Kaddafi dönemi için bitiş düdüğü...

A -
A +

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dün, Libya'daki kaosa dair yaptığı basın toplantısını çok dikkatli değerlendirmek gerekiyor. Bugüne kadar Libya konusunda Türkiye, bütün resmî açıklamalarını son derece seçici bir diplomatik üslupla; hem mevcut rejimi ürkütmeyecek, hem de rejime başkaldıran muhalifleri küstürmeyecek bir itina ile yapıyordu. Her ne kadar muhalefet kesimi, Türkiye'nin Kaddafi'ye karşı daha net ve daha sert bir tavır koymamasından ötürü rahatsızlığını belirtse de, bu dengeli tutum sayesinde çok önemli işler başarıldı. Her şeyden evvel, orada çalışan 26 bin civarındaki vatandaşımız, hızlı bir biçimde ve salimen tahliye edildi. Kimsenin burnu kanamadı. Bu arada başta Mısır olmak üzere, başka ülkelere mensup binlerce insan da Türkiye'nin hava ve deniz araçlarıyla bu ülkeden tahliye edildi. Şubat ayı başından bu yana Türkiye, her iki tarafla sürdürdüğü diyalog ve dengeli siyaset sayesinde, insani yardım programını da başarılı bir şekilde yürüttü. Libya'dan yüzlerce yaralıyı getirip Türkiye'de tedavi etmek de dahil... Ne yazık ki, Türkiye'nin dostane gayretleri tek başına yetmedi. Kaddafi ve yandaşlarının akılsızca tutumu, işleri bugünkü vahim durumuna getirdi. Libya'da artık dananın kuyruğu kopmuştur!.. Başbakan'ın dünkü açıklaması, Kaddafi dönemi için âdeta bitiş düdüğü mahiyetindedir. İlk defa bu kadar net ve bu kadar sert bir üslupla Erdoğan, "Kaddafi'nin bir an evvel yönetimi Libya halkına bırakmasını" istedi. "Libya'da iktidar yetkisi bir kişinin veya ailenin değil, Libya halkının hakkıdır..." diyerek, Kaddafi'nin 42 yıldır devam eden diktatörlüğünün, artık -ne şekilde olursa olsun- sona ermesi gerektiğini dile getirmiş oldu. Türkiye iki gün önce, Trablus'taki büyükelçiliğini geçici olarak tahliye etti. Bu kritik adım, Türkiye'nin Kaddafi rejimi ile bütün bağları kopardığını gösterir. "Libya'da sözün bittiği noktaya gelindi" diyen Erdoğan, Kaddafi'ye son çağrıyı da yaptı: "Kendi geleceğin, ülkenin geleceği, Libya'nın toprak bütünlüğü için bir an evvel iktidardan ayrıl ve ülkeyi terk et..." Yine insani boyutu öne çıkardı; oğlu ve torunları öldürülen Kaddafi'ye, aynı durumu yaşayan Libya halkının yaşadığı acıları anlaması için hatırlatmada bulundu. Kaddafi bu çağrıyı ne kadar duyar, buna ne kadar uyar, orası ayrı mesele. Ama dünden itibaren Türkiye'nin Libya buhranındaki pozisyonu dramatik biçimde değişmiştir. Şimdiye kadar, sadece ülkeye illegal yollardan silah girişinin önlenmesi ve insani yardım için, koruma görevi yapıyordu. Ancak gelinen noktada, Başbakanın belirttiği üzere, "Dünya ile birlikte hareket edecek olan" Türkiye; bundan sonra Libya için daha değişik görevler üstlenebilir. Yani, BM kararları çerçevesinde düzenlenebilecek yeni hava ve kara operasyonlarında, askerî unsurlarımız taarruzi görevler de üstlenebilir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.