Dağılan Sovyetler Birliği'nin Rusya'dan sonra en kalabalık (58 milyon) nüfuslu, sanayi bakımından en gelişmiş ve Amerika ve Avrupa Birliğinin en fazla ilgi gösterdiği Ukrayna, birkaç günden beri büyük gerilim içinde. Başkent Kiev'in meydanlarını dolduran yüzbinlerce kişilik kalabalıklar, yapılan devlet başkanlığı seçimlerinin sonucuna itiraz ediyor. Pek çok hükümet binası abluka altında. Öyle ki, seçimi kazandığı ilan edilen, Rusya'ya yakınlığı ile bilinen hali hazırdaki başbakan Viktor Yanukoviç, başbakanlık binasındaki ofisine bile gidemedi. ABD seçim sonuçlarını tanımadığını açıkladı... Kısacası durum tamı tamına bir yıl önceki Gürcistan olaylarını andırıyor. Hani seçimi kazandığı söylenen Şevardnadze'nin bir halk hareketiyle, (nam-ı diğer kadife devrim) şimdiki başkan Saakaşvili tarafından iktidardan uzaklaştırılması olayı vardı ya, işte onun tıpkısı sanki! Ama Ukrayna, Gürcistan'dan çok farklı. Bir kere nüfus olarak on katı büyüklükte! Halk ikiye bölünmüş durumda. Batı bölgeleri Avrupa yanlısı, doğu bölgeleri Rusya yanlısı bir havada. Ama işin asıl muharriki olan Amerika, bu defa AB'nin tarafında ve çok etkili biçimde devrede!.. Gürcistan'a AB'nin herhangi bir ilgisi yoktu. Ama şimdi AB bütün gücü ile orada etkili olmaya çalışıyor. AB'nin Dışişleri Bakanı Javier Solana, Kiev'de yoğun temaslar yürütüyor. Bir tarafta Rusya, arka bahçesi gibi gördüğü ve tekrar süper güç olabilmek için ayrılmaz parça kabul ettiği Ukrayna'yı kaybetmek istemiyor. Öbür tarafta Avrupa Birliği, bu stratejik ülkeyi kendi etki bölgesine katmak için, bir süre öncesine kadar büyük yakınlaşma gösterdiği Rusya'yı karşısına almış bulunuyor. Ancak asıl iş bitiricinin Amerika olduğunu unutmamak gerekiyor. Durum son derece kritik. İç savaş tehlikesi bile sözkonusu... Ekim ayı başında Türkiye'yi resmen ziyaret etmesi kesinleşmiş olan Putin'in önüne Kuzey Osetya'daki kanlı okul baskını olayı çıkarılmıştı. Ertelenen geziyi Aralık ayının ilk haftasında gerçekleştirmek isteyen Rusya Devlet Başkanının bu defa Ukrayna yüzünden başı sıkıntıda. Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak?! Gelinen noktada bir şeyi doğru tesbit etmek gerekiyor: AB burada esas aktör mü, yoksa ABD'nin çizdiği senaryoya göre oynayan bir figüran mı? Dünyada olup bitenleri iyi takip eden gözlemciler bir hususa dikkat çekiyorlar; ne zamanki Rus Merkez Bankası, rezervlerinin yüzde otuzu oranında Dolar'dan Euro'ya döneceğini ilan etti, işte o andan itibaren Ukrayna'da farklı rüzgarlar esmeye başladı! Ve sonuçta bugünkü tablo ortaya çıktı. Elbette her şey bir günde olmadı. Bu olayların çok öncesi var. Okuyucularımızın kafasını fazla karıştırmadan kısa bir özet yapalım; Amerika, dünyanın çeşitli yerlerindeki askeri kuvvetlerini yeniden yapılandırma çerçevesinde, başlattığı harekat planında Ukrayna için özel bir uygulama yapıyor. Bu ülkenin günün birinde Rusya tarafından tekrar ilhak edilmesini önlemek için halen Almanya'da bulunan Amerikan yedinci ordu karargahındaki 70 bin kişilik gücü, Polonya, Romanya ve Bulgaristan'a kaydırma operasyonu... Ancak orta vadeli bir iş olan bu kuvvet kaydırmanın günümüz için acil bir etkisi yok. Bunun için başka seçeneklere, mesela daha önce Yugoslavya'da, Gürcistan'da denenen halk hareketine ihtiyaç var. Şu Euro meselesi ilginç gerçekten... Saddam Hüseyin ile Venezuella Devlet Başkanı Chavez de aynı niyeti belirtmişlerdi de başlarına neler gelmişti! Neyse ki, formül Venezuella'da tutmadı. Zira Venezuella halkı, on yıllardan beri kendi ülkelerinde ve komşularında defaatle tatbik edilen bu gibi operasyonlara karşı yeterince bilinçlenmişti... Şimdi merak edilen şu; Ukrayna'daki dolaylı bilek güreşi nasıl bir sona varacak? Son iki günde dedikodusu çok yapılan Rus Özel Kuvvetleri, gerçekten Kiev'e intikal etti mi? Rusya'yı kuşatma harekatının en önemli halkası olan Ukrayna meselesinde Putin nasıl bir tavır sergileyecek? Şimdiye kadar önleyemediği Baltık Ülkeleri, Doğu Avrupa Ülkeleri ve Gürcistan'daki siyasi ve stratejik değişimleri bu defa kontrol altında tutabilecek mi? Ukrayna şimdilik beklemede. Seçimlerle ilgili olarak Yüksek Mahkemenin kararını bekliyor. Bu kararın rengine göre taraflar harekete geçecek. Evet, Ukrayna'ya üç el uzanmış, her biri kendisine doğru çekiyor. Siyaseten zayıf ve kolay karıştırılabilen ülkelerin durumu maalesef hep böyle oluyor...