Hep söylerim; ayrımcılığın her türlüsüne karşıyım. Mesela siyasette kadın kotasını "Ben aslında seçilemem, siz bana bir yer açsanız?" olarak algılarım. Fakat maalesef o göreve aday olan kadın neredeyse hiçbir zaman bir 'milletvekili adayı' olarak görülmez ve cinsiyeti vurgulanır 'Kadın aday' diye. Partiler aday yaptıkları kadınlardan dem vurur, üst sıralardan aday gösterdiyse bununla da övünür hatta. Siyasette kadın-erkek temsiliyeti de eşit olmalı ama istemeyeni ya da hak etmeyeni sırf kadın diye ileri sürmek de yanlış.
İş dünyasında da öyle. Yıllardır birçok şirket kadın çalışan sayısını, kadın yönetici oranını artırmakla övünüyor. İddia ediyorum... Eğer iş yerlerine işe alımda cinsiyeti belli edecek sorular olmasa, öz geçmiş belgesinde fotoğraf ve isim olmasa, kriterler eğitim, yetenek ve sosyal kabiliyetler olsa, seçilenlerin çoğu kadın adaylardan oluşacaktır. Dünyada şimdiye kadar yapılan tüm araştırmalar gösteriyor ki kadınlarda verimlilik erkeklere göre çok daha yüksek. Hatta McKinsey'nin raporuna göre, kadın girişimciler eşit fırsatlara sahip olursa, 2030 yılına kadar küresel ekonomiye 13 trilyon dolar ekleme potansiyeli taşıyor. Şuraya dikkat: Eşit fırsatlara sahip olurlarsa...
Fakat dünyada milyonlarca kadın, iş dünyasında hedeflerine ulaşmak için erkeklere göre çok daha fazla efor sarf etmek, çok daha fazla 'cesaret' göstermek durumunda... ERGİDER (Erkek Girişimciler Derneği) yok ama kadın girişimcilerin, kadın kooperatiflerin olduğu dernekler var bu yüzden. Birlikten kuvvet doğar diye...
Evet, bunların en önemlilerinden biri olan KAGİDER... Yani Türkiye Kadın Girişimciler Derneği, bir rapor yayınladı: Türkiye Kadın Girişimciliği İzleme Raporu... Yazımın başında pozitif-negatif her türlü ayrımcılığa karşıyım demiştim malum. KAGİDER de 'eşit imkân' için mücadele eden bir dernek. Bu rapor da, kadınların eşit olabilmek için ne kadar çok efor sarf ettiğini anlatan rakamlarla dolu.
KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu'nun verdiği bilgilere göre, kadın girişimciliği bugün her zamankinden güçlü durumda. Türkiye'de kadın girişimciliğinin ekonomik, sosyal ve duygusal boyutları giderek güçlenirken, hâlâ "Girişimci olmak zor, kadın girişimci olmak çok daha zor" noktasındayız. Hâlbuki şartlar eşit olsa, dünya ekonomisi 13 trilyon dolar daha kazanacak.
Fakat mevcut yapıda kadınlar hâlâ 'fazladan cesur' olmak zorunda. Erkek meslektaşlarına göre kendilerini daha fazla ispatla yükümlüler. Daha fazla sorgulanıyorlar ve bazen sadece varlıklarını kabul ettirmek için ekstra ve ekstra mücadele etmek zorunda kalıyorlar. İş dünyasında var olabilmek için 'başarılarının olağanüstü' olması bile bekleniyor Başkan Bezircioğlu'nun ifadesine göre... Hâlbuki kadın olağanüstü mücadele etmeden, sadece çalışsa, dünya değişecek.
Tek isteği eşit şartlarda çalışabilmek olan kadınlarla bir araştırma yapılmış. Bu raporda 18 yaş üstü işletme sahibi veya ortağı olan 450 kadın girişimciye sorular sorulmuş. Rapora göre kadın girişimcilik endeksi 2019'da 44,0 seviyesindeyken bugün 63,4'e çıkmış durumda. En dikkat çekici ilerleme ise geleceğe duyulan güvende. Kadın girişimcilerin yüzde 86'sı geleceğe güveniyor, umutlu ve kararlı... Kadın girişimcilere nasıl girişimci olduğu da sorulmuş. Cevaplar mecburiyetin değil fırsatları değerlendirmenin önemini göstermiş. "Fırsat gördüm, değerlendirdim" diyenlerin oranı yüzde 53,6'yı bulmuş.
Son yıllarda hükûmet kadın girişimciliği, tarımda kadın varlığını kredilerde öncelik vererek destekliyor. Tabii daha fazlası da yapılabilir. KAGİDER de bunun önemine vurgu yapıyor. Çünkü kadın girişimciliği yalnızca bir ekonomik faaliyet değil. Sosyal etkinin daha da büyümesi için önemli bir fırsat...
Bu cümleye inanabiliyor musunuz? 23 Nisan'dan sonra metronun pencerelerine asılan sloganlardan biri. Gözlerime inanamadım. Kadınlar, özellikle Türk kadınları yüzyıllardır sürüyor her şeyi. Dün kağnı, at vs… Bugün ise traktör, otomobil, otobüs, tır, tren, tramvay, metro, uçak, uzay aracı...
Uzaya giden astronotlar arasında da birçok kadın var. Metroyu yönetenlerin haberi yok mu bilmiyorum ama çocuklara mesaj vermeye çalışırken, dünyanın sayılı 'Anaerkil' toplumlarından olan Türk dünyası için epey ayıp kaçmış bu mesaj!..
Canan Eraslan'ın önceki yazıları...