Ürdün reformlarla "Bahar"ı yakalamaya çalışıyor...

A -
A +

Niye "Arap Baharı" denildi, kim bu ismi koydu, tam olarak belli değil, ama Arap dünyasında çiçeklerin açmadığını, dünkü yazımızda Ürdün Saray Nazırının ağzından aktarmıştım. Gerçekten Arap Âleminde olup bitenlere bakıldığında, belirsizlik ve risklerle yüklü çok zorlu bir iklim hüküm sürüyor... Ürdün, bu zorlu iklimde fırtınaya yakalanmamak için ciddi tedbirler alıyor. Siyasi ve ekonomik reformlarla ön almaya çalışıyor. İki üç günden beri bir grup gazeteci ile birlikte, Ürdün'ün üst düzey devlet adamlarıyla görüşüyoruz. Gerçekten son kırk yılın birikmiş meselelerini çözmek için anayasa değişikliği ile başlamışlar. Mesela 1967 yılındaki İsrail işgali sebebiyle, seçimin fiilen yapılamadığı bölgelerle ilgili daha yeni düzenleme yapılmış. Biraz ayrıntı olacak, ama Ürdün'de; Doğu Yakası ve Batı Yakası, tanımı var. Birincisi asıl Ürdün vatandaşlarını, ikincisi Filistinlileri anlatıyor. Ocakta yapılan son seçimlerle 17. Parlamento teşkil edildi, ancak ilk defa seçimler, bağımsız bir seçim komisyonu tarafından yönetildi. Daha önce İçişleri Bakanlığı, yani hükümet bu işi yapıyordu!.. Ürdün'de siyasi partiler, on yıllarca yasaklı tutuldu. Buradan maksat, istenmeyen ve kontrol edilmeyecek bir unsurun halk desteğiyle iktidarı ele geçirmesini önlemekti... Hâlâ daha Ürdün'de, klasik ölçülerde siyasi parti yok. Çünkü bunu sağlayacak siyasi ve sosyolojik altyapı yok. Ürdün halkının kültüründe, daha ziyade kabilecilik anlayışı hâkim. Bir de kontrollü bir değişim ve geçiş süreci ile parti sistemi kurulmak isteniyor. Ürdün'de 45 ayrı seçim bölgesi var. Adaylar bağımsız listelerden girmiş. Altmış bir ayrı liste yarışmış. Dolayısıyla tam bir polarizasyon söz konusu... Seçilen vekiller, Meclis'te bir araya gelip yeni gruplar kuruyor. 150 kişilik Meclis'te en büyük grup ancak 17 kişi. Yeni anayasa değişikliği ile bölgeler dışında, 27 tane (ülke milletvekili) seçilmiş. Tahmin edileceği üzere bunlar, tecrübeli ve birikimli kişilerden oluşuyor. Bunlar vasıtasıyla, mümkün mertebe az sayıda partinin olacağı (Merkez, sağ ve sol parti gibi...) bir politik sistem kurulmaya çalışılıyor. Fakat bunun kısa dönemde gerçekleşmesi zor görünüyor. Parlamento rüştünü ispat ederse, Melik Abdullah daha fazla yetki devretmeye hazır. İlk sınav, yeni başbakanın tespit edilmesi ve güvenoyu alacak bir hükümetin kurulmasıyla verilecek. İstişareler devam ediyor. Lakin ülkedeki ekonomik sıkıntılar ve halkın beklentileri, Meclis çatısı altında sağlanacak bir uzlaşmayı zorlaştırıyor. Yeni anayasa değişikliğiyle, kontrol ve denge sistemini güçlendirmek için, Anayasa Mahkemesi de kurulmuş. Altı yıl süreyle görev yapacak dokuz yargıçtan oluşuyor. Fonksiyon itibariyle diğer ülkelerdeki gibi, kanunların anayasaya uygunluğu denetimini yapmak, kuvvetler arası dengeyi gözetmek ve vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini kollamak yetkileri bulunuyor. Vatandaşların bireysel olarak başvurma hakkı da var. Kurulalı henüz dört ay olmuş, ama önemli müracaatlar olmuş. Başkan Tahir Hikmet, yeni reformlarla, Ürdün'ün zaman içinde, Danimarka ve İngiltere kadar olmasa da, benzer meşruti bir krallık haline getirilmesi hedefinde olduklarını söylüyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.