“Konsey’i sirke çevirdiniz!..”

A -
A +

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki hararetli tartışmalar, daimî üyeler arasında olunca çok daha farklı seyrediyor… Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Vershinin’in lafları pek hazmedilecek cinsten değil!

 

Yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır…

Daha genç kuşaklar da belki arşiv görüntülerine tesadüf etmiş olabilir. Ekim 1960 yılında Birleşmiş Milletler genel kurulunda, devrin Sovyetler Birliği Lideri Nikita Kruşçev’in, ayakkabısıyla delege sırasına vurarak gerçekleştirdiği şiddetli protesto…

Oldukça şaşırtıcı değil mi? Koskoca SSCB Lideri, BM toplantısında böylesine bir tepki koyuyor. Tesadüfe bakınız ki, o şiddetli protestoya sebep olan konu yine Doğu Avrupa! Filipinli delege Lorenzo Sumulong konuşmasında şöyle bir ifade kullanmış: “Medeni ve siyasi haklarını özgürce kullanmaktan yoksun bırakılmış ve deyim yerindeyse Sovyetler Birliği tarafından yutulmuş Doğu Avrupa ve başka yerlerdeki halklar…” Kruşçev bu ifadeyi duyunca, süratle yerinden fırlayıp kürsüye doğru hamle yapmış ve kolunu şiddetle yukarıya kaldırarak (kayıtlarda Lorenzo’ya dokunmadığı ayrıntısı var) ona “Pislik, uşak, Amerikan emperyalizminin yardakçısı” gibi son derece ağır ifadelerde bulunmuş. Oturumu yöneten İrlandalı Başkan Frederick Boland, Lorenzo’ya kullandığı dil ile ilgili olarak uyarılarda bulunmuş ve Kruşçev’i de yerine göndermiş.

Ancak devamında Kruşçev, ayakkabısı ile sıraya vurarak, oturumun idaresine yönelik protestoyu sürdürmüş. Tartışmalar dinmeyince Boland mecburen oturuma ara vermiş bunu yaparken de, tokmağı çok hızlı kürsüye vurduğu için tokmak kırılmış vs. vs... B

u olayla ilgili epeyce teferruat var. Üzerinden altmış küsur yıl geçse de, bazı yönleriyle hâlâ aktüel!..

BM Güvenlik Konseyi’nin son toplantısında da, çok hararetli tartışmalar yaşandı. Tabii ABD ile Rusya arasında…

ABD Dışişleri Bakanı Blinken programını değiştirerek, Minsk Protokolünü görüşen BMGK’ya katıldı ve orada da; Rusya’nın bahane üreterek birkaç gün içinde Ukrayna’ya yönelik, kapsamlı bir askerî harekâtı başlatacağını tekrarladı. “Konseyi sirke çevirdiniz…” diyen, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Vershinin ise; Batı’nın işgale dair yazdığı senaryoların üzücü ve tehlikeli olduğunu hatırlatarak, Antony Blinken’e şu sivri lafı söyledi: “Size tavsiyem kendinizi garip duruma sokmayın!” Blinken’in bu tavsiyeye uyup uymama konusunda nasıl hareket edeceğini bilemeyiz. Ancak karşılıklı suçlama ve tahriklerin ardı arkası kesilmiyor.

ABD Savunma Bakanı Austin, Rusya’nın kan stoku yaptığını belirterek, bunun işgal harekâtı için açık bir işaret olduğunu söyledi. (Daha önce de bu kan stoku meselesi gündeme gelmişti.) Ve NATO’nun her karış toprağını savunacağız diyerek, Batı cenahı adına kararlılık gösterisinde bulundu…

Rusya’nın Yönetiminde, Kruşçev’e nazaran daha sakin hareket eden Putin var ve şimdiye kadar Batı’dan gelen salvolara karşı oldukça soğukkanlı ve kararlı bir duruş gösterdi. Bu kararlı duruşun devamında nelerin yaşanıp yaşanmayacağını bütün dünya merak ediyor. Rusya’nın “Askerlerimiz çekiliyor…” tarzındaki mükerrer açıklamalarına, Batı hiç inanmıyor.

Moskova, bugün Batı’nın şüphelerini daha da arttıracak çok büyük bir tatbikat icra edecek. Hem de bizzat Putin’in yönetiminde…

Her zamanki vaktinden daha erkene alınmış olan bu tatbikatı da, Batı cenahı işgalin bir sinyali olarak değerlendirmişti. Normal şartlarda baharda yapılan bu tatbikat şubatın ortasına çekilince şüpheler ister istemez arttı. Belki de Rusya bilerek ve isteyerek güç gösterisini ileri safhalara götürüyor. Evet, Rusya Savunma Bakanlığının açıklamasına göre, bugün (19 Şubat) Putin yönetiminde kapsamlı bir askerî tatbikat yapılacak. Daha önce planlanmış olan bu tatbikat kapsamında, balistik ve güdümlü füzeler denenecek…

Aynı açıklamaya göre, tatbikata Havacılık ve Uzay Kuvvetleri, Güney Asya Bölgesi Stratejik Füze Kuvvetleri, Kuzey ve Karadeniz Filoları katılacak. Velhasıl bu tatbikat oldukça dikkat çekici. Ama diğer taraftan da diplomatik temaslar devam ediyor. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un önümüzdeki günlerde yeniden bir araya geleceği duyuruldu. Görüşme teklifi ABD’den gelmişti. Batı cenahından yoğun bir diplomasi taarruzu söz konusu. Buna karşılık Rusya tarafı da, şu ana kadarki temaslarda, ulusal güvenlik garantilerine dair taleplerinin yeterince dikkate alınmadığını ve bunun gerçekleşmemesi hâlinde, bazı teknik ve askerî tedbirlere başvurmak durumunda kalacaklarını ifade ediyor. Zurnanın zırt dediği yer de burası!

Mevcut tablodaki bütün olumsuzluklara, hatta Rus medyasının muhtemel bir ambargo uygulamasına karşı, “tonlarca nakit dolar ithal edildiğine” dair haberler vermesine rağmen, yine de Ukrayna meselesinin müzakereler yoluyla daha makul bir noktaya taşınacağı ümit ediliyor…  

Bakalım Batı’nın telaşlı hâli ve Rusya’nın sakin tavrı nasıl bir ortak sonuca doğru gidecek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.