Niye karamsarlık pompalanıyor?

A -
A +
Medyada ve özellikle "sosyal medya"da, son zamanlarda alabildiğine bir karamsarlık havası pompalanıyor. Bu karamsarlığı pompalayanlar,  özellikle üç alana yoğunlaşıyor.
Biricisi çözüm sürecinin işleyişi, yavaşlaması veya tıkanması ve nihayet muhtemel sonuçları ile ilgili karamsarlık. İkincisi, son bir iki ayda Suriye'de Baas rejiminin; İran, Lübnan'daki Hizbullah ve asıl önemlisi Rusya'dan aldığı destekle, muhaliflere karşı yeniden üstünlük sağlaması, kaybettiği bazı şehir ve kasabalarda yeniden kontrolü ele geçirmesi... Mısır'daki darbenin de bölgeye yansımalarıyla, Esad'ın psikolojik etkenleri de yedeğe alarak daha güçlenmiş olması. Bütün bu gelişmelerin Türkiye'nin iç ve dış güvenliğine olan olumsuz etkileri... Üçüncü olarak da, global ölçekte daha çok hissedilmeye başlayan ekonomik krizin; ülkemizde de giderek etkisini göstermeye başlaması, bir taraftan Libya, Mısır, Irak ve Suriye'deki gelişmeler yüzünden Türkiye'nin uğradığı ciddi ekonomik kayıplar ve nihayet Gezi Parkı olaylarının tetiklediği iç piyasadaki olumsuzlukların Borsa-Finans piyasalarındaki moral bozucu sonuçları...
Başlı başına bir konu olan ekonomiyi bir kenarda tutarak, "çözüm süreci" ve özellikle Suriye sınırındaki son gelişmeler etrafında pompalanan karamsarlığa dair görüşlerimizi kısaca belirtelim: Çözüm sürecine karşı, bazı kesimlerin art niyetli olmayan endişeleri başından beri vardı. Süreç ilerledikçe, bu endişelerin bir kısmının ortadan kalktığı ve halk nezdinde destek oranının bazılarını şaşırtacak derecede arttığı görüldü. Ama bir kesimin ta baştan çözüm sürecine kasıtlı itirazları vardı. Dolayısıyla en küçük olumsuzluğu bile, bu noktada bir argüman olarak ileri sürüp, sonuca dönük umutsuzluğu pompaladılar, hâlâ daha aynı şeyi yapıyorlar.
Son haftalarda PKK'nın bazı unsurlarının Güneydoğu'da bazı şehir ve ilçelerde yol kesme, trafik kontrolü yapma, adam kaçırma, şantiye basma gibi eylemleri, bu kesim için büyük koz oldu. Bir de PKK'nın silahlı unsurlarının, belirlenen zaman diliminde tamamen yurt dışına çekilmemiş olması ve buna rağmen hem örgüt hem de BDP'nin sürecin ikinci aşamasının başlaması için sivri çıkışlar yapması, sürece şaşı bakanların eline bulunmaz fırsat verdi. Şimdi bunu tepe tepe kullanıyorlar... Suret-i haktan yakınmaların altında, esas olarak muhtemel bir olumsuzluk, daha doğrusu başarısızlığa dönük beklenti var. Nihai hedefi elbette hükümete fatura çıkarmak olan bu beklentiyi, yani karamsarlık pompalamasını görmemek mümkün değil. Bu yüzden süreçteki olumlu gelişmeleri yok sayıyorlar.
Suriye sınırındaki son gelişmeler üzerinden koparılan fırtına da, esasen hükümetin hem çözüm süreciyle ilgili iç politikasını, hem de Suriye özelinde dış politikasını cerh etmeye dönük bir gayret... Pazar günkü yazımızda, PKK'nın Suriye uzantısı PYD'nin sınır boyundaki son atraksiyonlarının mahiyetini ve muhtemel sonuçlarını özetlemeye çalışmıştık. Bugünkü görüntünün kalıcı olamayacağını, sınırımızın öte tarafındaki dengelerin daha çok değişeceğini ifade etmiştik. Medyadaki haber bombardımanı şüphesiz insanları etkileyebilir. Ama reelpolitik durumu, haberler belirlemez!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.