Seçim vaatleri... Senin projen, benim projem!..

A -
A +

Partilerin seçim beyannameleri ve tek tek vaatleri gündemi doldurmaya başladı. Kimi vaatler "uçuk-kaçık", "hayal mahsulü" ve "ayağı yere basmayan"; "kaynağı belirsiz-gerçekçi olmayan" türünden eleştiri masasına yatırılırken, bir yandan da partiler arasında proje paylaşım kavgası başladı! Aslında siyasi partiler arasında, on yıllardır devam eden faydasız polemikler; çoğu mesnetsiz itham ve suçlamalar yerine, müşahhas olarak plan ve projelerin tartışılması, çok daha verimli ve rasyoneldir. Zararı yok, üleştirmekte varsın biraz zorluk çekilsin, ama neticede bu ülkeye yararlı olacak projeler de ciddi biçimde gündeme gelsin. Kamuoyu da bunların mahiyeti hakkında bilgi ve fikir sahibi olabilsin... Son günlerde AK Parti ile CHP ve MHP arasında, kimi projeler konusunda, 'senindi-benimdi...' diyalogu tırmanıyor. AK Parti'nin beyannamesinde yer alan "İstanbul'a iki yeni şehir kurma..." projesi, CHP tarafından; "Bu aslında Grup Başkanvekilimiz Akif Hamzaçebi'ye aittir..." diye sahiplenildi. Başbakan da konuya açıklık getirmeye çalıştı. Şöyle dedi: "Hamzaçebi'nin bahsettiği iki yeni şehir İstanbul sınırları dışında. Biz ise İstanbul sınırları içinde iki yeni şehir kurmayı planlıyoruz..." Zararı yok. O da olsun, o da olsun!.. Yeter ki gerçekçi olsun, yapılabilir olsun, gelecek kuşakların da hakkını gözetsin. Çevreye duyarlı olsun, modern şehircilik anlayışına uygun olsun. Türkiye'nin buna o kadar çok ihtiyacı var ki... Halihazırda İstanbul'da mevcut binaların yüzde altmış altısında, imar kaçağı ve iskan eksikliği ve hukuksuzluğu olduğunu, bizzat Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş söylüyor! Demek ki alınması gereken çok mesafe var. Aynı şekilde orman vasfını kaybetmiş araziler meselesi. Yani şu meşhur 2-B konusu. Daha önce AK Parti bu meseleyi Meclis'e taşıyıp kanuni düzenleme yaptığında CHP şiddetle karşı çıkmıştı. CHP ile aynı paralelde düşünen Ahmet Necdet Sezer de yapılan yeni kanunu veto etmişti... On milyarlarca dolarlık bir mesele böylece tekrar belirsizliğe ve sürüncemeye itilmişti. Fakat şimdi CHP bu meseleye kendi açısından sahip çıkıyor. Seçim vaadi olarak kamuoyuna sunuyor. Bunu şahsen olumlu buluyorum. Şunun için: Seçimlerden sonra AK Parti ve CHP, bu önemli konuda (Hatta MHP de katılmalı...) iş birliği yaparak, hızla bir çözüm getirmeli. 2023 Vizyonu için de MHP'nin itirazı var. Diyor ki: "Bu vizyon Sayın Bahçeli'nin çok önceden ortaya koyduğu bir şeydir. Dolayısıyla bize aittir..." Zararı yok efendim! Bu ülkenin geleceğine dair her vizyon, her proje ve hatta her türlü hayal dahi kıymetlidir. Bunun telif hakkı ve aidiyet meselesi ikinci planda kalır. Yeter ki, ülkeyi ileriye taşıyacak düşünce ve projeler hayata geçirilebilsin. Şu siyasi olgunluk, artık Türkiye'ye de gelmelidir: Ülke kalkınmasında lokomotif olacak dev projeler, iktidar ve muhalefet iş birliği ile gerçekleşebilmelidir. Şayet buradan bir siyasi rant doğacaksa, bu da her iki tarafın hanesine düşmelidir. Halkımız bunu takdir edecek kadar kadirşinastır, merak etmeyiniz. Yani muhalefet demek sadece karşı çıkan, eleştiren, engelleyen-tıkayan taraf demek değildir. Çağdaş demokrasi anlayışında, asla böyle bir şey yoktur. Artık yirmi birinci yüzyıldayız. Geçen asrın yöntemleriyle siyaset yapmak bu ülkeye yakışmıyor. Bizden söylemesi!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.