Putin'in tarihî ziyareti

A -
A +

Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin 'in daha önce ertelenen resmi ziyareti bugün gerçekleşiyor. Putin'in ziyareti, hem Türk-Rus münasebetleri, hem bölgesel dengeler ve hem de küresel ölçekteki yeni yapılanmalar açısından son derece önemli. Basında bugüne kadar sık tekrarlanan "32 yıl aradan sonra ilk kez bu seviyede bir ziyaret..." klişesi, bir yönü ile doğru olmakla beraber, o dönemde esas gücün Komunist Parti Genel Sekreteri Leonid Brejnev 'de olduğunu düşünürsek, devrin SSCB Devlet Başkanı Nikolai Podgorni 'nin Türkiye'ye gelişi bugünkü seviyenin altında kalır. Dolayısıyla bu 32 yıl meselesini daha derinlere götürmek gerekir! Çünkü bu sadece bir protokol meselesi değil... Putin'in ülkemize yaptığı ziyaret, dünyanın önemli bölgelerinin büyük sıkıntı içinde olduğu bir zamanda gerçekleşiyor. Orta Doğu, Kafkaslar, Karadeniz Bölgesi şu sıralarda tam bir kaos içinde. Rusya-Çeçenistan meselesi her geçen gün daha da çıkmaza giriyor. Gürcistan sınırları dahilinde Acaristan ve Abhazya sorunları içten içe kaynayarak büyüyor. Şimdi bunlara çok daha büyük ölçekte Ukrayna meselesi eklendi ki, Rusya-Avrupa ve Amerika arasında tehlikeli noktalara varabilecek bir zıtlaşmanın fitili ateşlenmiş oldu. Orta Doğu'nun hali ise herkesçe malum... İşte böyle bir ortamda Putin Ankara'da önemli görüşmeler yapmak üzere geliyor. Yaklaşık üç ay önce gerçekleşmesi gereken ziyaret, bilindiği gibi Kuzey Osetya'nın Beslan şehrindeki kanlı okul baskını yüzünden bugüne kaldı. Her yönüyle esrarengiz ve akla pek çok soru üşüştüren o baskın, nedense Türk ve dünya basınında yeterince irdelenmedi. O baskından sonra Rusya'nın dünyaya vermek istediği mesaj, ilgili odaklar tarafından anlaşılmıştır ama, Putin'in "Teröristlerle dünyanın her yerinde savaşacağız..." şeklindeki açıklaması, dünya kamuoyu tarafından galiba es geçildi. Bugün nükleer kapasite açısından ABD'ye en fazla kafa tutabilecek durumdaki ülke Rusya'dır. Daha birkaç gün önce bugünkü misafirimizin ifşa ettiği yeni nesil nükleer bomba, Pentagon tarafından herhalde umursanmıştır! Amerika, Rusya'nın tekrar alternatif süper güç haline gelmesini önlemek, en azından yavaşlatmak için; bu ülkeyi çeşitli yollardan kuşatmaya çalışıyor. NATO'nun genişletilme stratejisi, önemli ölçüde bu gayeye hizmet ediyor. Baltık ülkelerinden başlayarak, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle devam eden bu kuşatmaya, bir de Amerika'nın 11 Eylül'den sonra; Afganistan, Pakistan, Özbekistan ve Gürcistan'a asker yerleştirmesiyle başlattığı ikinci halka eklendi. Şimdi de Ukrayna'yı daha yakından etki alanına almak ve kendince korumak için, Almanya'daki 70 bin askerini Polonya, Romanya ve Bulgaristan'a kaydırıyor. Zira, Ukrayna olmadan Rusya'nın tekrar imparatorluk hedeflerine yönelmesi mümkün değildir. Son günlerdeki Ukrayna bunalımına bir de bu açıdan bakmak lazım!.. Evet, daha önce de bazı vesilelerle belirttiğimiz gibi, Orta Doğu'da üç tane esas devlet vardır. Türkiye, Rusya ve İran... Şimdi günümüzdeki duruma bakalım. İran, ABD tarafından şer ekseninin bir parçası olarak hedefe konmuş durumda. Rusya, kuşatma harekâtı altında. Hatta bu kuşatma dini alanda da devam ediyor. Rus Ortodoks dünyasını etkilemek için bugünlerde, ABD'nin Fener Patriği ile yürüttüğü flörtü iyi incelemek gerekiyor. Hem Ruhban okulunun açılması, hem de Patriğin ekümeniklik sıfatı için ABD tarafından, Türkiye ile olan "dostluk" (!) münasebetlerini hırpalayan bir üslupla gerçekleştirilen atraksiyonların ne denli derin düşüncelere dayandığını gözden kaçırmamak gerekiyor! Türkiye'nin dış politikasında tarihi bir dönemecin (17 Aralık ve sonrası) yaşanmakta olduğu bugünlerde, ABD'nin bu davranış biçimi gerçekten not edilmeye değer! İşte bu sebeple, Putin'in Ankara ziyareti, sadece Mavi Akım Boru Hattı , yahut Boğazlardan geçen petrol tankerlerine alternatif Trans-Trakya petrol hattı , ya da iki ülke ticaretindeki dengeler veya terör konusunda işbirliği ile sınırlı kalacak değildir. Kalmamalıdır. Umarız bu konularda yetkili simalarımız dersini yeterince çalışmıştır. Dünya yeniden çok kutuplu bir yapılanmaya giderken, küresel aktörlerden biri olan Rusya'nın Türkiye ile olan münasebetlerinin gelecekte nasıl bir şekil alacağı konusunda bu ziyaret vesilesiyle gerçekten tarihi adımlar atılabilir. İkisi de Avrupa ve aynı zamanda Orta Doğu ülkesi olan ve kıt'asal derinliğe sahip bulunan Türkiye ve Rusya'nın ilişkileri, dünya dengelerini çok derinden etkileme gücüne sahip olabilir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.