Kürt meselesinde ‘oyun teorileri'

A -
A +

Oyun teorileri ifadesini biraz da modaya uyarak kullandım! Şu günlerde Bilgi Üniversitesi tarafından, benzer bir başlıkla düzenlenen ve birkaç tane Nobel ödüllü bilim adamının da katıldığı (Ki, bunların en meşhuru şizofreni illetiyle malul ve ülkemizde "Akıl Oyunları" filmiyle bir anda şöhret bulan, "Nash denge teoremi"nin sahibi...) toplantı çok yankı yaptı. Bazı kalemler, söylediklerini anlamakta zorlandıklarını itiraf ettikleri o ünlülerle, yaptıkları "keyifli sohbetleri" okuyucularına ballandırarak anlatıverdiler... Sanki her biri yüksek matematik ilmi tahsil etmişçesine, oyun teorilerini izaha kalkıştılar. Doğrusu, ben de kendilerinden etkilendim!.. Ne yazık ki matematik bilgim öyle ahım şahım değil. O yüzden çok fantastik oyun teorilerine giremeyeceğim. Ama Orta Doğu'daki siyasi oyun teorilerine dair, bir parça söyleyeceklerimiz var. Dünkü bütün gazetelerde, Suriye'nin Kürt bölgesindeki gelişmeler panik havasında yansıtılıyordu. Bölgede kontrol, PKK uzantısı olarak kabul edilen, PYD öncülüğündeki Kürt silahlı grupların eline geçmiş. Diğer taraftan, Mesut Barzani'nin açıklamasına göre, güvenlik açısından ihtiyaç duyulması halinde, Kuzey Irak'ta eğitilen Suriyeli Kürt gruplar da bölgeye gönderilebilecek... Hatta medyada yer alan bazı görüntülere bakılırsa, bu intikal başlamış bile. Bütün bu gelişmeler elbette bölgede yeni durum ve dengelere işaret ediyor. Bazı kalemler, neredeyse yeni bir bağımsız Kürt devletini ilan edecekler. Onlara göre, Kürtlerin entegrasyonu beklenmedik şekilde Suriye'deki Kürtler üzerinden gerçekleşemeye yüz tutmuş durumda... Acaba tam olarak böyle midir? Dünyanın değişmekte olan stratejik dengelerine ve klasik oyun teorilerine bakılırsa hayır! Bütün bu gelişmelere rağmen, bir Kürt devletinin kurulması, o kadar kolay değil, hele böyle kısa sürede... Şüphesiz 1946'da İran'ı cezalandırmak için kurdurulan, Mahabad Kürt Cumhuriyeti hatıra gelebilir. Benzer teşebbüsler olabilir de... Ama Mustafa Barzani'nin savunma bakanı olduğu o cumhuriyetin ömrü altı ay sürmüştü. Küresel aktörler tarafından kurdurulan ve bunca teknolojiye, nükleer kapasiteye ve hâlâ daha süper güçlerin sınırsız himayesine rağmen, İsrail devletinin gelecek garantisi görülmüyor. Üstelik İsrail'e düşman olarak, sadece bazı Arap ülkeleri sahnede! Peki, Bölgede İran, Araplar ve Türkler tarafından onaylanmayan ve denize çıkışı bulunmayan bir Kürt devleti ne ölçüde kurulabilir? Kurulursa ne kadar yaşayabilir? Burada Nash'ın denge teorisine bakabiliriz. Oyunun aktörlerinden her biri, kendi hesabına, maksimum menfaati kovalayabilir. Ancak diğerlerinin rekabeti sebebiyle, bunu tek başına elde edemeyeceğini anlar ve kabullenir. Onun için de, bir denge arar ve buna razı olmak durumunda kalır. Kürt meselesinin değişkenleri, geçmişe göre daha çok. Burada sonucu hiçbir zaman Kürtler tek başına belirleyemez. Orta Doğu'daki güç dengeleri, küresel ölçekteki gelişmelere paralel olarak dramatik değişimlere uğrayacaktır. O sebeple, sadece bugünkü olaylara bakarak hüküm vermek çok yanlış olur. Humeyni Devrimi sonrasında, İran, ülkesindeki Kürt kalkışmasını şiddetli biçimde bastırmıştı. Dünya bir şey yapamadı unutmayalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.