Ayhan Bora Kaplan ve Sinan Ateş davaları konuşuldukça Cumhur İttifakı’na zarar veriyor 

A -
A +

Medyada yazılan çizilen bir olayın halkta anlaşılması nasıl olur? Bazen birine zarar versin diye yaptığınız haber o kişiye yarar. Tam tersi de geçerli. 

 

Mesela bir siyasi yolsuzluğa bulaşmasa bile o kişi hakkında hemen herkesin bu tür haberler yapması o kişinin aleyhine olur. Hele hele günlerce konuşulması daha kötü etki yapar. 

 

2023 Eylül ayından bu yana Ayhan Bora Kaplan davası konuşuluyor. Şu an cezaevinde olan polisler, Ayhan Bora Kaplan’la Süleyman Soylu bağlantılı demek istediler. Aylarca Tolga Şardan’a bilgi sızdırdılar. Sözcü gazetesinde yazılar çıkarttılar. 

 

Ama Allah ellerine ayaklarına dolaştırdı. Gizli tanığı kaçırdılar. Adam aylarca dışarıda yemiş içmiş gezmiş. Soylu döneminde ABK korunuyordu iması oluşturuldu. Şimdi ise hükûmete kumpas iddiası konuşuluyor. Bu konu gündemde kaldıkça AK Parti’ye zarar veriyor. 

 

Aynı şey Sinan Ateş cinayeti için de geçerli. Devlet Bahçeli gerekenleri söyledi. Bu cinayetle ilgili elinde bilgi belge olan varsa hepsi aydınlatılsın. Olaya karışan herkese de gereken cezalar verilsin. Bu cinayet er ya da geç aydınlatılacaktır. Aksi düşünülmez. Bu cinayet de konuşuldukça Cumhur İttifakı’na zarar veriyor. Halkın olaylara bakışı olumsuz.

 

 

Mossad​’ın pis işleri!

 

 

Dün İngiliz Guardian gazetesinin yayınladığı önemli bir haber vardı. Eski Mossad Başkanı Yossi Cohen’in, İsrailli yetkililere karşı açtığı savaş suçları soruşturmasını engellemek için dönemin Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Fatou Bensouda’a baskı uyguladığı ve başsavcıyı tehdit ettiği iddia edildi.

 

Cohen’in, Bensouda’ın 2021 yılında İsrailli ve Filistinli yetkililerin uluslararası hukuku ihlal ettikleri gerekçesiyle soruşturma başlatılmasına yönelik kararı öncesinde çeşitli kampanyalar yürüttüğü kaydedildi. Gazete haberinde, İsrailli üst düzey bir yetkilinin, mahkemenin İsrail Savunma Kuvvetleri personeline karşı soruşturma tehdidi oluşturduğu gerekçesiyle “Cohen’in eylemlerine yüksek derecede izin verildiği” ifadelerini aktardı.

 

Başbakan Netanyahu'ya en yakın isimlerden olan Cohen, Başsavcı Bensouda'ı "ikna etmek" için kişisel olarak çalıştı. Gazeteye bilgi veren kaynaklara göre Cohen ve Bensouda ilk kez 2017 yılında Almanya'nın Münih kentinde düzenlenen güvenlik konferansında karşılaştı. Ertesi yıl New York'a giden Bensouda, dönemin Kongo Demokratik Cumhuriyeti Devlet Başkanının da karıştığı tuhaf bir durum içinde buldu kendini. Bensouda, KDC hakkında yürüttüğü soruşturma kapsamında Devlet Başkanı Joseph Kabila ile Manhattan'da bir otelde buluştu. Kısa süre sonra ise odaya beklenmedik şekilde Cohen girdi.

 

Gözdağı olarak algılanan bu sürpriz ziyaret Bensouda ve ekibini endişelendirdi. Kabila'nın Cohen'e neden yardım ettiği belirsizken, Guardian'a konuşan kaynaklara göre Mossad, UCM Başsavcısının eşini de dinledi. Habere göre Cohen bir noktada Bensouda'ı, “Bu işe bulaşıp kendinizin ve ailenizin güvenliğini riske atmak istemezsiniz" sözleriyle açıkça tehdit etti.

 

Mossad böyle işleri hep yapar. Asla yeni değil. Daha önce de yaptı. Aynısını şimdiki Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanına da yapar. Birileri durdurmadıkça devam edecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.