CHP, iddianameler ve ötesi…

A -
A +

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve yönetici ekibi iki taraflı bir hukuk kıskacı içinde… Bir taraftan CHP’li belediyeler hakkındaki büyük yolsuzluk davaları, diğer yandan kongre ve kurultaylara dair iptal davaları...

 

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi Yönetimi oldukça zor bir dönemden geçiyor… Bu zorluk başta genel başkan Özgür Özel olmak üzere; yöneticilerde ciddi bir asabiyet, gerginlik ve öfke oluşturuyor. Bütün bunlar CHP üst yönetiminin konuşma üslubunu da derinden etkileyince her gün yeni bir vukuat işleniyor… Son günlerde Özel’in hemen her konuşmasında iktidara ve iktidar yanlısı gördüğü çevrelere yönelik tehditleri, bunun en bariz göstergesi. Partisine mensup birçok belediye başkanı ve görevlisi hâlen cezaevinde olduğu için, Özel’in vaktinin önemli bir bölümü hapishane ziyaretleriyle geçiyor… Özellikle hemen her hafta, Silivri Cezaevine giderek Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etmesi yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. CHP eski İstanbul il başkanlarından Berhan Şimşek, katıldığı televizyon programlarında, Özel’i “posta güvercini” olmakla itham ediyor… Posta güvercinliğinden maksat, İmamoğlu’nun istek ve talimatlarının Özel tarafından parti teşkilatına aktarılması iddiası! Şimşek ve onun gibi muhalifler, ayrıca CHP’yi siyasi partiden ziyade bir holdinge dönüşmüş olmakla itham ediyor.

 

Bir taraftan giderek yükselen parti içi muhalefetin suçlamaları, diğer yandan çift taraflı devam eden hukuk kıskacı, Özel’i fena hâlde sıkıştırıyor. Buna karşılık Özel de her hafta miting yaparak, tabandan güç almaya çalışıyor. Bu mitinglerdeki konuşmalarında genellikle iktidar kanadını ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alıyor. Hatta “Sizi yargılayacağız…” tehditlerini bol bol savuruyor. Özel’in yardımcıları hesabına da epey vukuat var. Son olarak Ali Mahir Başarır, Bursa’da yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaretamiz laflar söylediği için, hakkında 250 bin TL’lik tazminat davası açıldı. Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü davasıyla ilgili iddianamede ise daha farklı bir durum var. Özel’in iki yardımcısı Özgür Karabat ve Burhanettin Bulut’un isimleri, rüşvet alıp-verme veya aracılık etme suçlamalarına muhatap kılınıyor. Bunlarla ilgili iddianame Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Bu arada beş yüz yetmiş küsur sayfalık, “Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü” hakkındaki iddianame hayli dikkat çekici ve yakında tamamlanması beklenen İmamoğlu ile ilgili iddianamenin öncü dalgası mahiyetinde. Bu iddianamede CHP’li Beşiktaş, Avcılar, Esenyurt, Adıyaman ve Adana Büyükşehir Belediyesi ile Seyhan ve Ceyhan Belediyelerinin içinde olduğu iddia edilen çok büyük suçlamalar söz konusu. Elbette adı üstünde savcılık iddianamesi ve henüz değerlendirilme safhasında. Bu iddialar Mahkemedeki yargılama neticesinde kesinleşinceye kadar, iddia safhasındadır. Yani kimse peşinen suçlu ilan edilemez. Bu, hukuki sürecin gereğidir. Ancak beri tarafta da ortaya dökülmüş bulunan pek çok bilgi, belge, itiraf ve suç ikrarı söz konusu…

 

Özgür Özel, bahse konu iddianameyle ilgili olarak kendisini rahatlatmaya çalışıyor… Şöyle diyor: "İddianame tel tel dökülüyor. Arkadaşlarımıza iftira atılıyor…” Bakalım yargılama safhasında bilgi, belge, şahitler ve itirafçıların beyanları zabıtlara geçtiğinde Özel ne diyecek?.. Yolsuzluk, usulsüzlük, irtişa, irtikâp, ihaleye fesat karıştırma, kamuyu zarara uğratma ve daha başka suçların işlendiğine dair, CHP’li Belediyelerin itham altında olduğu mahkeme dosyaları fazlasıyla kabarık. Ve bunları içi boş dosyalar olarak görmek veya göstermek meseleyi bitirmeyecektir. CHP için ana iştigal konusu hâline gelmiş olan, Ekrem İmamoğlu hakkındaki isnatlara dair iddianame açıklandığı vakit, bazı hususlar galiba daha net olarak ortaya çıkacak. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir derler… Hukuki süreç siyasi alandan çok farklıdır. Orada belgeler konuşur. Siyasette ise hamaset de vardır, palavra da vardır, atıp tutma da vardır!..

 

CHP’li belediye başkanları ve bürokratlarının aleyhine açılan davalar öyle hafife alınacak cinsten değil. Bunun altını çizelim. Gerisini zaman gösterecek. CHP Yönetimi bu davaların yanında bir de meşruiyet problemi ile yüz yüze… Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesinin yarın (24 Ekim) nasıl bir karar vereceği siyaset dünyası ve kamuoyunda büyük merak konusu. Şayet 38. Olağan Kurultay’ın "mutlak butlan"la batıl olduğunu yani yok hükmünde olduğunu karar altına alırsa, CHP’de tam olarak dananın kuyruğu kopar. 4-5 Kasım 2023 tarihinde meydana gelen Yönetim değişikliği ortadan kalkar ve eski yönetim yani Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi göreve iade edilir… Şayet böyle bir kararı açıklamayıp davayı ertelerse, CHP’nin mevcut yönetimi rahat bir nefes alır. Hatta Özel ve ekibi, bugün için yarınki muhtemel mahkeme kararına karşı bir hamle yapmayı planlamış bulunuyor. 22 Ekim itibarıyla il kongreleri tamamlandığı için, CHP Yönetimi bugün toplanıp 39. Olağan Kurultay için tarih belirleyecek. Böylece 42. Asliye Hukuk Mahkemesinin muhtemel kararını aşmaya çalışacak. Fakat bütün bunlar olurken, CHP eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bir grup kongre delegesi Özgür Özel ve ekibinin başında karabulut gibi dolaşıyor!.. Dava üstüne dava açıyorlar. Özgür Özel, son yerel seçimler öncesinde döne döne uğraşarak başkan adayı yapmak zorunda kaldığı Savaş için, ismini bile telaffuz etmeyip “O lüzumsuz ismin yaptığı saçma sapan işler…” diye öfkesini belli ediyor. Ve “Gün gelir biz de dava açarız” şeklinde gözdağı veriyor...

 

Evet, Özel “Gün gelir bunların hepsinin hesabı sorulur” diye köşeli bir parantez açıyor, fakat partisine mensup belediyelerdeki bunca suç ithamlarına karşı, nasıl hesap vereceğini de değerlendiriyor mu? Yoksa CHP’yi "lâ yüs’el" bir siyasi kurum olarak mı görüyor?

 

 

 

İsmail Kapan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.