" beklemektedir. Ancak, bölünmelerin nelere mal olacağını bilmekte, birleşmenin zaruretine inanmaktadır. Evet. Bizden aktarması. Ümid ederim ki, bir yararı olsun. Ankara yönetiminin de ilgisini çeksin...