Genelkurmay'daki brifing

A -
A +

Genelkurmay Başkanlığının periyodik olarak düzenlediği basını bilgilendirme toplantılarının sonuncusu, dün ilk defa canlı yayınla gerçekleştirildi. Türkiye'de demokrasi yerleştikçe, taşlar yerine oturdukça her konu kendi mecrasında daha rahat ilerliyor... Eskiden askeri cenahtan yapılan herhangi bir açıklama, bazı çevrelerde endişeler doğurur, piyasaları dalgalandırırdı. Ama dün de olduğu gibi, uzunca bir süredir, Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklama ve bilgilendirme toplantıları, kimseleri rahatsız etmiyor, bilakis önemli konular hakkında askerin görüşünün öğrenilmesinden dolayı bir memnuniyet duyulduğu da söylenebilir!.. Dün Genelkurmay İkinci Başkanı Org. İlker Başbuğ, iki saate yakın bir süre ile, sorulan bütün sorulara gayet rahat ve sakin bir eda içinde cevaplar verdi. Şunu da ifade etmek yanlış olmayacak herhalde, basın mensupları da yeni iklime ayak uydurmuş olmalılar ki, geçmişte bazı hassas konuların tahriki gibi bir yönteme tevessül edilmedi. Elbette yine iç güvenlik tehdidi kapsamında irtica meselesi gündeme getirildi ama, yanılmıyorsak bu geçmişe göre hayli farklı tonda idi. Org. Başbuğ hayli kapsamlı sayılabilecek bilgiler verdi. Bunu dünden beri medya organlarından izliyorsunuz. Biz bu önemli açıklamaların içinden yer darlığı sebebiyle, sadece iki tanesine temas etmak istiyoruz; Birincisi Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) ile ilgili açıklamadır. Org. Başbuğ, MGSB'nin ne olduğunu gayet sarih bir şekilde anlattı. Hazırlama sürecinde devletin ilgili kurum ve kuruluşlarının kendi alanları ile ilgili olarak görev aldığı bu belgenin Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşüldükten sonra Bakanlar Kurulu'na gelip orada tasvip edilen şekliyle imzalandığını ve daha sonra Cumhurbaşkanı tarafından da onaylanarak "Belge" haline geldiğini açıkladı. Dolayısıyla Org. Başbuğ; geçmişte zaman zaman iddia edildiği gibi, MGSB'nin ne "Derin Devlet", ne "Derin Anayasa" olduğunu, bunun bir Bakanlar Kurulu Dokümanı olmaktan başka bir şey olmadığını ifade ederek, bu vesile ile efsanevi "Kırmızı Kitap" kavramının da ne denli saptırıldığını vuzuha kavuşturmuş oldu. Bu kamuoyunu bilgilendirme açısından son derece önemli bir husus. İkinci olarak da, Kerkük konusu ile ilgili yapılan değerlendirmedir: Dün bu köşede Kerkük'te oynanan oyunlara işaret etmeye çalışmıştık... Ve iç savaş ve bölünme tehlikesini hatırlatmıştık. Bu konuda benzer kanaatler yaygın. Uluslararası Kriz Grubu'nun New York Times gazetesinde yayınlanan raporuna göre, Kerkük'teki tehlikeli tırmanma Irak'ı bir iç savaşa doğru sürüklüyor. En ufak bir provokasyonun açık çatışma için yeterli olacağı ifade ediliyor. Org. Başbuğ da, Kerkük'ün nüfus yapısının illegal bir şekilde değiştirilmeye kalkışılmasının ve seçimlerde orada yaşayan halk tarafından kabul edilemeyecek bir sonucun çıkması halinde, iç çatışmaların yayılacağını ve bütün ülkede bir iç savaşı tetikleyebileceğini ifade etti. Başbuğ, böyle bir durumun Türkiye'nin güvenliği açısından son derece önemli problemler doğuracağını da dile getirdi. Bu nokta gerçekten çok önemli. Çünkü yabancı medya organlarında çıkan çeşitli değerlendirmeler, Türkiye'nin mecbur kalması durumunda Kuzey Irak'a müdahale edebileceğini öngörüyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.