Anayasa değişikliği ve tartışmalar

A -
A +

Türkiye, nicedir sivil bir anayasa özlemini çekiyor... Ama ne yazık ki, şimdiye kadar bu yöndeki beklenti gerçekleşmedi. Daha bir süre de gerçekleşmeyeceğe benziyor. Burada dikkati çeken en önemli husus ise, sivil orijinli olmayan anayasaların bazı sivil politikacılar tarafından neredeyse tabu haline getirilmeleridir!.. 1961 Anayasası, sivil iradenin eseri değildi. Askeri vesayet altında hazırlanmıştı. 1980'e gelinceye kadar neredeyse yarısı değiştirildi. Özellikle, 12 Mart 1971 Askeri Muhtıradan sonra çok önemli değişiklikler gerçekleşti. Ama işler yine istenildiği gibi gitmedi. 1961 Anayasası'nın getirdiği sistem tıkanıklıklardan kurtarılamadı. Bu dönemde uzun yıllar başbakanlık yapan Süleyman Demirel, sıkıntıları şöyle özetliyordu; "Meclis'in üzerine çıkmış bir Anayasa Mahkemesi, Hükümetin üstünde bir Danıştay ile karşı karşıyayız..." Gerçekten o yıllarda Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararlarındaki anormal artışı yaşı müsait olanlar iyi hatırlayacaktır. Hükümetin elini kolunu bağlayan Danıştay kararlarının sayısını, yine Demire'in ağzından dinleyelim; "Fransa'da Danıştay yüz senede beş tane tehir-i icra (yürütmeyi durdurma) kararı vermişken, bizde 10 senede beş bin tane tehir-i icra kararı verilmiştir..." Bu tartışmalarla 12 Eylül 1980'e geldiğimizde, Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı Kenan Evren şöyle diyecekti; "Bu anayasa (1961'i kast ediyor) bize çok bol gelen bir elbise dikmişti. Dolayısıyla bu elbisenin içinde oynamaya başladık..." 1982 Anayasası, işte böyle bir atmosferde; yine askeri iradenin belirlediği çerçevede hazırlandı. Aradan 22 sene geçti. Bu süre zarfında tam sekiz defa değişiklik yapılarak toplam elli sekiz madde yenilendi. Şimdi de dokuzuncu değişiklik paketi ile 10 maddesi daha değiştirilecek. Bunun en yakın maksadı, AB'nin hukuk mevzuatına uyum sağlamak... Kopenhag kriterlerinin tam olarak yerine getirilmesi için şart olan bir tadilat. Ama herkes biliyor ki, Türkiye'nin çok daha köklü ve kapsamlı bir anayasa değişikliğine, daha doğrusu bütünüyle sivil iradenin eseri olacak bir anayasaya ihtiyacı var. Ancak bunun için zaman ve zemin müsait değil. Her şeye rağmen, bu dar kapsamlı değişikliği olumlu görüyoruz. Sınırlı da olsa, hem AB yolunda ülkenin önünü açmak, hem de demokrasinin her yönü ile oturması bağlamında zemin hazırlamak açısından bu değişiklik önemlidir. Muhalefet de diğer itirazlarını saklı tutarak destek vermelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.