Otopark yoksa çözüm de yok

A -
A +

Dün, neredeyse milletvekilliği genel seçimleri kadar önem taşıyan bir seçim gerçekleştirdik.

 

Çünkü, on binlerce insanımızı kaybettiğimiz, yeniden imarı bir tarafa, sebep olduğu yıkım 115 milyar doları bulan bir depremin ardından en önemli gündem maddemiz depreme dayanıklı konut ve iş yerlerinin yapılması... Seçim çalışmaları sırasında gördük ki, neredeyse bütün bölgeleri deprem kuşağında olan ülkemizin yerel yönetimlerine aday olanların hemen hemen tamamı 'sağlıklı ve depreme dayanıklı konutu' vaatlerinin ilk sıralarına koymuş durumda. Deprem olsa da bir daha bu kadar insanımızı kaybetmemek, evlerimiz, iş yerlerimiz yerle bir olmasın diye kentsel dönüşüm acil ihtiyaç ve umarım bizler de bu acil duruma uygun adayları işbaşına getirmişizdir...

 

Her şehrin problemi kendine özel evet ama trafik de en büyük problemlerimizden. Özellikle büyük kentlerde.

 

İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere belli zamanlarda 1 kilometrenin 1 saatte geçilemediği şehirlerimizde ulaşıma dair vaatler havalarda uçtu son 2-3 ayda... Evet metro olmazsa olmaz... Türkiye'ye özgü bir çare olarak bulunan ve İstanbul'u kilitlenmekten kurtaran Metrobüs de çok önemli bir araç. Rahmetli Kadir Topbaş'ın başkanlığı döneminde projelendirilerek hızla uygulanan ve İstanbul'u bir uçtan bir uca geçen bir sistem. Bazı ülkelere de çözüm olan bu sistem, son 5 yıldır belki de 'sahiplenilmediği' için hep sıkıntılarıyla gündem olsa da, Beylikdüzü'nden Söğütlüçeşme'ye 1,5 saatte ulaşabilmek büyük nimet.

 

Fakat İstanbul o kadar kalabalık ki ne metro yetiyor, ne metrobüs... En iyi çözümlerden biri, metrobüs hattının altından bir metro hattı yapıp onu yan kollarla şehrin tamamını kapsar hâle getirmek bence. Fakat bununla birlikte İstanbul'un trafiğini çözmek için öncelik araçların yolun ortasında durmasını önlemek, yolları geçilebilir hâle getirmek gerekiyor. Bunun için de her mahalleye bir otopark şart. Bu otoparklar yapılacak, kısa vakitler ücretsiz, ondan sonrakiler küçük miktarlar hâlinde ücretlendirilerek insanların kaldırıma, yollara park etme mecburiyeti sona erdirilecek. Otopark olduğuna göre, ondan sonra yola, kaldırıma 1 dakika bile park etse kameralar ve sensörler aracılığıyla anında tespit edilip cezalandırılacak. O ceza da caydırıcı olacak, asla affedilmeyecek ve hatta ehliyetten puan olarak da düşülecek. Başka çare yok gerçekten... Kaliteli yaşamak için ulaşmak zorundayız. Ulaşmak için de yolumuzun açık olması gerekiyor.

 

Dün oyumu, İstanbul'da ulaşım ve kentsel dönüşümde yapacaklarına inandığım adaya verdim. Bundan sonra da uzun süre sanırım önceliklerimiz bu olacak...

 

 

 

Pardon, sizin vaadiniz neydi?

 

 

 

Gündem seçim malum, sade vatandaş olarak seçme hakkımı kullanırken nelere dikkat ettiğimi not etmek istedim... Öncelikle nereye, kimi seçeceksem mutlaka vaatlerini ayrı ayrı kaydederim. Sonra o vaatler gerçekleştiğinde teşekkür, gerçekleşmediğinde 'eleştiri' olarak mutlaka o adaya e-Posta yoluyla iletirim. Şimdiye kadar cevap verenler de oldu, duymayanlar da ama ben vazgeçmedim. Bence seçtiğimiz insanı neden seçtiğimizi unutmadan izlemenin yolu, kaydetmek...

 

 

 

Muhtarlık makamı

 

 

 

Bu ara ne çok duydum şu cümleyi: Köy muhtarlığı evet de mahalle muhtarları ne iş yapıyor ki? Kapatılsın. Boşuna masraf. Azası, şusu busu derken; büyük yük.

 

Sonra bir düşündüm, benim mahalle muhtarım ne iş yapıyor diye?

 

Cevap şu: Aslında çok şey...

 

Belki de bizim mahallenin muhtarına özgüdür bunca iş; bilemiyorum...

 

Mahallemizin muhtarı Yusuf Kendir. Her mahallede en az 7-9 aday çıkarken, Yusuf Kendir'in 'tek aday' olarak mahalle muhtarlığımıza talip olması da gösteriyor ki, ikametgâh vermese de işini iyi yapıyor.

 

Neler mi bunlar?

 

Seçimden başlayayım... Her seçimde seçmen kâğıtlarımız 1 hafta evvel bırakılır mesela muhtarlık tarafından...

 

Her seçimde sandıkların bulunduğu okuldadır mutlaka.

 

Sokakta, mahallede altyapıyla ilgili bir sorun varsa, belediyeye ulaşıncaya kadar doğrudan muhtarımızı arayıp bilgi veririm. O soruna mutlaka el atılır.

 

Diyelim doğrudan yardım yapmak istiyorum ama insanları tanımıyorum. İlk müracaat yine Yusuf Bey... Şu ailenin gıdaya, öbürünün kırtasiyeye diye bilgi verir anında. Böylece veren el, alan eli görmez, amaca ulaşırsınız.

 

Bayramlar, yeni yıl, kandiller hiç atlanmaz... Öyle toplu mesaj da değil. İsme özel hitapla...

 

Sadece herkesin kutladığı özel günler değil. Doğum günlerimiz, mahalleye taşınma yıl dönümümüz de kutlanır her sene... "Saygıdeğer komşumuz... Mahallemizdeki 10. yılınız kutlu olsun. Nice yıllara" mesajıyla mesela...

 

Evet, bizim muhtarımız böyle. 'Nev-i şahsına münhasır' sanırım ama aslında muhtarın görevleri neymiş, bir baktım.

 

* Çalıştığı bölgedeki yol, çeşme, kaldırım gibi ihtiyaçların belediyelere iletilmesini sağlar, bakım ve onarımları için öncülük eder.

 

* Merkezî yönetimin mahalle ya da köydeki temsilcisi olarak hizmet görür, hükûmet kararlarının halka ilanını temin eder...

 

* Seçim dönemlerinde sandık seçim kurullarında yer alır.

 

* Bölgesinde bulunan engelli, yaşlı, kimsesiz ve bunun gibi ihtiyaç sahiplerini belirleyerek bu kişilerin devletin sağladığı desteklerden faydalanmasına yardımcı olur.

 

* Bulaşıcı ve salgın hastalıklara yakalanan kişileri sağlık kurumlarına bildirir...

 

Böyle bakınca bizim muhtarımız işini layıkıyla yapıyor diyebiliyorum gönül rahatlığıyla...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.