Erdoğan'ın medya şikâyeti...

A -
A +

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki akşam İstanbul'da toplanan Dünya Haber Ajansları Zirvesi öncesinde yaptığı açıklamada basın mesleğinin önemi ve bu meslek mensuplarının yüklenmek durumunda olduğu sorumluluklar hakkında, genel çerçevede görüşlerini bildirdi. Bu açıklamada Başbakan'ın belirttiği hususlar aşağı yukarı basın meslek ilkelerinin tekrarı mahiyetinde olduğundan, tartışmaya açık yanı bulunmuyordu. Ancak dün Başbakan'ın AK Parti grubunda, medyaya dönük olarak seslendirdiği eleştiri, itham ve suçlamalarla ilgili olarak bizim de söyleyeceklerimiz var. Her şeyden önce Sayın Başbakan, bu eleştiri ve suçlamalarda, hiç bir istisna yapmadan, genel parantez içerisinde bütün medya kuruluşlarını ve meslek mensuplarının tamamını hedef aldı. Suçlamalar son derece ağır olunca ve suçlamayı yapan da hükümet başkanı olunca, aynen buraya alma gereğini duydum. Şöyle dedi Başbakan: "Ne yazılı, ne görsel medya gerekli sorumluluğu göstermemiştir. Bunun altını çiziyorum. Göstermediği gibi, kendi hükümetini karalayan, kendi hükümetini tezyif eden bütün kuruluşları yok farzeden ve kendi hükümetine, böyle uluslararası münasebetlerin cereyan ettiği, savaşın cereyan ettiği dönemde adeta ulusal birliğimizi parçalamak için elinden gelen her şeyi yapmışlardır. Bunu söylemek istemezdim ama söylemek zorunda kaldım. Bu süreç içerisinde ne yazık ki ellerinden gelen her türlü asparagas, doğru olmayan haberler girmişlerdir. Hep böyle uydurmaca haberlerle halkının yönetimine, hükümetine güveninin sarsmanın gayreti içine girmişlerdir. Medya bu noktada üzerine düşen sorumluluğu da taşımalıdır. Çünkü Özgürlük aynı zamanda sorumluluktur..." Evet, bu sözler gösteriyor ki, Sayın Erdoğan epeyce dolmuş. Başbakan'ın medya ile ilgili sıkıntıları yeni değil. Çok öncelerden gelen ve belli bir birikime ulaşmış olaylar, tavırlar, karşılıklı güvensizliklerin bulunduğunu herkes biliyor. Erdoğan'ın, dün parti grubunda dile getirdiği hususlar bir kısım basın için doğru da olabilir. Ama, hiçbir ayırım yapmadan suçlama ve ithamların bütün medyaya teşmil edilmesi yanlıştır! Bu köşede yazdıklarımla, Salı ve Perşembe günleri TGRT FM radyosunda yaptığım yorumların arkasında durma noktasında herhangi bir tereddüdüm bulunmadığı için, keza mensubu olduğum gazetenin yayın çizgisi hakkında da sıkıntı duymadığım için şahsen alınmamakla birlikte, medyanın kategorik olarak suçlanmasını ve herkesin aynı potada değerlendirilmesini yanlış bulduğumu bilhassa belirtmeliyim. Sayın Erdoğan'ın niyeti herkesi suçlamak olmasa bile (ki, öyle olduğuna inanıyorum), üslup itibariyle bu yaklaşımın doğru olmadığı açıktır. Her şeyden önce teknik ve taktik bir hatadır. Vatandaşın kafasını da karıştırır. Çünkü ister istemez insanın aklına şöyle bir ihtimal gelebilir; (Acaba Sayın başbakan medya hakkında yeterince bilgilendirilmiyor mu?) Yani Başbakana sunulan bilgiler sadece bazı kalemlerin yazdıklarıyla veya yorumlarıyla sınırlı mı kalıyor? İktidar partisinin basın bürosunun yahut hükümetin enformasyon biriminin ne derece donanımlı olduğunu doğrusu teferruatlı olarak bilmiyorum. Ama Başbakan'ın dünkü beyanlarına bakınca ister istemez bir yerlerde bir şeylerin doğru gitmediği ihtimali akla geliyor. Vaktiyle Sayın Demirel basından şikâyet ederken; "Buradan yabancı basına belli bir görüşü empoze ediyorlar. Daha sonra da yabancı basın yazdı diye alıntı yapıyorlar..." diyordu. Şimdi de medyada "Pentagon sözcüleri" bulunduğu konusunda yaygın bir kanaat var. Ve onlar hâlâ daha Türkiye'nin niçin savaşa katılmadığının kavgasını veriyorlar. Bu doğru. Ama doğru olan başka şeyler de var. Başından beri olayları tarafsızlıkla izleyen ve bilgi dağarcıkları ölçüsünde, iyi niyetle doğru yolu göstermeye çalışan, haberlerde doğruluk ve tarafsızlık ilkesini benimseyenler niçin onlarla aynı kefeye konulsun? Özetle Başbakan'ın dünkü medya sitemi özünde haklı da olsa, ifade ediliş biçimiyle çok tartışmalara konu olacaktır. Erdoğan'ın harbi tavrı bir yere kadar anlayışla karşılanabilir. Ama hükümet etme üslubunun daha dikkatli olması gerekmez mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.