Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Şırnak Gabar Dağı’nda, Şehit Aybüke Yalçın Petrol Sahasında açılan kuyuyu böyle nitelendiriyor. Enerji arz güvenliği, tıpkı gıda arz güvenliği gibi bir ulusal güvenlik meselesi…
Türkiye’nin hayrını istemeyen malum çevreler yine fena hâlde mide krampları çekecek, ama onlara inat ülkemizdeki yeni doğalgaz ve petrol rezervi keşifleri, ileriye dönük büyük müjdeler veriyor… Hatırlayınız Sakarya-1 Doğalgaz Sahasında 2020 yılında keşfedilen 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervi ülkede büyük heyecan ve sevinç uyandırmıştı. Fakat birileri ısrarla bu gerçeği inkâr etmeye kalkışmıştı. Ondan bir sene sonra yapılan 135 milyar m3’lük keşifle, bu miktar 540 milyara yükselmişti. Daha sonraki keşiflerle birlikte miktar total olarak 710 milyar m3’e yükseldi. Deniz kıyısından 180 km açıktaki bu rezerv bölgesinden çoktan beridir doğalgaz üretimi yapılıyor ve işte millî ve yerli üretimle, hanelerin ihtiyacı olan enerjinin önemli bir kısmı karşılanıyor. Bu sayede devlet, vatandaşlarının doğalgaz ve elektrik giderlerinin önemli bir kısmını sübvanse ediyor. (Doğalgazda yüzde yetmiş, elektrikte yüzde elli… Anlayacağınız vatandaş bin liralık gaz faturasının sadece üç yüz lirasını ödüyor. Elektrikte de bu miktar beş yüz lira…) Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan; Karadeniz’de, 75 milyar metreküplük yeni bir gaz keşfi yapıldığını duyurdu. Bunun ekonomik değeri 30 milyar dolar. Ve ülkenin hane ihtiyacının üç buçuk yıllık tedarikini sağlayabilecek bir miktar… Enerji arz güvenliği, bilindiği üzere gıda arz güvenliği gibi bir ulusal güvenlik meselesi. Zira güvenlik kavramı eskiden olduğu gibi ülkelerin sadece sınır emniyetini sağlaması anlamına gelmiyor. “Ulusal güvenlik” kavramı globalleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte çok genişledi ve çetrefilleşti. Şöyle ki, konvansiyonel savaşların yerini artık siber saldırı tehditleri almaya başladı. Devletler şimdilerde buna karşı tedbirler geliştirmeye çalışıyor. Rakip veya düşman güçler tarafından tetiklenecek bu türden saldırıların yanında, belli alanlarda devletler, bizatihi hazırlıklı ve tedbirli olmaması durumunda, farklı sebeplerle çok ciddi sıkıntılarla yüz yüze gelebilirler. Nitekim bir müddet önce, İspanya ve Portekiz’de meydana gelen geniş çaplı elektrik kesintisinin ne gibi sonuçlara yol açabileceği çarpıcı şekilde görüldü…
Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, dün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in de içinde olduğu altmış kadar milletvekiliyle birlikte, On Dokuz Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle Şırnak Gabar Dağı'na önemli bir ziyarette bulundu. On yıllarca terör belası yüzünden başını kaldıramayan Şırnak ve çevresi, artık bambaşka bir iklimi yaşıyor… Gabar Dağı’nda günlük üretilen ham petrol miktarı, Bakan Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre 81 bin varil… Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç gün önce Karadeniz’deki yeni doğalgaz keşfini açıklarken, Gabar’da üretilen petrolün yıllık ekonomik değerinin iki milyar dolar olduğunu da belirtmişti. Enerji Bakanı da, çoğu bölge insanımız olmak üzere; hâlen üç bin iki yüz kişinin burada istihdam edildiğini bildirdi. Gabar’da hedef, günlük yüz bin varil üretim miktarını yakalamak. Bu, Türkiye’nin günlük tüketim miktarının yüzde onuna tekabül ediyor. Hâlihazırdaki üretim, yüzde sekizini karşılıyor ki, bu miktarı küçümsememek lazım. Malum olduğu üzere, Türkiye’nin dış ticaretteki en büyük gider kalemi enerjiyle ilgili. Petrol, doğalgaz ve kömür için, Türkiye her sene yüz milyar dolar gibi bir büyük meblağ ödüyor. Bu alanda içeride yapılacak her yeni keşif ve üretim, şüphesiz bu yüksek faturayı hafifletecek. Bunun için son yıllarda devasa hamleler yapıldı ve karşılığı da alınıyor. İşte Abdülhamid Han Sondaj Gemisi 75 milyar metreküplük rezervin keşif işlemini tamamladı. Dört sondaj ve iki sismik araştırma gemisi ile Türkiye, bu alanda kapasite itibarıyla dünyada ilk beş ülke arasına giriyor… Doğalgazın yanında petrol rezervleri bakımından da pek sevindirici gelişmeler yaşıyoruz… Bakan Bayraktar, 2025 yılı itibarıyla petrol rezervi olarak 41 milyon varillik keşif yapıldığını açıkladı. Bunun yüzde 58’i Diyarbakır bölgesinde. Bütün bu sevindirici haberler, şüphesiz yakın gelecekte Güney Doğu Bölgesinde müşahede edeceğimiz ekonomik canlılığın birer işareti. On yıllarca terör belası yüzünden ancak askerî birliklerle girilebilen yerlere, bugün turistler çok rahat ve güvenli bir şekilde gidip gezebiliyor. Tek başına bu gelişme dahi bölgedeki büyük değişimi haber veriyor.
O sebepledir ki, Numan Kurtulmuş, Gabar’daki Şehit Aybüke Yalçın Petrol Sahasındaki sondaj kuyusunu; “Karşınızda duran sadece bir kuyu değil, Türkiye’nin tam bağımsızlık idealinin bir simgesi…” diye tanımlıyor. Kurtulmuş'un bu tanımlaması gerçekten çok önemli. Bir taraftan dünya rekabetinde güç ve kapasite sahibi olmak, diğer taraftan da kendi millî rezervlerini zamanında ve yeterince değerlendirebilmek, hayati bir mesele. Türkiye içeride kendi üretimiyle sağlayacağı ekonomik değeri, dışarıya transfer etmek zorunda kalmadan, kendi ihtiyaçlarına dilediği şekilde harcama imkânını yakaladığında, kalkınma hamlelerini çok daha yüksek noktalara taşıyabilecek. Bugün Şırnak’ta hayata geçirilen iki milyar dolarlık ekonomik değer, yarınlarda Diyarbakır’daki 2,5-3 milyar dolarlık miktarla birleştiğinde, bölge insanının refahına çok daha büyük katkı yapacak.
Terör Örgütü PKK’nın kendisini feshetmesi ve silah bıraktığını ilan etmesi, başta Güneydoğu Bölgesi olmak üzere, bütün ülke için apayrı bir hayırlı neticedir. Kırk küsur bin vatandaşımızın hayatını kaybetmesini her şeyin üstünde ve önünde bir yere koyarak, elli iki yıl boyunca, terör belasının ülkemize verdiği kayıpları her daim akılda tutmak zorundayız. İktisatçıların en az iki trilyon dolar olarak hesapladığı maddi kayıplar yaşanmasaydı, Türkiye bugün İtalya seviyesinde millî gelire sahip olurdu. Her petrol veya doğalgaz kuyusundaki rezerv tespiti, bu devasa kaybın birer telafisi olacaktır.
İsmail Kapan'ın önceki yazıları...