Muhalefet niçin başarısız?!

A -
A +

Düzgün ve sağlıklı işleyen bir demokrasi için, güçlü bir muhalefetin varlığı şarttır... Aksi halde 'demokratik denge' sağlanamaz. İktidar, her zaman ensesinde güçlü muhalefetin denetimini hissetmeli; bir sonraki seçim için, onun iktidar adaylığını ve rekabet kapasitesini görmeli, ona göre de istikametini belirlemelidir... Peki, bizdeki durum nedir? 2010 Haziran'ında yapılan seçimlerde, AK Parti yüzde elli, CHP ise yüzde yirmi altı oy aldı. AK Parti, üçüncü kez ve oylarını arttırarak (Cumhuriyet tarihinde ilktir...) iktidara geldi. Şu sıralarda yapılan anketlerde ise, durum şöyle: İktidar partisinin oyları yüzde elli iki ile elli dört arasında görünüyor. Yani tırmanışta. Ana Muhalefetin oyu ise, yüzde on dokuzlara düşmüş! Buradaki garabeti nasıl izah etmeli? Normal şartlarda iktidar partisi yıpranır, muhalefet ise güçlenir. Bizde ise tam tersine... Bunun sebepleri üzerinde, şüphesiz daha derin inceleme ve analizler yapılabilir. Ama CHP'deki manzara-i umumiye bakmak, bizce durumu kavramak için yeterli. Zira CHP'de tam bir kilitlenme hali söz konusu. Beklenen başarının sağlanamamasından ötürü, Liderin konumu tartışmalı. Tüzük kongresi için imza toplanıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, koltuğunun sallandığını görüyor, bunun için de değişik taktiklere başvurma ihtiyacı duyuyor. Ancak bize göre denenen taktikler sonuç vermeyecek!.. Yani çırpınışlar beyhude. Zira bütün söylem ve eylemlerde ucuz siyaset kokuyor. Özel Yetkili Mahkemelere ve savcılara karşı gereksiz kahramanlık, siyaseten bir şey kazandırmaz. Bakınız ÖYM'ler, terör ve organize suçlar için birer ihtisas mahkemeleridir. Ticaret mahkemeleri kendi alanlarında ne ise, ÖYM'ler de odur. Netice olarak, CMK'nın ilgili maddeleriyle görevlendirilmiş normal mahkemelerden başka bir şey değildirler. CHP lideri maden bulmuş gibi yükleniyor, ama nafile! Fezleke hadisesi etrafında koparılan gürültü de, salt popülist politikadır, başka bir şey değil... Ve buradan CHP'ye ekmek çıkmaz! CHP milletvekillerinin "DOKUN BANA" tişörtleri giyerek Meclis'e doğru yürüyüş yapması, hakikaten çok tuhaf. Bir gazete CHP'nin eylemini "Silivri Müsameresi" diye vermişti ki, bence doğru bir tespit. Sayın Kılıçdaroğlu ve bütün CHP'li vekiller biliyor ki, bahse konu fezleke Meclis'te kabul edilmeyecek. Bu netice, yüzde bir milyon belli ve kesin. O halde Kılıçdaroğlu'nun meydan okuması, faydasız, boş iş! Hele hele, "Darağacında da olsam diz çökmem..." türünden efelenmeler, fazlasıyla komik. Sayın Genel Başkan, darağacı mı kaldı? Baksanıza darbeciler bile ancak müebbetle yargılanabiliyor! CHP'ye düşen daha ciddi politikalar üretmek ve iktidara alternatif olmaktır. Ama nerdeee! Türk siyasi hayatındaki kilit rolüne karşılık, MHP'nin de ne yazık ki, ileriye dönük dikkat çekici bir plan ve aksiyonu görülmüyor. Devlet Bahçeli'nin, Salı günkü Grup Toplantısında yaptığı konuşma, bizce tam bir sükut-u hayaldi. Oysa MHP cenahından beklenen, çok daha esaslı ve etkili bir siyasi duruşun ve geniş vizyon içeren politik hamlelerin sadır olmasıdır. Seçim propagandası döneminden beri, Sayın Bahçeli'nin konuşma metinlerinde, böyle bir muhteva göremiyoruz. MHP Kurmayları durumun farkın da mı acaba?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.