Bööyyyük politikalar!..(2)

A -
A +

Entilijansiya Kürt meselesini hep bölük pörçük ele alıyor. Böyle olunca da, körlerin fili tarifi gibi, herkes yakaladığı yerden konuyu işliyor. Öyle ki, çok bilinen bir husus dahi, Amerika'nın keşfi gibi sunulabiliyor! Liberal ve sosyal demokrat diye bilinen (veya kendilerini öyle tanımlayan) kalemler, ağırlıklı olarak yabancı basındaki yorumlara dayanarak yaptıkları değerlendirmelerde, fena halde açmaza düşüyor. Bir de bazıları bunu atlama taşı yaparak, hükümete muhalefet etme gayretine düşünce, ortaya mantık açısından sakat fikirler çıkabiliyor. Başbakanın döne döne medyayı uyarmasının altında, esasen siyasi ve ideolojik dürtülerle, terör örgütünün ekmeğine yağ süren yaklaşımlar yatıyor. Ama beri tarafta, serbest gazetecilik ve fikir özgürlüğüne baskı olarak değerlendiriliyor... Bu arada, bilinçli olarak Kürt meselesini kaşıyan kalemler ayrı tabii! Netice olarak, yaşanan kafa karışıklığı sebebiyle, Kürt meselesi bir türlü dört başı mamur şekilde irdelenemiyor. Hep günlük olaylara takılıp kalınıyor. Oysa Kürt Meselesinin en az iki yüz yıllık geçmişi var. Öyle ya, bin yıl önce Sultan Alparslan'ın, beş yüz yıl önce Yavuz Sultan Selim Han'ın ordularında omuz omuza çarpışan Türklerle Kürtlerin kardeşliğine ne oldu? Kardeşlerin arasına ilk fitneyi kim/kimler soktu? Ruslar mı? İngilizler mi? Bunu nasıl yaptılar? İmparatorluğun son zamanlarında durum neydi? Mesela "Hamidiye Alayları" kimlerden teşekkül ediyordu? İmparatorluk yıkıldıktan sonra, Kürtlerin siyasi tavrı nasıl oldu? Sevr planına Kürt yaklaşımı nasıldı? Kurtuluş Mücadelesinde Kürtlerin yeri neresi? Mesela Misak-ı Milli hudutlarını koruma sadedinde ilk dikkat çekici siyasi hareket olan Erzurum Kongresi nasıl toplanmıştır? Bu kongrenin delege yapısı nasıldır? Kürtlerin bu kongredeki fonksiyonu nedir? O günün küresel güçleri, Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında Kürtlerin tavrını nasıl karşılamıştır? Lozan sürecinde, Kürtlerin bu ülkenin geleceği ile ilgili tutumu ne olmuştur? Sorular pek çok ve cevapları kısa olamaz. Bu sütunlara sığması da mümkün değil. Zaten hepsinin cevabını bilmemiz de mümkün değil!.. Onun için ilgili tarihçilerin, araştırmacıların geniş çalışmasına ihtiyaç var. 1918- 1921- 1925 süreçlerinde Kürt meselesinde neler yaşanmıştır? 1925 sonrasında Türkiye Cumhuriyetinin Kürt Politikası ne olmuştur? Bu soruların cevabı yerli yerine oturtulmadan, sağlıklı bir zihni altyapıya kavuşamayız. Bu olmadan da günümüzün sorularına doğru cevaplar bulamayız? Mesela bugün Kürt meselesi söz konusu olduğunda, İran'ın kaç tane yüzü vardır? Aynı şekilde, Rusya'nın, Amerika'nın, Almanya'nın... Suriye gibi daha düşük kalibreli ülkelerin veya Barzani gibi lokal aktörlerin bu meseledeki tavrı önemli olmakla birlikte, ikincil derecededir. Zira siyasi dizaynı yapan, her zaman "büyük güçler" olmuştur. Dolayısıyla PKK-KCK, Suriye veya Kuzey Irak'taki oluşumlara fazlaca takılıp, İsrail'in, İngiltere'nin, Amerika'nın, Çin'in, Almanya ve Fransa'nın Bölge üzerinde hesaplarını yeterince dikkate almazsak, daha açıkçası her ne şekilde olacaksa (çatışma veya uzlaşma...) bu güçlerle düğümü çözmezsek, problem(ler) hiç bitmez.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.