12.12.12 çılgınlığı değil, 112 tesis...

A -
A +

Maya Takvimine dayandırılan 21 Aralık hurafesi bir yana dursun, bir daha tekerrür etmeyecek rakamların yan yana geldiği tarih artık geride kaldı. Dün kısaca "12 Çılgınlığı" yaşandı. Kimileri hayli uğraşarak, resmî evlilik akdini bu tarihe denk getirdi. Dün doğan çocukların doğum tarihi, bir başka olacak vs... Sanki doğum tarihinden ötürü ömürleri uzayacak. Nafile işler bunlar! Ama dün, ülkemizde çok güzel başka şeyler oldu. Orman, Su ve Çevre Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu; "Bugün su ve orman dünyası için bayram..." diyerek sevincini aktarırken, haklı bir heyecanı yansıtıyordu. Evet, 12.12.2012 itibariyle toplam 16 Katrilyona mal olan tam 112 adet önemli proje hayata geçti ve ülke hizmetinde büyük katkıları olacak. Şahsen su konuları ile iştigal ettiğim için, su ve suya dair her gelişmeyi büyük bir merak ve dikkatle izlemeye çalışırım. Ta lise yıllarından beri, bu ülkede yapılan ve yapılması gereken baraj sayısı hep hafızamda canlılığını muhafaza etmiştir... Dün hizmete giren projelerin içinde tam 26 tane baraj vardı... Hele bunların içinde Artvin'deki Deriner Barajı var ki, hassaten üstünde durmak gerekir. Zira bu baraj, şimdiye kadar ülkemizde inşa edilmiş olan en yüksek baraj. Temelden yüksekliği tam 250 metre... Bu özelliği ile dünyada benzerleri içinde 6. sırada. Ve bu barajdan senede 2 milyar 118 milyon Kw/saat elektrik elde edilecek. Yani Türkiye'de kullanılan elektriğin yüzde altısı... Ve bu dev tesis yedi yılda kendisini finanse edecek. Barajların yanında, 26 tane HES projesi, 2 tane gölet, 30 tane sulama projesi, 9 tane içme suyu projesi, 4 tane taşkın koruma vs. toplam 112 adet dev tesis... Ülkemize hayırlı olsun! Başbakan Erdoğan, her açılış merasiminde olduğu gibi yine heyecanlıydı ve duygularını aynı şekilde kelimelere döküyordu... 1999-2003 yılları arasında DSİ eliyle hizmete sokulan tesis sadece 9 adet. Ama AK Parti'nin iktidarı süresinde DSİ tarafından tam 1215 tesis hizmete açılmış. Bunların 232 tanesi baraj... Kıyasladığınızda üç yıllık ortalama, 365 tesise tekabül ediyor. Gerçekten muhteşem bir performans! Başbakan'ın dün de tekrar hatırlattığı gibi, Türkiye; petrol ve doğalgaz zengini olmadığı gibi, su zengini bir ülke de değil. Türkiye'nin yıllık su varlığı 193 milyar m3. Kişi başına düşen yıllık su miktarı, 1652 m3 olarak hesaplanıyor. Bunun biraz altında veya üstünde olan hesaplamalar da var. Ama Türkiye kesinlikle su zengini değil. Hatta ileride su bakımından strese girebilecek ülkeler arasında. Zira sanayileşme ve şehirleşmenin artmasıyla birlikte, su tüketimi de artıyor. Kaldı ki, su zengini sayılabilmek için, kişi başına yıllık 10 bin m3 ve yukarı miktarda suya sahip olmak gerekir. 2000 m3'ün altında kalan miktarlar, su stresine girme seviyeleridir. Dolayısıyla bizim suyumuzun kıymetini daha çok bilmemiz lazım. Halen sulanması gereken arazilerimizin ancak yüzde altmışında sulu tarım yapabiliyoruz. GAP Projesinin tamamlanmasıyla (2013 sonu) Türkiye bir milyon 800 bin hektarlık alanı (Harran ve Mardin Ovalarının tamamı) sulama imkânına kavuşacak. Bu muhteşem bir şey... Zira milyonlarca kişiye yeni iş sahaları açılacak. Tarıma dayalı sanayi de büyük gelişme kaydedecek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.