Balinanın midesindeki terlik ve çantalar...

A -
A +

Yaklaşık 4-5 yıl önce, o zamanki adı Twitter olan platformda bir paylaşım görmüştüm. Bir balinanın midesinden çıkanlar sıralanıyordu; saklıyorum... 115 plastik bardak, 4 plastik şişe, 25 plastik çanta ve 2 adet de terlik... Geçtiğimiz günlerde de yaklaşık 70 santimetre boyundaki bir balığın midesinden içi içecek dolu kocaman bir şişe çıkınca yeniden hatırladım o dehşet verici görüntüleri... İnsanlığın ise gıdadan sağlığa, ulaşımdan enerjiye kadar sayısız alanda 'elzem' ihtiyaçlarını karşıladığı denizlerdeki kirlilik öyle büyük bir hızla artıyor ki, inanılır gibi değil. İnsanlar kendi elleriyle geleceği nasıl bu kadar hızlı yok eder, anlamıyorum. Tahminler, yaklaşık 5 yıla kadar yediğimiz hiçbir balığın temiz olmayacağını gösteriyor. Bazı küresel güçler bu kirlenmeyi 'fırsata' dönüştürmek için çeşitli ticari engeller koymaya başladı ve bunları ben kendi sanayilerini 'koruma' amaçlı buluyorum o başka ama bizlerin acilen 'otokontrolle' direksiyonu ele almamız gerekiyor...

 

Nisan ayında oyuncu Engin Altan Düzyatan'ın dünyada plastik ve mikroplastik kirliliğin yol açtığı sorunları konu eden 'Sen De Fark Et' belgeselinin lansmanını izlemiştim. Belgesel, Düzyatan'ın çevre duyarlılığından hareketle, yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği bir proje. Plastik kullanımının azalmasını, kullanım mecburi ise yeniden kullanılmasını, ardından da geri dönüşümünün sağlanmasını hatırlatmayı amaçlıyor.

 

Biliyor musunuz; dünya genelinde yılda 350 milyon ton plastik üretiliyor. Evet, 350 MİLYON TON... Dünya Bankası verilerine göre bunun yüzde 70'i düzenli depolama sahalarına gidiyor ya da yakılıyor. Sadece yüzde 10'u geri dönüştürülüyor. Kalan yüzde 20 ise (yani yılda 70 MİLYON TON PLASTİK) çevreye karışıyor. Çevreye karışan miktarın 1,7 milyon tonu da okyanuslara dökülüyor. Sonra da balıklar, su kaynakları, toprakta yetişen yiyecekler ve günlük hayatımızda kullandığımız sayısız 'şeyle' birlikte insan bedenine ulaşıyor. Bu rakam ise 'ŞİMDİLİK' bu kadar... Bu böyle giderse -ki gidecek gibi görünüyor maalesef- 2030'a kadar mikroplastik taşımayan balık kalmayacak. 2050'ye geldiğimizde ise denizlerdeki plastikler, balıklardan fazla olacak, insan hayatı yavaş değil, hızla tehlikeye girecek...

 

Bahsettiğim belgesel için ekibin 4 yıl boyunca Uzak Asya'dan İngiltere ve Türkiye'ye kadar birçok yerde yaptığı çekimler müthiş. Tehlikeyi olanca açıklığıyla insanın yüzüne çarpıyor.

 

Gelelim bizim yapabileceklerimize...

 

Hatırlar mısınız marketlerdeki poşetler ücretli hâle gelmişti. 1 Ocak 2019'da alınan kararı takip eden 2 yılda plastik poşet kullanımı yüzde 65 azaldı ve sadece daha az poşet kullanıldı diye 550 bin ton plastik atığın oluşması engellendi. O zaman 'poşet paralı mı olur' diye oyunu değiştirenler bile olmuştu maalesef; konunun sadece 25 kuruş olduğunu zanneden 'zavallılar' arasından... O zamanlar ne güzel; alışverişe giderken kumaş çanta ve file taşımaya başlamıştı herkes. Bazı 'aklıevveller' ona da bir sıfat bulmuş ve "25 kuruş vermemek için çanta taşıyan poşet kafalılar" diye küçümseme cümleleri etmişti ama gelişme güzeldi, umut vericiydi. Şimdi ise bakıyorum da, kimsenin elinde o çantalar yok artık. Birçok insan 25 kuruşu ucuz bulduğundan herhâlde, markette kasiyerin "Poşet ister misiniz" sorusuna "Evet" cevabı veriyor maalesef.

 

Ne oldu? Hani ücretli poşetin ardından ambalaj atıkları için depozito uygulaması başlatılacaktı? Umarım yalan olmamıştır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın sahiplendiği 'Sıfır Atık' projesi sınırları aşmışken, o sıfır atık hedefinin gerçekleşmesi için depozito uygulaması da gelecektir. İnanıyorum. Biz bireyler olarak, kanuni uygulamalardan önce kendi adımımızı kendimiz atalım. Çocuklarımıza, çöpleri ve geri dönüştürülebilir atıkları nereye atacaklarını öğretelim. Öğretmek için de kendimiz uygulayalım...

 

Kozmetik alırken plastik içermeyenleri tercih edin. Atıkları daha çok barındıran kabuklu deniz hayvanlarını daha az tüketin. Yiyecekleri plastik içinde mikrodalgada ısıtmayın. Tek kullanımlık plastiklerden kaçının, pipetlerden, tek kullanımlık plastik su şişelerinden kaçınıp doldurulabilir olanı tercih edin. Alışverişe yine yanınızda kumaş çantayla gidin, giysilerinizi makinede değil, doğal yöntemle kurutun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe31 Mayıs 2024 11:03

Denize ve doğaya plastik şişe ve poşet atmayınız.