"Teröre karşı ulusal mutabakat..."

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, dün terörle mücadele konusunda önemli bir çıkış yaptı. Terörist saldırıların fazlasıyla tırmandığı bir sırada, Meclis Başkanının; toplumun bütün katmanlarına, teröre karşı siyaset üstü bir anlayış ve toplumsal ölçekte mutabakat sağlanmış, kararlı bir mücadelenin sergilenmesi için yaptığı çağrı çok önemli. Zira siyasi partiler de dâhil, toplumun çeşitli kesimlerinde terörle mücadelede yaşanan bir kafa karışıklığı var... Bu arada devletin bekasına ve milli birliğe yönelik bu tehdit karşısında, siyasi hesaplar veya ideolojik ayrışma nedeniyle, dağınık ve birbiriyle çelişik tepkilerin veriliyor olması da, çoğu kez bölücü terörün işine yarıyor. İşte bu yüzden Sayın Çiçek'in dün medya mensuplarına deklare ettiği, toplumsal mutabakat ilkeleri, herkesçe paylaşılması gerekli ve mümkün olan hususlar. On bir maddelik bu ilkelerin birincisi terör ve şiddetin reddedilmesi. Şiddet ve terörü benimseyen hiçbir anlayış veya hareket tarzının kabul edilmezliğidir. İkinci olarak, devletin bekasını ve bireysel hak ve özgürlükleri tehdit eden teröre karşı, toplumun tüm kesimlerinin katılacağı çok yönlü mücadele gerekiyor. Bu mücadelenin siyasi partiler, STK'lar ve toplumun her kesimince yürütülmesi... Üçüncü olarak, terörle mücadelenin demokratik hukuk devletinin temel ilkeleri ile insan haklarına saygı çerçevesinde, partiler üstü bir anlayış ve yaklaşımla tüm siyasi mülahazaların dışında tutulması ve bu konudaki toplumsal dayanışmayı sergileyecek surette sürdürülmesi. Dördüncü ilke olarak, her türlü terör eylemi ve şiddete karşı çıkılmasının, hükümetin ve siyasi partilerin olduğu kadar, tüm demokratik kuruluşların ve bütün yurttaşların görevi olarak algılanması... Beşinci olarak, temel hak ve özgürlüklerin korunması, can ve mal emniyetinin sağlanması için anayasal görev olarak, terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi. Altıncı olarak, daha demokratik ve daha eşitlikçi bir devlet -toplum ilişkisinin tesisi için yeni bir anayasanın yapılması. Yedinci olarak, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesine yönelik, bütüncül bir ekonomik kalkınma programının hayata geçirilmesi, kalkınma hedefli bir yaklaşımla iktisadi ve kültürel tedbirler alınması, ülke bütünlüğüne ve merkezi idarenin vesayetine zarar vermeyecek şekilde yerel yönetimlerin güçlendirilmesi. Sekizinci olarak teröre karşı uluslar arası alanda, daha etkili bir mücadelenin yürütülmesi. Terör örgütüne dışarıdan verilen siyasi ve lojistik destek düşünüldüğünde, bu konudaki mücadelenin önemi daha iyi anlaşılır. Dokuzuncu olarak şehit ailelerinin ve terör mağdurlarının ve bunların yakınlarının durumlarının daha da iyileştirilmesi için tedbirler alınması. Onuncu olarak bu mutabakata taraf olan bütün siyasi partilerin ve STK'ların, açıklanan ilkeler doğrultusunda, her türlü işbirliğini partiler üstü bir anlayışla benimsemesi. Son olarak da, bu çerçevede bütün yurttaşların hak ve hürriyetlerinin korunması ve geliştirilmesi için birlikte çalışmanın taahhüt edilmesi... Evet, bu ilkeler her vatandaşın rahatlıkla altına imza atacağı hususlar. Bakalım nasıl bir karşılık bulacak... Temenni ederiz ki, bu çağrı yerini bulsun!