TÜSİAD ve Ananas Meselesi...

A -
A +

 İş Dünyası içinde çok farklı ve netameli bir organizasyondur TÜSİAD... Bu organizasyona, (istediği kadar zengin ve büyük iş adamı olsun...) öyle herkes üye olarak alınmaz. Âdeta bir 'kast' sistemine sahiptir. O yapıya girmek için, çok başka özelliklere sahip olunması gerekir. Türkiye kamuoyu, bu çok önemli ve özel ağırlığa sahip derneği, 1980 öncesi dönemde, Bülent Ecevit hükümetine karşı, gazetelere verdiği çarşaf çarşaf ilanlarla tanıdı. Ondan önce, siyaset dünyasındaki ağırlığı, konu ile yakından ilgilenenler dışında pek fazla bilinmezdi.

Geçen zaman içinde çok şeyler değişti. Öncelikle Türkiye'de ekonomik ve siyasi alanda büyük değişimler yaşandı. Bu değişime karşı TÜSİAD yeri geldiğinde, çok radikal direnişler gösterdi. Özellikle Rahmetli Turgut Özal'ın gerçekleştirdiği değişimlere... Merhum Özal, o zamanlar "TRANSFORMASYON" ifadesini kullanıyordu.  O vakte kadar, devlete dizayn ettirilen mali yapı ve yüksek gümrük duvarları içinde, rekabet zahmetine de hiç girmeden büyük ve tatlı kârlar kazanan TÜSİAD sermayesi, bu konforunu bozacak bir yenilik istemiyordu. Fakat her şeye rağmen, merhum Özal "Anadolu Kaplanları"nın neşv-ü nema bulacağı iktisadi bir ortam hazırladı. Bu yeni ortamda TÜSİAD'ın epeyce keyfi kaçtı ve giderek ülke ekonomisi içindeki aşırı etkisi de azalır oldu. Ama bugüne kadar daima en çok kazananların da, hâlâ bu kesim olduğunu hatırda tutmak gerekir.
Eskiden kaşını kaldırdığında siyasi krizler çıkarabilen,  hükümetler değiştirip siyasete nizamat veren mezkûr iş adamları derneği, son on bir yıllık dönemde, geçmişteki saltanatını çok arar oldu. Bugün iş dünyamızda çok sayıda önemli benzer statüde dernek var. Yani TEKEL durumu yok. Lakin bu özellikli sermaye yapısı, her fırsatta ülkenin siyaset ve ekonomisine ağırlık koymak için alesta bekliyor. TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın son çıkışını bu çerçevede değerlendirmek lazım... Yurt içinde ve dışında hükümeti, devletin önemli mekanizmalarını hedef alan, piyasaları speküle etmek için her türlü tezgâhı döşeyenlere, bu dernek de çanak tutuyor. Yılmaz diyor ki: "Böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez..."
"Böyle bir ülke" derken neyi kast ediyor? Amiyane tabiriyle, sadece TÜSİAD ve benzeri organizasyonların borusunun öttüğü eski Türkiye özlemi mi çekiliyor? Besbelli... Milletin iradesi yerine, ekonomik ve siyasi seçkinlerin sözünün geçtiği, ballı börekli işlerin hep dar bir zümre içinde paylaşıldığı, ama halkın çoğunluğunun fukaralık ve geri kalmışlıkla boğuştuğu eski Türkiye... Yok öyle yağma beyler! Her işaretinizin emir, her sözünüzün kanun hükmünü icra ettiği eski günler, geri gelmemek üzere tarih oldu. Elbette sizler için "Ananas Meseleleri"nin sonu gelmez. Birileriyle bir şekilde ittifaklar kurup, ticaretin yanında siyasi nüfuzunuzu da sürdürmekten vazgeçmeyeceksiniz.
Ama bilesiniz ki, Türk halkı kendi haklarına sahip çıkmakta en az sizler kadar kararlıdır. Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD Başkanına gösterdiği tepkinin 30 Mart Yerel Seçimlerinde, aynen sandıktan çıkacağını burada hatırlatalım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.